Radikal kararlar almak iyidir. Ama eğer bir siyasi parti iseniz parti içerisinde alacağınız kararların partinin yetkili kurulları tarafından kabul edilip, benimsenmesi de şarttır. Bu tek bir parti için geçerli değildir, tüm partilerin kendi içerisindeki yetkili kurullarının onayını alarak hareket etmesi hem gücünü artırır hem de birlikteliğin kalıcılığını sağlar.
Gelelim siyasi partilerin kâbusu olan ve uzun süreden beri sorun yaşadığı ‘’su’’ konusuna. Bu konunun bugüne kadar dallanıp budaklanmasının ana nedeni kesinlikle iradesizliktir. Kendi kurumlarımıza sahip çıkamamamızın neticesinde Türkiye ‘’su ‘’ konusunda temkinli davranmıştır. Kimse darılmasın ama bi iradesiziz. Her ne kadar yönetim yönetim diye tuttursak da bugün arkamızda başarı ile anımsayacağımız hiçbir örnek teşkil edecek kurum yoktur.
CTP kendi içerisinde uzun süreden beri su konusunu konuşarak tartışmış ama dün akşama kadar gerçekçi bir uzlaşıya varmamıştır. Bu anlaşmanın imzalanması ile KKTC’de hükümetinin iradesinin sıfırlanacağı öngörüsü varken bugünden itibaren nasıl bir parti anlayışı ile yürünecektir. Yani ikiye bölünen CTP’liler için imzalanacak anlaşma ne ifade edecektir?
UBP ilk günkü duruşundan taviz vermemiş ve su konusunda Türkiye’den gelen taleple mücadele dahi etmemiştir. Bu nettir. Biz, ‘’Türkiye ne derse ona evet deriz’’ hesabı yapılarak bu karar alınmıştır.
Türkiye ile uzlaşı olmazsa su konusu gibi daha bir çok konunun çıkmaza gireceğinin bilincinde olan UBP, gerçekleri göremeyen CTP’ye de bu konuda zaman vermiştir. Zaman dün akşam başbakanın uzlaşı haberi ile son buldu. Şaşırmadık elbette çünkü makamın verdiği kudretin ne denli büyük olduğunu biliyoruz. Yani koltuk sevdalısı değiliz diyen Talat’a cevap olan bu açıklama beklide CTP’nin geldiği son noktayı ortaya koymuştur.
Elindeki kurumları kötü yöneten bir KKTC devleti varken, geleceği neyin üzerine kurulması bekleniyordu ki? Adanın sahip olduğu en değerli kurumlar tek tek kapanıp, satılırken Türkiye bizim neyimize güvenerek su idaresini de verecekti ki? Öncelikle tercihimiz suyu bizim yönetmemiz olmasına rağmen birilerinin gözünde nerede olduğumuzu da unutmamak gerekir. Su gibi önemli bir kaynağın yönetimini almayan bizler geleceği neyin üzerine inşa edeceğiz ki?