Belediye Başkanlığı ve Belediye Meclis üyeliği seçimiyle ilgili görüşlerimi seçim boyunca paylaşacağım.

Çünkü belediyelerin ve yönetiminde bulunan başkan ve meclis üyelerinin alacakları kararlar kendileride dahil gelecek 4 yılımızın insana verilen değer ve konfor açısından yaşadığımız beldede nasıl olacağını ilgilendiren çok önemli bir konu.
Günümüzde Belediyeciliğin ne demek olduğunu anlatmak adına bir örnekle başlamak istiyorum.
Tepebaşı, Eskişehirde bir ilçe 2020’ye kadar karbon emisyonunu azaltmak için Başkanlar Sözleşmesi’ne imza atan 7 belediyeden biri. Karbon envanterleri çıktı, nereden ne kadar karbon emisyonunu azaltacaklarını planlıyorlar. Çevreci ve tasarrufa yönelik girişimler dışında hizmeti her katmana ulaştırmayı amaçlayan, çocuk, kadın, yaşlı ve engellilere dönük projeleri de hayata geçiriyorlar.
Hem çocuklara hem de yetişkinlere ücretsiz kültür ve sanat eğitimlerinin verildiği belde evleri, engellileri istihdam ederek onları hayata kazandıran kafeler var. Sağlık hizmeti evlere taşınıyor, ağız ve diş sağlığı merkezinde binlerce çocuğa ücretsiz tedavi uygulanıyor.
300 parsellik hobi bahçesi var. 150 tanesi engelli ailelerine 50 lira gibi komik bir rakama kiralanıyor. Ailecek gelip burada toprakla uğraşıyor, yetiştirdikleri sebzeleri satıyor veya tüketiyorlar. 10 okulda Okullar Hayat Olsa projesi devam ediyor.
Velilere spor, biçki dikiş, bilgisayar, İngilizce sınıfları açılıyor.
İlçenin bir bölgesinde 30 dönümlük arazide Alzheimer hastaları, engelliler ve yaşlılar için Sağlıklı Yaşam Köyü kuruldu. Tepebaşı Belediyesi Eskişehirde bir belediye ,sosyal belediyecilik anlayışının hakkını verenlerden.
Rantı değil, insanı öne koyan...
Faydacılığı değil, samimi hizmeti şiar edinen bir belediye.
İstenirse bir şehirde yaşam kalitesinin artırılabileceğinin kanıtı.
Sokaklarda insanların yüzü gülüyor. Ve boşuna değil.
Dünyada çağdaş belediyecilik anlamında insanı ve birlikte ortak yaşam alanını kullandığı diğer canlıları merkeze alan çevreyi otu ile böceği ile önemseyen birçok adım atılırken bizlerin hala 19.yüzyıldan kalma köhne bir hizmet kalitesi ile yaşıyor olmamız ülkesine sevdalı biri olarak benim canımı acıtan en önemli konu.
Çünkü eğer vergi veriyorsanız karşılığıda size verilmek zorunda.Yoksa vergi vermenizin bir espirisi kalmaz.
Güney Lefkoşa’yı, Türkiye, Avrupa, gibi bir çok ülkenin şehirlerini gezmiş görmüş ve birçok ülkede çağdaş belediyecilik anlamında yakından yapılanları izleyen birisi olarak ülkemin belediyecilik hizmetlerinden memnun değilim.
Görevdeki mevcut belediye başkanının 4 yılda hele helede 8-12 yılda yapamayıp da şimdi yapacağı hiç bir projesi olmadığına inanıyorum.
Düzenli çöp alanları geri dönüşüm ile ilgili projeleri her seçim arifesinde duyuyoruz.
4 sene gelip geçiyor.Lakin hala daha vahşi çöp depolanmaya devam edilirken çıkan yangınlarlada karbonmomoksit solumaya devam ediyoruz.Yeraltı kaynaklarının kirlenmeside cabası.
Hala daha evlerimizdeki işyelerimizdeki tuvalet ve mutfak atıklarımızı toprağa yerlatına veriyoruz.Sonrada çevreyi koruyarak gelişiyoruz diyen ve yeniden aday olan belediye başkan adayları bizden onay istiyor.İşleri bitmemiş projelerini tamamlamak istiyorlarmış diye.
Halbuki kanalizasyon yapmak ve işletmekte belediyelerin görev ve sorumlulukları arasında.Yasa ile bu görev ve sorumlulukta onlara verilmiş.
Belediyeler yasasında belediyelerin imara ilişkin görevleri madde 2 altında sağlık koşullarına uygun kanalizasyon ve lağım çukurları yapmak veya yaptırmak ve bunların bakım, idame ve işletmelerini sağlamak;diye tanımlanmış.
Yani siz inanmayın bu görev bizim değil Hükümet yapmalı diyenlere.
Göreve gelmesinin üzerinden kimisinin 1600 gün kimisinin 3000 günden fazla süre geçmiş hala halkını Kanalizasyonla yada ne bileyim düzenli çöp alanı ile buluşturamayan belediye başkanları kalkmışlar tekrar görev talep ediyorlar.Parasızlıktan Hükümetin kendilerine katkı yapmadığından şikayet ediyorlar.
Halbuki para bulup projelerini hayata geçirebilecekleri halkına bu yolla birçok hizmet sağlayabilecekleri birçok fırsatta mevcut. Mesela KEİ(Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi) ofisi son 5 yıldır bu konularda maddi destek veriyor.Türkiye birçok konuda olduğu gibi bu konudada maddi katkıya hazır.Tabii proje sunmaya niyeti olana.Malum Türkiyenin suyunu dahi istemeyenler var.
Bunun içinde mevcut birçok belediye başkanının değişiminden yana olduğumu bildirmek isterim.Özelliklede kanalizasyonu halkı ile buluşturamayan, çöplerini hala vahşi depolayan, sivrisinekle mücadelede havaya su püskürtmekten başka bir iş yapmayıp yaz aylarında belde halkını evlerine kapatan , çarpık yapılaşma ile mücadelede yetersiz, sokaklarında köpeği kedisi telef olurken doğru dürüst bir barınak ve rehabilitasyon merkezine sahip olmayan,kaldırımları yaşlısına engellisine hizmetten uzak olan ,kaynağı belli olmayan proje sözü veren ve özelliklede çalışanları arasında çalışma disiplinini sağlayamamış olanların.
Bunlar için oy vermenin bir esprisi yok.
Dolaysıyla bütün kalbimle söylüyorum sağolsun var olsun kendilerine müteşekkiriz. Kendi kapasiteleri ölçüsünde güzel işlerede imza attıklarını belirteyim.Ama kasaba belediyeciliğini artık benim kabul etmem mümkün değil.
Kentlerimizin imarı, gelişimi ve çağdaş belediyecilik hizmetlerini yakalaması için başka bir vizyonla çalışılması gerekiyor.
Mazaretlere sığınmadan.
İş yapacak çok birikimli yeni adaylar var. Çaresiz değiliz.
O yüzden değişim en doğru karardır.