Bir gece yattık kalktık bir de baktık Azerbaycan ile Ermenistan el sıkışıyor.

Sıkışan ellerin ortasında da kendine has Amerikalı gülüşü ile ABD başkanı Trump duruyor.

Rusyanın yıllarca uğraşı bir sonuca varamadı .Fakat ABD başkanı Trump Zengezur Koridorunu Trump koridoru yapmayı başardı.

Tabii burada Türkiyeninde rolünü ve elde ettiği çıkarlarını da yabana atmamak lazım.

Aslında bu proeje ABD -Türkiye birlikteliği ile başarıldı.

İranın uzun yıllardır Ermenistan üzerinden Türkiye’nin Türk Devletleri ile olan bağlarını zayıflatma çabası bu sayede ortadan kalkmış oldu.

Tabii bu süreç 1 gecede olmadı.Koridorda gözü olan İran ve Rusya etkisizleştirildi.Rusya Ukrayna savaşı ile zayıflatıldı. İran önce İran-Irak Savaşı’yla yıprattıldı. Ardından nükleer silah programı iddiaları üzerinden baskı altına alındı ve günümüzde İsrail ile yaşanan savaş sürecinde bölgedeki etkisini önemli ölçüde sınırlamayı başardı.

8 Ağustos 2025’te Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, ABD Başkanı Donald Trump’ın ev sahipliğinde imzalanan deklarasyonun Azerbaycan açısından en önemli sonucu, savunma alanındaki ABD yaptırımlarının kaldırılması oldu.

Ancak bunun karşılığında, Zengezur Koridoru (Turan Koridoru), “Trump Uluslararası Barış ve Refah Yolu Bağlantı Projesi” adıyla 99 yıllığına ABD’nin işletmesine devredildi.

Kiralandı yani.

Bu anlaşmanın olası sonuçlarınada kısaca değinelim

Öncelikle ABD artık Türkiye ile komşu diyebiliriz

Barış anlaşması ile Zengezur Koridoru'nu yeni bir transit geçide dönüştürecek ve Güney Kafkasya'da büyük etkileri olacak bir anlaşma .

Bakü için bu koridor, Nahçıvan'a doğrudan bir kara bağlantısı sunacak ve Türkiye ile de bağları güçlendirecek.

Koridor ayrıca Azerbaycan'ın küresel ölçekte önemli bir ulaşım ve lojistik merkezi olarak konumunu güçlendiriyor.

Anlaşma ayrıca Çin’in küresel ticaretteki konumunu güçlendirmeyi hedefleyen Yeni İpek Yolu Projesi karşısında sert bir şekilde öne çıkmakta.

Öncelikli amacın ticari olduğu vurgulansada aslında konu tamamen siyasi ve askeri. Anlaşma ticari bağlantıyı, altyapıyı (örneğin demiryolu, boru hatları, fiber optik) ve bölgesel entegrasyonu teşvik etmeyi amaçlıyor gibi görünse Güney Kafkasya'daki geleneksel Rus etkisini zayıflatarak ABD'yi kilit bir bölgesel güç konumuna getirmek.

ABD Başkanı Donald Trump, alışılmışın dışında bir lider.Kamuoyunda sıkça ‘’aptal“mantıksız”yakıştırmlarına maruz kalsada ABD’nin çıkarlarını kendi ticari bakış açısıyla şekillendiriyor.Örneğin Panama Kanalı’nın da bir bölgesinin Çinli bir şirket tarafından işletilmesini eleştirerek başlattığı kampanyayı, “ABD’nin yaptığı bir eseri geri alması gerekir” söylemiyle destekledi. Başlangıçta sıra dışı olarak değerlendirilen bu açıklamalar, kısa süre içinde ciddiyete doğru ilerlemeye başladı. Yakında panama kanalınıda 99 yıllığına kiralarsa şaşırmayın.

Bu durum, devlet yönetiminde ticari zihniyetin bazen belirli avantajlarının da olabileceğini göstermiyor değil.Dikkate almak lazım.

20. yüzyılın başlarına kadar uzanan bir geçmişe sahip Azerbaycan Ermenistan sorunu Sovyetler Birliği döneminde artan etnik gerilimler ve toprak anlaşmazlıkları, 1988'de başlayan ve 1994'e kadar süren Birinci Karabağ Savaşı'na yol açmıştır. Bu savaş, her iki ülkenin de toprak bütünlüğü ve egemenlik iddialarını içeren bir dizi çatışmayı beraberinde getirmişti.Şimdi 2 üke arasında barış rüzgarları hakim.

Gelelim Kıbrısa.

Görünen o ki biz Kıbrısta birbirimizle didişip kavga ederken 51 yıldır bize orta sahada top çevirtenler istedikten sonra bu sorunu da çözebilme kudretindeymişler dedirten bir resim gördük geçtiğimiz gün TV ekranlarında.

Aslında hiçbirşey bizim birşeyleri istememize yada istemememize bağlı değilmiş.

Azerbaycan ile Ermensitanı masaya oturtan ve barış anlaşması imzallatıran güç şartlar olgunlaştığında Kıbrıs sorunu dediğimiz tiyatroyuda sonladırabilirmiş.

Esas mesele dünyaya yön veren büyük devletlerin neyin nasıl olmasını istemesine bağlı.

Belki birgün bizde Trumpı veya başka bir başkanı Nobel barış ödülüne aday gösterebiliriz.Kimbilir.