İnşaat sektörü  katma değer oluşturup 250 alt sektörü besleyen güçlü bir sektör

Lokomotif sektör demelerinin sebebide bu.

 Ekonomi ve istihdamın temel dinamiklerinden olan inşaat sektörü, istihdam potansiyeli ve alt sektörlere yarattığı talep ile ekonomiyi önemli ölçüde etkiliyor.

Ülkemizde inşaat sektörü zayıflarsa çoğu iş kolu ve bunlarda beslenen kalemlerde zayıflar.

Bu öyle bir etkilemedir ki  yumurta satışlarını bile etkileme gücüne sahip.

Pandemiyi hatırlayınız.Bu dönemde "Küresel çapta inşaat sektörü, 10 yıl daha geriye gitti".

Avrupa tarafında açıklanan verilere göre, salgın sonrası boşalan şantiyelerin etkisiyle inşaat sektörü Fransa, İtalya, İngiltere ve Almanya'da çöktü.

Bizdede farklı değildi.Konutların  pahalılaşması dahil sonuçlarını hala yaşıyoruz.

Ve gelelim esas konuya inşaatın yapılabilmesi için olmazssa olmaz unsura.Yani toprağa.

Son dönemde KKTC ‘de yabancıya toprak satışlarındaki artış birçok kesim gibi vatandaşında gözünden kaçmamış.

Özellikle İskele ,Esentepe ve Gaziverendeki inşaat artışı  KKTC 'nin topraklarını tartışmaya açmış.

Ağırlıklı olarak İsraillilere veya İsrailli ortaklara satılan bu topraklarda ciddi tehlikeyi vurgulayan sivil toplumdaki sert açıklamalar hala sürüyor.

Bununla birlikte Başbakan ve Müteahhitler birliği başkanı. 40 yılda yabancıların ev-daire-villa alımına harcanan toprağın Kuzey Kıbrıs’ın %0,3’üne tekabül ettiğini açıkladı,

Ülkemizdeki yabancıların  %15-20’si satin aldığı evde ikamet ediyor. Dolayısıyla demografik nüfus yapımıza olumsuz bir etkileri yok.

Son dönemde yapılan inşaatların site tarzında olduğu düşünüldüğünde tamamlanan her site  dağ-deniz manzaralı bir tatil köyü veya turistik tesis niteliğinde ve buralarda ikamet edenler çarşıyada nakit akışını sağlayan bir faktör.

 Devletin bu evlerin kiralanmasından stopaj , emlak vs vergiler alması da devletin hazinesine katkı yapan bir başka etken.

Her şey dahil otel ve tesislerinde  konaklayan turistlere oranla bu  kesimler  araba kiralamadan marketlere berberinden  marangozuna esnafa dokunup dengeli bir kalkınma yaratıyor.

Buna birde farklı kültürlerin ülkemize katacağı değeri düşünün ;Kitap okuyan, bale opera tiyatro  tercihleri olan , yeme içme kültürünü bilen, müzik dinlemekten hoşlanan, çevre ve hayvan hakları konusunda farkındalığı yüksek insanların adamıza gelmesi burayı daha çağdaş bir yer yapacaktır.

Belki birçoğunun gözünden kaçmış olacak ama işin birde başka bir boyutuda  var ki oda en az inşaat sektörünün ülke ekonomisine sağladığı katkı kadar özel bir öneme sahip.

 Başka ülkelerden gelip KKTC’ de konut alan iş kuran bu yabancılar bir anlamda ülkemiz tanıtımı içinde birer elçi ve KKTC’nin tanıtımına destek olmalarıda  yabana atılmaması gereken önemli bir unsur.

Ve bu unsur  Kıbrıs Türklerini 50 yıldır dünyadan izole etme politikasını sürdüren Rum -Yunan hatta AB-ABD ambargolarını bertaraf eden önemli bir detay.

Bu arada ABD demişken  Lefke ilçesinin 25000 dönümlük  toprak varlığının 10 000 dönüme yakının Amerikalı bir şirkete ait olduğunu CMC’nin Lefkedeki mal varlığının büyüklüğünün 2.5 milyar dolar olduğunu  yabancılara gayrımenkul satışı konusunda hezeyan eden ve bu konuda bugüne kadar sesleri çıkmayanlarada bu vesile ile  hatırlatayım!

Toprak tabii ki bir Devlet için en önemli unsur. Egemenlik ve bağımsızlığın simgesi Yabancıların taşınmaz edinmesine bazı sınırlamalar getirilmesi gerekliliği devleti korumak ve onun devamlılığını sağlamak, temel düşüncesine dayanan önemli, stratejik bir konu fakat muhaceret yasalarınızı düzenlerseniz ve her gelenin iş kurmasına izin vermezseniz bu topraklarda sizin bayrağınız dalgalandığı sürece aranızda %10-15 hatta %25 -30 yabancı olmuş olmasından  korkacak birşeyin olamayacağıda açık.

Dubai ‘ye bakınız Nüfusu (2018) : 3,137 milyon.Nüfusun yaklaşık %25 yerli nüfus geri kalanı ise özellikle Hintli ve Pakistanlı olmak üzere bir çok ülkeden gelen göçmenler. Son yıllarda ziyaretçisi 54 milyona ulaştığını söyelememede gerek yok.

Maltada bu konuda benzser bir ülke.Yüzölçümü 316 km2.Girnenin yarısı kadar bir yer.Nüfusu 500 bin.  Malta nüfusunun %23,6'sının yabancı uyruklu olduğu belirtiliyor.Kişi başı düşen milli geliri ise 34 000 dolar.

Türkiye‘nin yabancılara taşınmaz satışında 62 ülke ile karşılıklılık şartı bulunuyor,Türkiyede Yabancı uyruklu gerçek kişinin ülke genelinde satın alabileceği taşınmaz miktarı en fazla 30 hektar. Satın alınan alanlar, özel mülkiyete konu ilçe yüz ölçümünün %10’unu geçemiyor.

Almanya‘da yabancıların taşınmaz edinmesinde kısıtlama bulunmuyor.Belçika‘da, yabancıların taşınmaz alımında hiç bir sınırlama yok.

Fransa‘da ikamet eden ve etmeyen yabancılar için bir sınırlama mevzuatta açıkça yer almıyor.

İrlanda‘da tarımsal amaçlı arazi ile konut yapımı amaçlı alımlarda üst sınır 20 bin metrekare.

İspanya‘da, askeri alanlar gibi hassas bölgeler dışındaki yerlerde yabancıların taşınmaz edinimine yönelik herhangi bir kısıtlama bulunmuyor.

AB üyesi olmayan bir ülke vatandaşının, karşılıklılık ilkesi çerçevesinde İtalya‘da taşınmaz edinmesi mümkün. İtalya‘da emlak vergisi oranları hem vatandaş hem de yabancılar için oldukça düşük tutularak taşınmaz alımı teşvik ediliyor.Kanada'da açıklanan son veri 10 evden birini yabancının aldığını gösteriyor.

Evet toprak stratejiktir; Devletin temel unsuru, egemenlik ve bağımsızlığın simgesi ülkenin birliği ve bağımsızlığı açısından olduğu gibi yer altı ve yer üstü zenginlikleri açısından da önemlidir   ama  ayni zamanda doğru kullanıldığı zaman KKTC’ nin tanınmasında ve ambargolarıda delen önemli bir unsurdur.Konuya birde bu yönden bakmak lazım.