YÖDAK yönetim kurulu  22 Ocak 2016 tarihinde toplanmış…
YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş toplantıya katılmamış!
Ciddi kararlar alınmış…
11’nci madde çok dikkat çekici;
“Rektör vekillik sürelerinin yasanın ilgili maddesi uyarınca ‘rektör vekilliği’ süresinin 6 aydan fazla olamayacağın ilgili üniversitelere bir yazı ile bildirilmesine…”
Yani karar alınmış!
Yasaya göre hangi üniversite olursa olsun rektör vekilliği ancak 6 ay geçerli oluyor…
Ayrıntı şu;
Karar alınmış ama her nedense bu karar KKTC’de eğitim veren üniversitelere bir türlü gönderilmiyor…
…
DAÜ rektör vekili Necdet Osam tam 17 aydır görevini vekaleten sürdürüyor…
YÖDAK’ın kararına göre tam 11 ay önce vekillik görevinin bitmesi gerek!
Ama bitmiyor…
Çünkü YÖDAK’tan hiçbir üniversiteye bu yazı gitmiyor!
Neden gitmiyor…
Bilen yok!
Top YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş’un kucağında…
Birinci soru;
Bu toplantıya niçin katılmadı!
İkincisi, alınan karar niçin KKTC’de eğitim veren üniversitelere gönderilmedi!
…
Tam bir kaos ortamı yani…
Düşünün bir kez;
DAÜ, KKTC’nin önde gelen üniversitelerinden bir tanesi…
Hatta lokomotifi sayılır!
Ama başında olan rektör vekili şu anda yasalara aykırı bir şekilde orada oturuyor…
Çünkü YÖDAK Başkanı Hüseyin Gökçekuş bir türlü kurumun aldığı kararları uygulamaya sokmaya cesaret edemiyor!
KKTC bir hukuk devleti mi?
Biz öyle olduğunu sanıyoruz…
Demek ki yasalar ayaklar altına alınıyor ama bu çok da kimsenin umurunda değil!
Yasaları uygulayan yok, denetleyen hiç yok…
Böyle bir sistemde ülkeye 100 bin öğrenci gelse ne olur gelmese ne olur!
…
Peki YÖDAK Başkanı Gökçekuş bu kararı niçin bütün üniversitelere göndermiyor!
Gönderemez çünkü gönül bağı olduğu Girne Üniversitesi’nin şu anda başında bulunan İlkay Salihoğlu da rektör vekili…
Çünkü bir de kurucu rektör var okulda!
Suat Günsel’in kızı kurucu rektör olduğu için İlkay hoca vekil olarak kalıyor ve 6 aylık süre onun için de geçerli!
Sonuç olarak;
YÖDAK aldığı bir takım kararları uygulamaya sokamayınca hem DAÜ’de hem de ismi şaibeli Girne Üniversitesi’nde vekil rektör dönemi devam ediyor!
 
 
 
 
 
Her ay 2 bin 300 sterlin ödenmiş!
 
Bir önceki dönem;
Turizm Bakanlığı Londra’da haftalık çıkan bir gazeteye aylık 2 bin 300 sterlin ödeme yapmış!
Niçin yapmış, kime hizmet etmiş, bundan ne yarar sağlanmış bilinmiyor…
Ödeme yeni yönetime bildirilmiş ve onlar da bu ödemeyi durdurup doğru kararı vermişler!
Toplamda ödenen para ise 200 bin sterlini aşıyor…
Kimseyi ön yargılı olarak suçlamak istemeyiz ama ödenen paranın bu ülkede yaşayan vatandaşın cebinden çıkan para olması sadece bizi değil bütün toplumu ilgilendirir!
Tüm okurlarımızın bilgisi olsun istedik…
 
 
Gözler UBP’de!
 
Dün toplanan Bakanlar Kurulu sonrasında önemli açıklamalar bekleniyordu…
Öyle bir hava yaratıldı ki sanki de Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında hükümetin kaderi de belirlenecekti…
Ama beklenen oldu ve toplantı ertelendi!
He zamana ertelendiği filan da açıklanmadı…
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ü aradık ve son durumu sorduk;
“Akşama kadar bekleyeceğiz” dedi!
“Peki CTP’den cevap gelmezse ne olacak?” diye sordum…
Bu sabah bir basın toplantısı düzenleyerek partisinin kararını açıklayacaklarını söyledi!
Beklemedeyiz…
Bu arada şükürler olsun ki CTP doğruyu buldu ve dün akşam Başbakan Ömer Kalyoncu suda uzlaşma sağlandığının müjdesini verdi!
 
 
 
CTP’li bakanlar Talat’tan şikayetçi!
 
CTP-BG’li bir bakan ile telefon sohbetindeyiz…
O kendi derdini anlatmaya çalışırken bizim aklımız fikrimiz hükümetin akıbetinin ne olacağı konusunda…
Yani su meselesi!
Açıkça sordum;
Sayın Talat, İstanbul’da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü ve bazı tatmin olmadığımız açıklamalarda bulundu…Perde gerisinde neler yaşanıyor, diye!
O da sitem etti ve şöyle dedi;
“Talat İstanbul’dan döndükten sonra bize de tek kelimelik bir açıklama yapmadı!”
Bu da demektir ki Sayın Talat bu oyunu şahsi oynamaya başladı ve ekibini fazla da takmıyor!
 
 
 
Motosiklet sürücülerine saygı duymuyorum!
 
Motosiklet tutkunu değilim…
En son 25 yıl kadar önce motordan düşünce yemin ettim ve bir daha elimi bile sürmedim!
Motosiklet tutkunlarına saygım sonsuz ama şu sözleri beni çileden çıkarıyor;
“Yılda giderken motosiklet sürücülerine saygılı olun…”
Nasıl bir saygıysa artık bu!
Örneğin ben 100 km civarında hızla gidiyorsam ve benim aracımı o hızla geçerken ben onun rengini bile görmez, plakasını bile okuyamazken saygı filan duyamam…
Yine ana yollarda çok aşırı hızla hem ed araç geçerken motosikletlerinin önünü 70 derece havaya kaldırırlarsa benden nasıl saygı göstermememi beklerler ki…
Kimse kusura akmasın yani, önce kendilerine saygı olsunlar, sonra düşünürüz!
 
 
 
Para gerçekten yok mu!
 
"Para yok, maaşı tam ödeyemiyoruz" lafını Tufan Erhürman değil Birikim Özgür söyleyince sendikacıların güvenmemesini anlamak lazım.
Çünkü vergi toplandı mı, bu yıl kaç otele, kaç büyük sermayeye vergi affı sağlandı, para gerçekten var mı, yoksa memura mı yok, yoksa su işi hallolsun diye bir manevra mı bu bilemiyoruz. Güven yok. İşler şeffaf olur, adaletli olur, güvenilir biri çıkar ve para yok derse o zaman sendikacıların samimiyetini tartışırız.
Ben olsam böyle bir kritik aşamada eylem yapmazdım ama binlerce insanın evine götürdüğü paranın sorumluluğunu taşıyan sendikacıların ses çıkarmasını da, bu kadar sessizlik ve güvenilmezlik arasında, yadırgamazdım…”
 
(Ulaş GÖKÇE)