Dün Akdeniz köyündeydik.1 Temmuzda kapılar tam açılmadan hani derler ya gönül rahatlığı ile bir hava alalım dedik.

Bu yaz birçok aile gibi bizde açıkçası kalabalık yerlere gitme düşüncesinde değiliz.Gideceksek bile daha sakin ve kalabalık olmayan yerleri tercih ediyoruz.

Hernekadar Oteller kapıların açılması konusunda baskı yapsada Turizm sektörü açısından ise durum çok parlak görünmüyor .Kapılar açılsa bile salgın endişesinden dolayi birçok insan temkinli hareket etme düşüncesinde.

Bekleyip görme modunda yani.Buda sanırım özellikle oteller için bu yılın çokta parlak olmadığını gösteriyor.

Dün evden çıkarak Akdeniz köyünü tercih etmemizin bir başka sebebide orada bulunan Caretta Caretta yuvaları ,kum zambakları ve bunların gönüllü bekçiliğini yapan Carettta restorant sahibi Tarık Bozalandı.

Caretta Restoranta bundan 3-4 sene önce gitmiştik. Kumdan Yaşama Etkinliği ile yavru Kaplumbağaları denizle buluşturma etkinliğine katılmıştık.

Upuzun doğal kumsalı sahil şeridinde akşamüzeri yürüyüşünün tadı damağımızda kalmıştı .Bu duyguyu tekrar tazelmek bu arada Sevgili Tarıkla sosyal medyayada yansıyan köyden sökülüp kaçırılan hurmalar konusunu konuşmak istedim.

Akdeniz köyünün ve carretta restorantın bulunuduğu sahil belkide KKTC ‘nin en güzel sahillerinden birine sahip.

Ve kaplumbağaların yumurtlamak için seçtikleri bir bölge

Aldığım bilgiye göre 300’e yakın yumurtlama alanı tesbit edilip işaretlenmiş.

Hani başka ülkede olsa bugüne kadar çoktan hakettiği değeri görürdü diyeceğim ama KKTC de olunca iş değişiyor haliyle.Sahil plastik poşetlerle dolu.

Bazıları Çevreyi koruyacağız ,Hurmaları söktürmeyeceğiz, Havayı kirletenlere hadlerini bildireceğiz diye Bakan müdür olmak

için can atıyor ya.Hep atmaca.Savurmaca.

Tarık Bozalan tam bir çevre aktivisiti ayni zamanda gönüllü turizmci.Fakat ne kadar uğraşsa 6km’lik sahili tek başına temizlemesi imkansız.Ama elinden geldiğince uğraşıyor.

Akdeniz köyünde bir dönem muhtarlıkta yapmış

Kimilerine göre çılgın kimilerine göre deli.

Öyle ya kaplumbağa yumurta yuvaları üzerinden arazi araçları ile basıp geçen ,hurmaları söküp başka yere taşıyanların önünü kesen ,çevreyi doğayı korumak için kendini arabaların önüne atan ,işini gücünü bırakıp Taşocakları ,Filtresiz Elektrik santralleri ,CMC için bağırıp çağıran çevre aktivistlerini bu gözle gören çok.

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya yansıyan Akdeniz köyünden çalınıp götürülün hurmaları taşıyan aracın önünü kendi aracı ile keserek köyünün hurmalarını geri alan bir kahraman Tarık Bozalan ayni zamanda.

Bir çevreci arkadaşın deyimi ile.Her yere lazım olanlardan biri yani.

Ne oldu o iş diye sorunca

Geri aldık köyün hurmalarını dedi.

Bir zamanlar sivil toplum örgütlerine sarı çizmeli Mehmet ağa diyen Orman Dairesi müdüründen çokta hoşnut değiller

Son yangından sonra ortaya çıkan bozuk kameralarla ilgili mause kulanmasını bilen olmadığı için kullanılmadığı açıklaması ise evlere şenlik ve Akdeniz köyünün hurmalarının geri alınması ile ilgili bu son olaydan sonrada kişisel hesabından bize heryer Akdeniz diyerek meydan okuyan bir müdürdende bu hoşnutsuzluklarını gizlemiyorlar.

İşin tuhafı Orman Dairesi müdürleri konusunda ilgili Bakanların sessiz kalmasınıda oldukça enterasan buluyor.

Bu kondaki bir anektodtta oldukça ilginç.

Birçok olumsuzluğuna ragmen Orman Dairesi Müdürünü koruyanların Bakan olan hemşehrileri olduğu söyleniyor.

Tabii buda düşündürücü.

Neyse biz konumuza gelelim

Tarık büyük uğraşlarına ragmen bu güzelim sahilin daha akılcı pazarlanması konusunda çokta destek görmüyor.

En basiti sahil lastik ve plastik poşet atıkları ile dolu.

Halbuki Natura 2000 doğayı koruma ağı kapsmında olan bir bölge.

Özel koruma bölgesi yani.Birçok turistinde zaman zaman uğrak bölgesi.

Ama gelin görün ki hurmalar çalınıyor ,kaplumbağa yuvaları üzerinden plakasız araçlar geçerken sorumlular cezalandırılmıyor.Devletin orman dairesi Hurma söküyor.Bağlı olduğu Bakanlık ses çıkarmıyor.Çevre Bakanlığı sinda gülle geçsin diyor.

Akdeniz köyü ve o güzelim sahili çevreye verdiğimiz değerin göstergesi bir yer.Özel koruma alanı değil özel ihmal alanı.

Bazılarımız bu memleket bizim diyor ya .Yok öyle değil.Sadece Tarık gibiler bu memleketi hakediyor.Ötekiler

sadece kalabalık yaratıyor.