KOOPERATİF TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONU
Tüm bu kooperatifler ve bankacılık FASIL 114’de yazılı kurallar gereği Kooperatif işleri dairesin’e bağlıydı başında da bir mukayyit bulunuyordu.
Bu Mukayyit yasanın kendine verdiği yetkiler ile bağımsız ve konusunda nerdeyse Vali’den daha yetkili idi.
Mukayyit tüm kooperatifleri denetler,hatalı bulduğu kooperatiflere her türlü cezayı verecek yetkiye ve organlara da sahipti.Kendi içinde mahkeme kararlarına eşdeğer yargı sistemi bile oluşturulmuştu.
İşte bu model içerisinde her Türk köyünde bir köy kooperatifi kurulmuş ve tüm bu köy kooperatifleri bir araya gelerek Kooperatif Merkez Bankasını oluşturmuştu. Köy kooperatifi sekreterini köylü, Kooperatif Merkez Bankası yönetim kurulunu da bu köy kooperatiflerinin temsilcileri seçerdi.
Köylünün her türlü girdisi, gıda, gübre, tarımsal aletler, tarım ilaçları, inşaat malzemesi, nakit kredi bu kooperatiflerce karşılanır ve de ürettiği ürünler için da pazarlamacı görevini üstlenirdi.
Bu yapı 1974’e kadar Kıbrıs Türkünün direniş gücünü artıran en büyük desteği idi.
Fakat 1983 yılında hükümet çok ciddi bir müdahalede bulundu. Önce Kooperatif Şirketler Mukayyitliğini, Kooperaratif İşleri Dairesine dönüştürdü sonrada Başbakanlık bünyesine kattı.
İşte bu tarihten itibaren adım adım tüm kooperatiflerde politika egemen olmaya başladı.
Belli bir süre özellikle muhalefet partileri Kooperatif Merkez Bankasını ‘’Gerçek sahibi köy kooperatiflerine devredeceğiz’’diye açıklamlar yapmış bunu programlarına almış .Fakat sonradan kaldırarak kendi iktidarları döneminde populist politik yönetimi benimsemişlerdi.
Bugün Kooperatiflerde yaşanan bu dönüşümle birlikte artık, KİT’ler, Kurumlar ve Kooperatifler politikacıların yönettiği kurumlar halindedir ve ve buna paralel olarak sendikalar da politize olmuşlardır.
Denetleme, Yönetime el koyma. Yargılama yetkisi da dâhil Kooperatif mukayyidi bu görevlerini tam anlamı ile yapamaz durumdadır.
Sonuşta birçok Kooperatif yöneticiside bundan aldıkları cesaretle bize bir şey yapamazlar düşüncesi ile Kooperatiflerini iflasa sürüklemişler ve Mukayyitlikte bunu sadece izlemiştir.
Bugün geldiğimiz noktada köylüye eskisi gibi ucuz kredi sağlayıp temel gereksinmelerini karşılayan ,üretime katkıda bulunmaları konusunda destek veren sınırlı sayıda kooperatif işletmesi kalmıştır.
Halk Fidan, gübre, tohum, ilaç, tarımsal aletler, inşaat ve daha birçok girdilerini Koop Bankacılık sisteminden değil özel sektör ve Bankalarından karşılamaktadır.
Koop kuruluşlarının üretim maliyetleri özel sektöre göre daha ucuz olması gerekirken daha pahalı olmuştur.
Bu sebepten dolayı çiftçi Koop Merkez Bankası kuruluşlarından vazgeçmek durumunda kalmıştır.Devam edenler ise rekabet ettikleri kuruluşlara göre yok denecek kadar az kar marjı ile çalışmaktadır.
İşte bu bize uymayan bu Ekonomik modellerin gelmesi ile birlikte bir taraftan Kooperatifçilik, diğer taraftan KİT ve kamu kuruluşları iflasa sürüklenmiştir.
Sanayi Holding, sonra Peyak, Zey-Ko, Ay-Ko, ETİ, Kıb-Tek, Kıbrıs Türk Hava Yolları, birçok Köy Kooperatifi, Cypruvex, Toprak Ürünleri Kurumu, OL-KO Birlik, Okal Koop ve daha nicesi
Bugün Binboğa ,Ziraii levazım ve Koop sütte yaşananlar da bunun sonucudur.
Tasarruf mevduatı sigorta fonu ile ilgili basına yansıyan ve Kudret Özersay hocanın yapılmak istenen bir yasa değişikliği ile ilgili yasaya aykırı kullandırılan kredilere ve bu kredileri verenlere af getiriliyor dediğide yukarıda bahsettiklerimin bir sonucudur.
Tasarruf mevduatı sigorta fonu ne diye sorarsanız sırası gelmişken onuda açıklayalım ki halk ne olup bitiğini daha kolay anlasın.
Bu fon ;
Kooperatiflere yatırılan tasarruf mevduatlarını sigorta altına alarak, tasarruf sahiplerinin haklarını korumayı ve kooperatiflerin mali yapısını güçlendirmeyi amaçlayan bir fondur.
Bankalarda bulunan mevduat sahiplerinin tasarrufunun sigorta parası
Ki bu para her mali yılın Haziran ve Aralık ayı sonundaki toplam tasarruf mevduatının % 0.5 (binde beş)‟i oranındaki prim miktarına karşılık gelir;
Yine bankalara yatırılan ve 10 yıl süre ile aranmayan paralar.
Tasfiye edilen kooperatiflerin bakiye aktifleri; Kooperatif kuruluşları ile diğer kurum ve kuruluşlar tarafından yapılacak bağış ve yardımlar.
Türkiye Cumhuriyetinden ve diğer ülkelerden bu amaçla sağlanacak yardımlar. Devlet Bütçesinden sağlanacak avans miktarları.
Kurumlar Vergisine tabi kooperatiflerin, 31 Aralık tarihinde teşekkül eden vergi öncesi karlarının %5 (yüzde beş)‟lik kısmı;
Hepsi bu fonun kaynaklarıdır.
Bu Fonun yönetiminde dönemin iktidarının atanmış bürokrat ve partililerinin bulunduğunuda ekleyelim.
Üzülererek söylemem gerekir ki bu sistem neticesinde son 45 yılda Kooperatifçilik ile kalkınan ve ayakta kalmaya çalışan ekonomimizde onlarca fabrika yok edilip toplumun üretimden koparılması gerçekleşti.
Bir yandan Kooperatifçiliğin, diğer yandan KİT ve Kurumların politik çiftlik olarak kullanılması, gelen giden hükümetlerin ayni düzeni sürdürmesi böylesi önemli değerlerimizi kaybetmemize sebep oldu.
1986 yılından itibaren uygulanan ve ekonomik kalkınmamızı sağlayacak Paket’ler ne yazık geçen 39 yılda bu kalkınmayı sağlayamadı.
Ben ekonomist değilim fakat üretime ve ihracata dayanmayan hiçbir modelin kalkınmayı gerçekleştiremeyeceğinide bilecek kadar bilgiye de sahibim.
Kısa ve öz ; Kooperatiflerin, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde çok önemli ve ayrı biri yere sahip olduğunu unutmamalıyız .
Kooperatif kurumlarımızın varlığının devamı halkın emeğinin çalınmaması ve daha iyi bir demokrasi için halkın haklarını koruyan fonlara sahip çıkmalı ve hesap verilebilir bir düzen yaratmak zorundayız.Bunun dışında yapılacak olan herşey beyhudedir.