Önce göğsünün biri alındı sonra da rahmi…
Bu nedenle kanser hastalarının mücadelesini, zorlu tedavi süreçlerini yaşamış birisi olarak az da olsa bilirim dertlerini…
Ve imkanlar tabi ki…
Ne yazık ki kanser illetine daha bir çare bulunmadı ve erken teşhis en önemli şey…
Erken olmayınca sonuç hep kötü oluyor bu da belli.
KKTC’de de kanser hastalarının sayısı hızla artıyor ve nihayet Bakan Gülle Temmuz ayından itibaren hastanenin hizmete gireceği müjdesini verdi…
Sağlık açısında, kanser hastaları yönünden sevindirici bir haberdir bu, her ne kadar da geç kalınsa da…
Ama gelin görün ki sistemsizlik sağlık alanında hala en büyük sıkıntı…
Taşlar bir türlü yerine oturtulamıyor!
4 ay sonra belki de tam teşekkülü bir Onkoloji hastanemiz olacak ama peki burasını kimler yönetecek?
Burada çalıştıracağımız kaç tane onkolog var?
Sağlıklı insanlar için bu çok önemli olmayabilir çünkü biz ancak başımıza gelince bazı şeyleri anlarız…
Ama kanser hastaları için öyle değil…
Onlar için en ufak bir açıklama ya da yenilik bile büyük umut taşıyor…
Elimize ulaşan bir okur mektubu içimizi yaktı geçirdi…
Meme kanseri olan ve tedavi sürecinde olan bir kadının haykırışlarıydı bu…
Bize isim de verecek tek başına mücadele eden bir doktorumuzdan da bahsetti ama sitemi ona değil sisteme olduğu için doktorun ismini de yayınlamakta mahsur görmedik!
Yüzlerce kanser vakası ve tek bir doktor…
Kim sağlıklı bir hizmet verebilir ki böyle bir şartta…
Özlem hanımın affına sığınarak yayınlıyoruz bu okur mektubunu.
Belki bir çare üretilebilir istemiyle;
…
“Merhaba.. Ben 1995 'den beri KKTC de yaşıyorum. KKTC vatandaşıyım. Geçen sene meme kanseri olduğumu öğrendim. Ameliyat, kemoterapi ve radyoterapi sürecimi tamamladım.
Şu anda 3 ayda bir göbekten iğne oluyor ve her gün bir hapım var, onu alıyorum.
Bu arada genel ultrason ve röntgen, kan değerlerim alınıyor ve inceleniyor. Bu ay 4 Mart’ta randevum vardı. Fakat (Magosa'da yaşadığım için, Magosa Devlet hastanesinden o gün doktor sıkıntısı olduğu için ) 5 Mart günü film çekimlerimi yapabildim. Ve Tüm raporlarımla doktorun karşısına çıkmak istedim.
5 Mart günü Özlem hanımın (Onkoloji ile ilgili tek uzman doktor) toplantısı nedeniyle son hasta olarak benimle görüşemedi. Randevu için memurlardan randevu günü istedim. Mayıs’ın 3. haftasına randevu söylendi. Biraz diklenince 2 Nisan günü son hasta olarak beni yazdılar. Bu arada İçeriden (memur benden duyma dedi) Bugün çok yoğun hasta trafiği olmadığını öğrendim. Bekledim. Son hasta olarak, görüşmek istedim.
Özlem hanım, benimle görüşmek istemedi. Israrla randevu almam gerektiğini söyledi. Size anlattığım gibi konuyu izah etmeme rağmen. Düşünün. 3 ay önce kontrol oldum. Bu süre içinde vücudumda, değerlerimde ne gibi bir gelişme var bilmiyorum. Kanser Hastasıyım. Allah korusun, belki bir başka yerime de sıçramış olabilme riski var ki, her 3 ayda bir kontrol olmam ve bir sonraki kontrol reçetelerini almam şart.(Bu arada acil olan göbekten iğnem yapıldı. O kadar)
En acı konu KKTC'de kanser hastalarına sadece ÖZLEM HANIM bakıyor. Başka doktor yok!..
Üstelik bu bakım saat 12.00... Bazen de 13.00'e kadar. Kadının mesai saati bu ! ...
Sadece kendisi olduğu için yorgun ve sinirleri de bozuk.
Ona kızmama rağmen asıl kızgınlığım, sisteme…
KKTC'DE TEK KANSER UZMANI...ÖZLEM HANIM. ÜSTELİK KANSER HASTALIĞI BU KADAR YAYGINKEN.!
Yeni onkoloji birimi yapılıyormuş!...
Doktor peki?...
Alt yapı?
Adım gibi eminin hiç biri hazır değil. Bu birim de sözde Temmuz’da açılacakmış!..
Sağlık Bakanlığı kahve içme merasimlerini erteleyebilirse tabii..!
Ben Özlem hanımı beklerken başka bir hasta acilden geldi. Kemoterapi alıyor, grip olmuş, sızlanıyordu kadın. Üşüyor ve çok ağrısı olduğundan bahsediyordu. Ve son hasta olarak Özlem hanıma girebildi.
Bir şekilde sistem eleştirilmeli.. Doktor hanım da.. Fakat benim en az 5 yıl daha bu insanlarla beraberliğim olacak.. Bu nedenle ismimi kullanmazsanız sevinirim.
Saygılarımla…”
(İsmi mahfuz)
MESAJ KUTUSU
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, bakanlığınıza bağlı Meteoroloji Dairesi’nde bir çalışanınızın işe gitmemeyi gelenek haline getirdiğini biliyor muydunuz? Bu arkadaş daha çok kasaplık yapıyormuş ve örgüt başkanı olduğu iddia ediliyor. Torpille işe alınınca böyle vakalar sık oluyor, hadi bakalım kimmiş bu vatandaş bulun. Bulamazsınız size söyleriz!
…
Sayın Fuat VEZİROĞLU, Alpay Durduran’ın ilginç açıklamalarından sonra şimdi de siz TKP vekili olduğunuz dönemdeki perde gerisindeki olayları kaleme alma kararı almışsınız. Gözler şimdi sizin söyleyeceklerinize çevrildi. Umarız zamanlama hatası yapmıyorsunuzdur…
…
Sayın Mehmet ÇANGAR, Harvard Üniversitesi ile ortak 100 Milyon Sterlin yatırımlı yeni bir üniversite kurmak için yoğun bir çalışma içinde olduğunuz söyleniyor. Demek ki siz de artık ülkenin geleceğinin bu sektörde olduğuna karar verdiniz. Hayırlı uğurlu olsun…
…
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, önceki akşam Teberrüken Uluçay ve Hasan Sertoğlu ile Cihangir’de yemekte buluşmuşsunuz. Şu federasyon tartışmalarına artık son noktayı kaymak lazım değil mi? Zira gidişat hiç iyi değil!
…
Sayın Aziz GÜRPINAR, bakanlığınızda nefes darlığı çeken bir çalışanınızın yerini değiştirerek ailenin gönlünü fethettiniz. Teşekkür mesajlarınız geliyor. Doğru olanı yaptınız biz de teşekkür ederiz…
…
Sayın Önder SENNAROĞLU, bin 300 ton tohumluk buğday ihalesinde pek de kafamıza yatmayan şeyler duyduk. Umarız iddialar doğru değildir, gün içinde mutlaka sizi arayacağız, telefonumuzu bekleyin!
…
Sayın Mustafa ŞENER, Stan Toto’nun borçlarını ödemek için KKTC’ye geldiğinizi duyduk, hoş geldiniz sefa getirdiğiniz. Öncelikle çalışanlardan başlayarak esnafa da olan borcunuzu sıfırlarsanız hayır duaları alacaksınız.
…
Sayın Akan GÜRKAN, 7 yıl gibi çok uzun süren bir davadan sonra iki doktorun mahkumiyet almasını sağladığınız için hem sağlık hem de hukuk camiası sizin başarınızı konuşuyor. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…
…
Sayın Hüseyin MACİT, Sabahattin İsmail’den sonra Aydın Akkurt da basın dünyasından emekli olup sizi bu yolda yalnız bıraktılar. Şimdi büyük sorumluluk sizin sırtınıza yüklendi, umarız alnınızın akıyla çıkarsınız, kolay gelsin…
…
Sayın Erman YAYLALI, Mimoza Otel’e son ihalede de alıcı çıkmayınca kara kara düşünmeye başlamışsınız. Olmayacak her işte bir hayır vardır en iyisi burasının otelcilik okuluna çevrilmesi olacaktır. Bir düşünün deriz…
…
Sayın Hüseyin BARBET, asgari ücretin yarısı yetmezmiş gibi şimdi de tam asgari ücret istemeye başlamışsınız! İyi de bu parayı muhtarlar nerelerde kullanacaklar bunu da bir açıklasanız diyoruz. Mühür başına da 10 TL aldıklarını unutmamak lazım değil mi?
…
Sayın Cem DANA, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik Mağusa’ya özel bir anket yaptırdığınızı duyduk. Umarız anket şirketiniz çok sağlamdır çünkü bu iş de artık çığırından çıktı…Sonuçları ilk bize ulaştıracağınızdan da hiç kuşkumuz yok…
…
Sayın Veçhi CEZAROĞLU, Erkut Şahali ile dünkü öğle yemeğinde sohbet konusu genelde Cumhurbaşkanlığı seçimleriydi değil mi? Ama her ne hikmetse sizde daha çok sayın vekil konuştu…Afiyet bal şeker olsun…
…
Sayın Hüseyin MÜLAZİM, girişimleriniz sonucu İskele ve yöresinde kavga ve gürültünün son bulduğu söyleniyor. Boşuna dememişler değil mi bölge halkının derdinden yine bölge halkından olan anlar diye…Az dayanın artık 34 gün kaldı artık…
…
Sayın Talip ATALAY, eğer adaylık başvurunuz kabul edilirse KKTC’den bir gurup seçmenin sırf size oy vermek için uçak kiralayacaklarını duyduk. Demek ki burada epey çevre edinmişsiniz desenize. Hadi bakalım hayırlısı…
GÜNÜN FOTOĞRAFI:
.jpg)
-----------------------------------------------
Günün Fıkrası
Günün Fıkrası
Sinyal…
Temel Cemal'e telefon eder, sekreter çıkar.
- Teleseçretere not pırakacaytum, der.
- Bana da bırakabilirsiniz der, sekreter.
Temel uzun bir süre ses çıkarmayınca, sekreter kız ne olduğunu sorar.
Temel cevap verir,
- Haçan sinyal vermedunuz daa.
- Teleseçretere not pırakacaytum, der.
- Bana da bırakabilirsiniz der, sekreter.
Temel uzun bir süre ses çıkarmayınca, sekreter kız ne olduğunu sorar.
Temel cevap verir,
- Haçan sinyal vermedunuz daa.