Bu ülkenin en büyük zenginliği yetişmiş insan kaynağı olduğunu her fırsatta söylerim. CTP ‘de bu ülkenin yetişmiş insan kaynaklarını bünyesinde barındıran önemli bir siyasi partimiz.
Partinin politikaları, toplumsal kesimler arasındaki eşitsizlikleri azaltmayı ve sosyal adaleti sağlamayı hedefliyor. Bu, sağlık, eğitim, çevre ve çalışma hakları gibi alanlarda iyileştirmeleri de içeriyor.
Kıbrıs konusunda çözüme ilişkin tezleri ise ‘iki toplumlu, iki bölgeli ve toplumların siyasi eşitliğine dayalı ve İngiliz üslerinden arındırılmış, askersizleştirilmiş federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin’ kurulmasıdır.
Annan Planı temelinde görüşmelerin devamından yanadırlar ve bu temelde federal devletin kurulmasını istemektedirler.
Her şeye rağmen, Rumlar ile ortak bir devlet kurabileceğini düşünmektedirler.
Bu nedenle, Kıbrıslı Türklerin bağımsız devlet kurması veya KKTC’nin tanınmasını isteme gibi bir düşünceleri bulunmamaktadır.
Buna rağmen KKTC Meclisinde devletin varlığını ve bağımsızlığını koruyup anayasasına bağlı kalacağına yemin eden milletvekili olarak bulunanalar olduğunuda ekleyelim.
Bu kısımın bana çok etik gelmediğinide bu arada belirteyim.
Çoğu birikimli ve güzel konuşan arkadaşlarımızdır.Hitabet taraflarıda güçlüdür.
Ve birçokları Rumu güzel konuşmayla ikna edebileceklerini düşünüyorlar.
Fakat 24 Nisan 2005 ile 23 Nisan 2010 tarihleri arasında Cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan sayın Mehmet Ali Talat ve 2015'ten 2020'ye kadar cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Sayın Mustafa Akıncı güzel konuşmasına hitabetlerininde güçlü olmasına rağmen Rumu bir ortaklık devletine ikna edemediler.
Şimdi yaklaşan bir Cumhurbaşkanlığı seçimi var ve CTP bu seçim döneminde yukarıda yazmış olduğum tezleri üzerinden politika yaparken kendi hükümetleri dönemlerinde mesela elektrik konusunda şimdi veryansın ettikleri AKSA ile anlaşma imzaladıklarını yada 2004-2008 yılları arasında hükümetleri döneminde kamuya binlerce “geçici” statüde işçi ve memur alındığını unutarak buna iç politikayıda karıştırıp oy toplamaya çalışıyorlar.
Çok adaletli bir yaklaşım olmadığını düşünenlerdenim.
Ülkenin ekonomik, sağlık, eğitim çevre sorunları kendilerininde zaman zaman iktidar olduğu hükümetlerin sorunları olduğunu ve bugün yaşananların benzerlerinin kendi hükümetleri döneminde de yaşandığını gözden kaçırıp algı oyunları ile Cumhurbaşkanlığı ile ilişkilendirmektedirler.
Mesela ikdidarda oldukları dönemde Lefke Avrupa Üniversitesinde sarı sendika kurarak Akademisyenleri kapı önüne koydukları hala hafızamızda tazeliğini koruyor.Yada çok absürt bir karar alarak pazar günü marketleri kapatmak için karar aldıkları.Nüfusun %25 inin davalık olduğu.Elektriğe yapılan akıl almaz zamlarla yatırımcıyı ülkeden kaçırdıkları .Resen vergilerin arttığı. Öğrencilerin bile sokağa eylem için döküldüğü .Sendikaların 2 ye bölündüğü 1 Eylül Dünya barış gününün 1 Mayısın 2 ayrı grup tarafından ayrı ayrı kutlandığı da hala aklımızda.
Hükümetin kötü dedikleri icraatları için mesela Kudret Hoca gibi usulsüzlükleri kovalayıp yargıya taşımak yerine söylemden öteye gitmeyip bana dokunmayan yılan bin yaşasın misali sessiz kalmalarıda ülkede normal olmayan şeyler yaşanırken muhalefet olarak beklentilere cevap verememiş olmaları da bir başka beni üzen tarafıdır.
Kelepçe uygulamasında bile Serdinç Maypanın dediği gibi yasa koyucu CTP milletvekillerinin rol yapıyor olmasıda kendilerine yakışmayan kötü görüntülerden birisidir ve kendilerine umut bağlamış birçok kesim için hayal kırıklığıdır.
Tüm bunlar yanında şimdiki hükümetin kötü icraatlarını Cumhurbaşkanlığına fokus yapıp bunun üzerinden oy devşirmeye çalışmak çokta etik ve ahlaki olmasa gerek.
Velhasıl seçim bu ya herşey mübah diyebilirsiniz.
O zaman vatandaşında şöyle bir soru sorma ve bu sorulara cevap bekleme hakkı doğuyor haliyle.
Mesela CTP Cumhurbaşkanlığı seçimine eğitim,sağlık,çevre ,T izinleri vatandaşlıklar ve ekonomi karıştırıldığına göre eğer sayın Erhürman Cumhurbaşkanı olursa verilen vatandaşlıkları, T izinlerini Silah izinlerini ,noterlikleri iptal edecek mi.Yada bunların iptal edilmesi için konuyu yargıya taşıyacak mı?
Kesintisiz ve ucuz elektrik için nasıl bir planları var.Mesela Aksanın sözleşmesini iptal edecekler mi?Yada bunun için nasıl bir eylem planları var?Bilmek isteriz.
Vatandaşın ucuz et yemesi için ne yapacaklar?
Sahte diploma alanlarla ilgili ne yapmayı düşünüyorlar?
İhalesiz yakıt alımı ihalesiz sayaç alımı yapanları yargılayacaklar mı?Geçici istihdam yapacaklar mı?
Bakanlıkları sırasında usulsüz işlere imza atanların dokunulmazlıklarının kalkması için ne yapacaklar?
Dokunulmazlıkları kalkanları yargılayacaklar mı?
Usulsüz yapılan vatandaşlıkları iptal edecekler mi?
Garanti anlaşması ve Türk askerinin Kıbrıstan gitmesi konusunda düşünceleri nelerdir?
1985 Anayasası’nın Geçici 10. Maddesi iç güvenlik ve savunma yetkilerimizi doğrudan Türkiye’ye bağlar. Yani sınırlarımızı nasıl koruyacağımızı, savunma ve güvenlik politikalarımızı biz değil, Ankara belirler.
Dolayısı ile Rum tarafına kapı önerileri olmasına rağmen sayın Tatarı suçluyan Sayın Tufan Erhürmanın Geçici 10. Madde hakkında ki düşünceleri nelerdir?
Ön şart süreli görüşmeye Rum tarafı karşı olmasına rağmen bunu karşı tarafa nasıl kabul ettirmeyi düşünüyorlar?
Ve tabii en önemlisi tüm Kıbrısın garantörü Türkiyenin Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan ‘’Federasyon defteri kapanmıştır uluslararası toplumu KKTC’ yi tanımaya davet ediyorum’’ demiş olmasına rağmen Rumlarla federasyonu nasıl konuşacaklar?Türkiyeye rağmen bunu nasıl yapmayı planlıyorlar?
Madem Cumhurbaşkanlığı seçim propagandasında bunlarda konuşuluyor.Sayın Erhürman ve destekçilerininde bu sorulara cevap vermesi samimiyet açısından gereklidir.
Eğer vatandaş verilen cevaplardan tatmin olursa sonra Cumhurbaşkanlığını konuşuruz.