Açıkçası antijen testindeki dağınıklığı görünce . İçimden keşke bu işin organizasyonuda özele havale etsek diye geçirmedim dersem yalan olur.Pandemiye suç bulacaksak.Pandemi ile yüzleşmenin üzerinden nereyse 2 yıl geçti.Herşey çoktan yoluna girmesi gerekirdi.Ama hala "Ortada muazzam bir organizasyonsuzluk ve koordinasyonsuzluk var.

Okulların açılmasına bir gün kala Hastahanelerin önündeki kuyruklar Yeterli sayıda olmadığı görülen test çubukları.

Birde sosyal medyaya yansıyan vatandaşların feryatlarını görünce.

Bir ülke vatandaşlarının hayatını zorlaştırmanın bundan daha iyi bir yolu yok dedim.

Peki neden böyle oluyor?

Neden küçücük bir ülkede vatandaşı memnun edecek hayatını kolaylaştıracak doğru dürüst bir organizasyon yapamıyoruz.?

Yada iyi niyetli girişimler ya da uygulamalar bile olsa organizasyon hataları yüzünden beklenen verimlilik neden sağlanamıyor?

Kısaca örnek vererek açıklayayım.

Biliyorsunuz bir Film için, ışıklar, oyuncular, senaryo sahneler ve tüm bunları organize edecek bir YÖNETMEN gereklidir.

Bir yönetmenin film çekiminde yaptığı tüm işler -planlama, organizasyon, önceliklendirme, sıralama, yönetim, sorunların çözümü-, beyinde de yönetici işlevler tarafından yürütülür.

Beynin yönetici işlevlerini, günlük yaşamımızı sürdürürken ihtiyaç duyduğumuz her türlü sürecin yönetilmesini sağlayan beceri ve davranışlar olarak düşünebilirsiniz.

Ve yönetici işlevlerini yerine getirmeyen bir beyine sahipseniz günlük yaşantınız her yönüyle olumsuz etkilenecektir.

Planlama, önceliklendirme ve işe koyulma ile yakından ilişkili bir beceri… Mesela bu beceriye sahip olmayan çocuklar annesinin imzaladığı izin formunu kaybeder, yaptığı ödevi bulamaz, kütüphaneden aldığı kitap kayıplara karışır…

Bunların sonuçları da hiç iç açıcı olmaz . Gidilemeyen bir okul gezisi, ödev teslime dilmediği için kırık not, iade edilmeyen kitap nedeniyle yaşanan sorunlar… Ama maalesef akıllanmazlar, akıllanamazlar. Organize olmanın değerini anlasalar bile bunu nasıl yapacaklarını bilemezler çünkü.

Hafıza öğrendiklerini akılda tutma ve gerektiğinde kullanma beceriside organizasyonun bir başka unsurudur.

Yine çocuklar üzerinden örnek vereyim.Nasıl olsa bugünün yöneticileride birzamanlar çocuktu.

Hafızası zayıf olan çocuklar, bir sonra ne yapmalarını gerektiğini bilemezler. Bir işi tamamlamaları için birden fazla adım gerekiyorsa sıraya koyamazlar, fikir üretemezler.Kısacası bocalarlar. Bizim için rutin olan bilgiler onlar için ansiklopedik veriler gibi olur. Bu yüzden dağınık bir odayı toplamak bile onlar için imkansızlaşabilir.



Ertelemeden, vakti gelince işe koyulma becerisi de iyi bir organizasyonun olmazsa olmazdır Bu beceriye sahip olmayan bir çocuğun ödeve başlama, öteleme, son ana bırakma gibi sorunlarla karşılaşacağını tahmin etmek zor olmaz sanırım. Bu beceri eksikliği fark edilmediği için de genellikle tembel ya da motivasyonsuz olarak etiketlenirler. Aslında işe nereden başlayacaklarını bilemedikleri için oyalanıp dururlar. İşe koyulamayan çocuklar aynı zamanda planlama sorunu da yaşarlar. Her şey o kadar çok üstlerine gelir ki sonunda her şeyden vazgeçerler ve hiçbir şey yapmazlar.


Bir işin hedeflenen başarıya ulaşması için Planlama / Önceliklendirmede önemlidir.

Planlama yapamayan, önceliklerini belirleyemeyen çocuklar karmaşık işler söz konusu olduğunda bu yükün altında ezilirler. Hedeflerine ulaşmak için atmaları gereken adımları belirleyemezler. Yapılacak işin karmaşıklığını, gereken zamanı ölçemezler. Kısacası bağımsız olarak bir görevi üstlenip, adım adım yerine getiremezler.

Kolay işler değil bunlar ama biz önümüze her gelene iyi insandır diyerek bu işleri yapması için onay verirsek sonrasında şikayet etmek içinde hakkımız olmaz.

Nediyelim. İyi bir film için iyi bir yönetmene ihtiyacımız olduğunu yukarda yazmıştık. Siz siz olun iyi filmler seyretmek için iyi yönetmenler
bulmaya çalışın.Yoksa izlediğiniz filmden zevk almazsınız biryana filmi seyretmek için geçen zamanınızada acırsınız.