2025 yılında Avrupada iki insan grubunu, iki mahalleyi birbirinden ayıran bir duvarın var olduğunu belkide birçoklarınız bilmiyordur.

Evet var.

Üstelik bu duvar Demokrasinin beşiği dediğimiz Büyük Britanya’da!

Avrupanın ortasında insanlar Katolik/Protestan ya da Kraliyetçi/Cumhuriyetçi diye ikiye ayrılmış durumda.

Kraliyetçiler İngiltere’ye bağlı bir İrlanda istiyorlar, Cumhuriyetçilerse bağımsız bir İrlanda’dan yanalar.

Adına Barış Duvarı denilen bu duvar işte bu iki görüşün birbiriyle savaşmasını engellemek için 48 yıl önce yapılmış bir duvar.

Zaman zaman yaşanan sorunlardan dolayı, duvar 3 kez yükseltilmiş, şu anki yüksekliği 7,2 metre .

Mahalleri birbirinden ayıran duvarın uzunluğu ise 5 kilometre.

Ülkenin her tarafındaki şehir ve kasabalarda, toplam uzunluğu 35 km’yi bulan 50’den fazla Barış adını verdikleri duvar inşa edilmiş.

Kuzey İrlanda’nın Belfast, Deny, Portadown şehirlerindeki bütün parçalar birleştiğinde duvarın uzunluğu 34 kilometreye kadar varıyor.

Tek parça olarak en uzunu ise Batı Belfast turlarının en popüler noktasındaki 5 kilometrelik duvar.

Duvarın eni bir metre. Sağlam olması için bazı yerler demirden yapılmış. Beton duvarın üzerine demirden ek bir bölüm, onun üzerine çelik bir kafes eklenmiş. Böylece duvarın boyu 7.2 metreye çıkmış. Bu kadar uzun olmasının bir sebebi karşı tarafa bomba atılmasını engellemek.

Duvarın kot farkından kısa kaldığı, iki mahallenin birbirine metreler mesafesinde yaklaştığı noktalarda ise tedbir olarak karşı mahalleyi gören evlerin duvarlarına pencere konmamış.

İlginç bir ayrıntı daha var; duvarın üzerinde 6 kapı bulunmakta.

Geçiş kapısı.

Bu kapılar ne olur ne olmaz diye iki mahalle arasındaki zorunlu ilişkiler için yapılmış .Ama bu demir kapılar gece saat 10’da kapanıyor ta ki sabah 7’ye kadar da kapalı. Bu durum tam 55 yıldır böyle.

Kuzey İrlanda’daki sorun genel olarak dinî bir sorunmuş gibi algılanır ama esasen sorun son derece siyasi bir sorundur.

Ve işin özü 1920’den 1970’li yıllara kadar, yani Kuzey İrlanda’yı Ulster Birlikçiler Partisi’nin (Ulster Unionist Party - UUP) tek başına yönettiği dönemde, Protestanlara istihdam, konut ve oy kullanma hakkı konusunda ayrıcalık tanınması ve bunun Protestan ve Katolik nüfus arasında bir eşitsizlik yaratması…

Bu eşitsizliğe karşı 1960’lı ve 1970’li yıllarda Amerika’daki sivil haklar hareketinin de etkisiyle Kuzey İrlanda’da bir arayış başlıyor ve birleşik bir İrlanda amacıyla bu sefer 1969’da IRA yeniden kuruluyor.

O dönem, gerilimi ve taraflar arası şiddeti körükleyen olay ise 1972’de tarihe ‘Kanlı Pazar’ olarak geçen ve 14 sivil göstericinin öldürüldüğü olay.

30 yıla yaklaşan bir şiddet dönemini ise ilk adımlarını John Major’un attığı, Blair’in başbakanlığında ise gelişen diyalog ve müzakere süreci alıyor.

IRA 1994’te ateşkes ilan ediyor ve taraflar arasında 1998’deki Hayırlı Cuma Anlaşması imzalanıyor.

Tabii ABD nin ve Clinton yönetiminim de o dönem üçüncü taraf olarak sürece katkısı büyük.

Hayırlı Cuma Anlaşması (Good Friday Agreement) Kuzey İrlanda’da yetki paylaşımı ve taraflara koalisyon hükümetini zorunlu kılan bir anlaşma.

Yine Dublin ve Belfast arasındaki sert askeri sınır kalkıyor böylece, bugün bir sınır yok iki şehir arasında örneğin. Anlaşma, şiddeti yok seviyesine indirmesi bakımından son derece başarılı ama bugün hala toplumsal kesimler arasında anlaşmazlıklar ya da husumetler devam ediyor.

Kuzey İrlanda'da bugün hala 20 milden fazla barış duvarı -veya barış hattı- var, çoğunluğu ise Belfast'ta.Ancak Hayırlı Cuma Anlaşması'nın üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen bunları yıkmak zor görünüyor.

Son on yılda 18 barış hattı kaldırılmış.Benzer sayıdakilerin boyutları küçültülmüş veya değiştirilmiş.

Barış kapısının açılış ve kapanış saatleri hala daire tarafından belirleniyor ve kapının açılış saatlerinin uzatma talepleri için dört haftalık bildirim gerekiyor ve polisin yanı sıra yerel seçilmişler ve toplum gruplarıyla da iletişime geçilmesi gerekiyor.

İrlanda Cumhuriyeti zorlu bir doğum yaşadı. 13. yüzyıldan beri Büyük Britanya tarafından yönetilen, çoğu Katolikleri bastıran vatandaşları, kendilerini sonraki birkaç yüz yıl boyunca İngiliz egemenliğinden kurtarmak için mücadele etti. 1919'da İrlanda milliyetçisi bir parti olan Sinn Féin tarafından İrlanda cumhuriyeti ilan edildi . İrlanda'da iç savaşla karşı karşıya kalan Britanya, 1920'de adayı böldü ve ağırlıklı olarak Protestan kuzeydoğu ile ağırlıklı olarak Katolik güney ve kuzeybatıda ayrı parlamentolar kurdu.

Bugün İrlanda Cumhuriyeti tam bağımsız bir devlettir, kendi hükümeti ve devlet başkanı vardır. Kuzey İrlanda ise Birleşik Krallık'a bağlı özerk bir bölgedir ve Birleşik Krallık'ın anayasal monarşisi altında yönetilir.

Gelelim Kıbrısa;

Ayni dili konuşan dini ve kültürleri ayni olan topluluklar bile sırası geldiğinde ayrı yaşama ve egemenlik hakkını kullanırken dili ayrı dini ayrı olan 2 topluluğu birarada yaşatma çabası Akdenizin bu batmayan uçak gemisi Kıbrısta yeri geldiğinde birtakım çevrelerce değişik senaryoları devreye koyma oyunundan başka bir şey değildir.Tarih buna şahittir.

Duvarların olmadığı bir Kıbrıs istiyorsak AB içinde 2 ayrı ve egemen devlet en doğru ve çıkar yoldur.