Bir toplumu ayakta tutan en önemli unsur adalettir. Adaletin olmadığı yerde toplumun yapısı bozulur. İnsanlar birbirlerine itimat etmez ve güvenmezler. Böyle bir toplumda rüşvet, yolsuzluk, haksızlık, hukuksuzluk, adam kayırma işi ehline vermeme gibi yanlışlıklar sıradanlaşır.

Bunun için bu hakkı müdaffa etmek son derece önemlidir.

Bunu yaşanmış 2 hikaye ile anlatmak istiyorum.Biri ismini şu anda hatırlamadığım bir düğünde yaşandı.Düğün kuyruğu çok uzundu .Bizde kuyruğa girdik. Fakat bir süre sonra baktım ki kuyruk azalacağına daha da uzuyor.

Çünkü arada kaynak yapanlar var.Uyardığımda kalabalıktan da beni destekleyenler çıkmasını bekledim.Baktım ki kimsenin sesi çıkmıyor.

Sıramın arkasındaki en az 50 kişi öylece baktı. Neden sıranızı korumuyorsunuz, neden susuyorsunuz dediğimde kafalarını başka bir tarafa çevirdiler.

Araya kaynak yapan zorba ise geçip gitti. Halbuki kendi hakkı yeniyor, yine sesini çıkarmadılar.

Felaketler insanlara dayanışma, hoşgörü ve iyilik getirir ama bu kez getirmemiş belli.

Başka bir örnek yurtdışından;

Bir iş seyahati dolayısı ile Londradaydık.İnternet aracılığıyla satın aldığım eşya paketten camı çatlamış çıkınca, vakit kaybetmeden derhal iade formunu doldurup soluğu postanede aldım.Postaneye girdiğimde 25–30 kişi kuyrukta bekliyordu.

 

Hizmet eden sayısı sadece 2 kişi olunca hem sırada bekleyen hemde hizmet eden için iş sabırları zorluyordu.Ben  kuyrukta iken arkama dönüp baktığımda  40–45 kişinin daha geldiğini gördüm.Sevindim çünkü ortalardaydım.

 

Tam 50 dakika sonra sıra bana geldi. Paketi görevliye uzattım, “Adres paket  üzerinde yazılı” dedim.

 “Paketi niçin  bantla kapatmadınız?” diye sordu. Girişteki “Paket ile ilgili yazılan yazıyı göstererek ‘’içeriğini görmek isteyebiliriz. Lütfen paketlerinizi açık bulundurunuz” uyarısını gösterdim.

 

Sesini yükseltti ve  sinirle “Kapıda ne yazdığını çok iyi biliyorum. Hemen paketinizi bantlayın” dedi.

 

Sıradaki herkes bizi dinliyordu.

 

Yanınmda bant yok.Sizin yanınızdaki bantı kullanabilirmiyim dedim.

 

Yok hayır dedi.

 

3 adım ötede, bir ayakkabı kutusu büyüklüğündeki, sadece paketleme servisleri için yapılmış 25 dolarlık bantı işaret ederek satın almamı ve kullanmamı önerdi.

 

Bu kadar küçük bir paket için o bandı bana aldırmak size mantıklı geliyor mu dedim.

 

“Bantı al ve derhal sıranın sonuna geç!” diye bana bağırdı.

 

Daha sonrada sinirle kuyruktaki bir sonraki kişiyi  “Next!” diye çağırdı.

 

İşte o an hayretler içinde  kaldım...

 

Çünkü sıradakilerden hiç kimse ilerlemedi. Sıranın en başındaki hanımefendi, “Şu beyin kutusunu hemen bantlayın ve işini bitirin önce” dedi.

 

Görevli öfkelenmiş ve bağırmaya başlamıştı: “Anyone else... Next!” 40 kişi yerinden kıpırdamıyordu. İkinci görevliye de gitmiyorlardı. Hizmet durmuştu.

 

Sıradan bir yaşlı bayan, “80 yaşındayım ve dizlerim ağrıyor, ama o bayanın paketini bantlayıp görevinizi yerine getirmediğiniz sürece buradan bir adım atmıyorum” dedi.

 

Görevli elimden paketi alıp  sinirle çekip kutuyu benim söylediğim postane bantıyla yapıştırdı.

 

O kadar çok duygulandım ki   ağlamamak için kendimi zor tuttum.

 

Sadece sıraya dönüp “Thank you ”  diyebildim .Gülümseyerek el salladılar.

 

Dışarı çıktım ve bir süre öylece durdum. Herkesin işi gücü var. Nasıl oldu da tek bir kişi “Acelem var” diyerek sıranın önüne atlamadı? Nasıl oldu da onca kişi bir kişiye yapılan haksızlık için tepki gösterdi?

 O sırada benden hemen sonraki yaşlı hanım işini bitirmiş, dışarı çıkmıştı. Yanıma  yaklaştı. Gülümseyerek “Size yapılan bu yanlış için üzgünüm’dedi.Yanlış bir harekete, anında toplu tepki konmazsa ‘normalleştirilir’. O size ve hepimize hizmet eden bayan bir dahaki sefere iki kez düşünecektir. Biz görevimizi yaptık...” dedi ve  ayrıldı....

 

Aklıma bu durumlar için söylenmiş çok güzel bir söz geldi.

Haksızlıklara karşı susan  dilsiz şeytandır.

Çok entresandır ki bugüne kadar mecliste sahte diploma konusunda açıklamada bulunan işin yanlışlığını ortaya koyup polise savcılığa başvuracağım sonunç alıncaya kadarda bu peşini bırakmayacağım diyeni  görmedim.Hoş dokunulmazlığım kaldırılsın diyede yok ya neyse.

Sankide bu sahte diploma başka ülkede yaşandı sankide halkın menfaatlerini koruması gereken bu meclis KKTC meclisi değil.Sankide bu işten zarar görecek olan Üniversiteler ve esnaf kendi halkı değil.İktidarı anlarım da ana muhalefet de  sus pus.

Yahu arkadaş bir kişi bile çıkıp da ne oluyorsunuz nedir bu sahte diploma işi .Kim bunu yapan .Kapatın .Yargılayın en ağır cezayı verin yarın polise gidiyorum bu iş sonuçlanıncaya kadarda durmayacağım diyeni görmedim duyamdım.

 

Bir İngiliz Atasözü: “Para konuşunca herkes susar.”der.

Ben de bundan  yola çıkarak “menfaat konuşunca vicdan susar” diyorum.

Evet, konunun en mihenk noktası bu.

İnsan, başkasına yapılan bir haksızlık karşısında neden susar sorusunun cevabı tam da bu.