Biliyorduk ama bir de sektörün en tepesinde oturan bir bakandan duyunca içimiz daraldı…

Hani yıllardır şu Kıbrıs Türküne uygulanan izolasyon ve ambargolardan bahsederiz ya!

Hepsi palavra ne yazık ki bunların…

Biz ancak kendi kendimizi avutuyoruz bunlarla!

İşimize gelmiyor çünkü…

Genlerimizde suçu hep başkasına atma içgüdüsü var!

Hep bir şeyleri başkasından bekleme, hazırcılık ve beleşe konmaktan başka bir şey değil bu…

Buna bir de gelecek için değil günübirlik politikalar eklenince ortaya çıkan olumsuz tablolar kaçınılmaz oluyor!

Sonra da dizimizi dövüyoruz…

Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ile Radyo Vatan’da programdayız…

Geçenlerde basına da düştüğü için bir de biz soralım dedik, çünkü belli ki inanmak istememişiz!

Hani hep deriz ya, Anavatanımız, canımız ciğerimiz…

Turizm rakamları tam bir felaket!

Türkiye nüfusunun tam yüzde 91.5’ğu KKTC’ye gelmemiş, ne turist olarak ne de başka nedenlerden dolayı…

Daha da kötüsü var, bakan anlatıyor çünkü o da bu konuda şaşkın ve üzgün;

Anadolu insanının büyük bir bölümü KKTC hakkında hiçbir bilgiye sahip değil…

Bakana sorulan sorulara bakın;

Sizin diliniz ne?

Para biriminiz ne?

Dininiz Hristiyanlık mı yoksa Müslümanlık mı!

Çok daha vahimi;

Kıbrıs nerede?

Bakan Ataoğlu da bu durumdan fazlasıyla ızdırap duyunca Tuğrul Türkeş’e aktarmış durumu…

Sonra da Türkiye’de sadece birkaç ilde değil 10 ilde başlatılmış KKTC tanıtımları!

Şimdilik 10 daha sonra artacak…

Şimdi bu resmi açıklamaları duyunca insan ister istemez soruyor;

Nasıl olur da Anavatan’dan bile gelen turist sayısı sadece yüzde 8.5’ta kalır!

Yüzde 91.5 insan niye KKTC’ye gelmiyor, niye bu ülkede hangi para biriminin kullanıldığını bilmiyor…

Asıl soru da şu;

Gelmiş geçmiş hükümetler ve özellikle de turizm bakanları ne yaptı da iki ülke arasında böyle büyük bir uçurum oluştu!

Kafilelerle gittiniz, yediniz içtiniz ve geri döndünüz…

Hepsi bu mu Allah aşkına!

Yine Bakan Ataoğlu anlatıyor;

Antalya’da bir ziyarette bir kadın Bakan’a yaklaşmış ve sormuş;

“Ben niçin çocuğumu okumak için KKTC’ye göndereyim’ diye!

Bakan afallamış ama kadın devam etmiş;

“Orası kumarhane cenneti değil mi’ diye patlatmış soruyu!

Kadın haklı çünkü Türkiye’de televizyonlarda sadece kumarhane otellerine gelen sanatçıları biliyor…

Kötü bir imaj bu!

Bakan anlatmış burada sadece kumarhane olmadığını, tanıtım broşürleri vermiş…

Sonunda zor ikna olsa da kadın ‘tamam ben de çocuğumu KKTC’de okumaya göndereceğim’ demiş…

Gönderir mi bilemeyiz, ama acı gerçek böyle!

Turizm Örgütü nihayet kuruluyor!

Ekonomisi büyük ölçüde turizme bağlı olan bu ülkede yıllardır tartışılan ama bir türlü hayata geçirilemeyen Turizm Örgütü istemi var…

Doğal olarak bu ülkenin gizli kahramanları olan, otelciler, acenteler, rehberler, restorancılarda yıllardır turizmde söz sahibi olmak istediklerini haykırdılar…

Söz sahibi ve yetki sahibi!

Geçmişte ipler elinden kaçacak diye bu örgüte yetki vermek siyasilerin işine gelmediği için hep vaatlerde kalmıştı…

Şimdi Bakan Ataoğlu’ndan öğrendik ki Turizm Örgütü çalışmaları tamamlanmış ve Maliye Bakanlığı’na gönderilmiş!

Umarız orada fazla zaman kaybına uğramaz ve yürürlüğe girer…

Zira çok iyi biliyoruz özellikle turizmde makamlar geçici ama gerçek turizm örgütleri kalıcıdır!

Zehir solumaya devam edeceğiz!

İnsan sağlığının çok da önemli olmadığı bir ülkenin insanlarıyız…

Teknecik ve Aksa’dan çıkan zehirli dumanları solumaya devam ediyoruz çünkü!

Anlaşılan devam da edeceğiz…

Yaz bir iki tane asgari ücret işlem tamam zihniyeti var!

Hadi Aksa’yı bir yana koyalım, Teknecik’e niçin filtre konulmuyor…

Gerekçe şu;

“Bunun için yeterli kaynak yok…”

Bu kadar basit işte!

Kaynak yok onun için zehir solumaya devam…

Aksa da Teknecik’i gerekçe gösterip ‘önce devletin santraline filtre koyun’ diyormuş!

Haksız da değiller hani…

Çevre gönüllüleri artık ceza kesecek!

Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir ankette gelen turistin en olumsuz gördüğü etken çevre kirliliğiydi…

Bir türlü bunun önüne geçemedik!

Çünkü başlatılan seferberliklerin hemen hepsi şovdan öteye gidemedi…

Memleketin bir ucundan diğer ucuna çevre sadece Allah’a emanet edilmiş!

Bakan Ataoğlu da bunu kabul ediyor ve çok yakında artık çevre gönüllülerine de ceza kesme yetkisi vereceklerini söyledi…

Bunu yürürlüğe koysun, ilk çevre gönüllüsü ben olacağım, söz!

MESAJ KUTUSU

Sayın Gürcan ERDOĞAN, Cratos Hotel bundan böyle artık elektriğini güneş enerjisi ile karşılamak için yoğun bir çalışma başlatmış. Ama gelin görün ki çalıştığı şirketle ilgili kulağımıza çeşitli söylentiler fısıldandı. Bir araştırın bakalım kimmiş bu işletme, bize de haber verirseniz seviniriz!

Sayın Akile BÜKE, geçmiş YÖDAK yönetimleri akademik hırsızlık olan intihaller konusunda parmaklarını kıpırdatmadılar ama bu sizin için çük iyi bir fırsat olabilir. Biraz eşeleyin ki şimdiye kadar kimlere haksız yere doçentlik verilmiş. Eşeledikçe hayretler içinde kalacaksınız, sadece biraz cesarete ihtiyacınız var…

Sayın Kemal DÜRÜST, araç kullanırken cep telefonu kullananlara kesilecek olan 800 TL’lik ceza kamuoyunda komik bir rakam olarak yorumlandı. İnsan hayatına mal olan kazaların bedeli bu kadar az olmamalıydı!

Sayın Kemal Deniz DANA, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin yoğun bakım servisi artık ihtiyaçları karşılamıyor ve yer darlığı var ama hastanenin üçüncü katındaki bilardosu da olan mekana tam 400 metre kare yer verilmiş. Burasının en kısa zamanda kaldırılması bekleniyor.

Sayın Zeki ÇELER, artık eski saatlere geri dönüldüğüne göre acaba papazın saatine dönüldüğünden dolayı tolum olarak şimdi kutsanmış mı oluyoruz. Bu konuda itiraz dilekçesi yapmanız bekleniyor, vatandaş top yekün arkanızda…

Sayın Tözün TUNALI, Cumartesi günü birleşen iki partinin tanışma ve kaynaşma etkinliği vardı ama nedense sizin partinin adı bile geçmedi! Bazı parti üyeleriniz bu durumun ileride epey sıkıntı yaratacağından şikayet ediyorlar haberiniz olsun istedik!

Sayın Mehmet Emin ÖZCAN, KKTC Merkez Bankası Başkanlığına geldikten sonra çalışanlarınızın ilk yorumları da gelmeye başladı. Biraz fazla somurtkan olduğunuzdan sitem ediyorlar. Ciddi bir görev ama biraz daha tebessüm lütfen…

Sayın Yüksel ÇELEBİ, Dikmen ve çevresinin çiçeklendirilmesinde yine farkındalığınızı gösterdiniz  ve bölge halkı da dolayısıyla bu durumdan epey memnuniyet duyuyor. Bu arada bazı köy yollarının da asfaltlama işlemlerinin ne zaman başlanacağını soranlar da yok değil…

Sayın Tahir GÖKÇEBEL, sözünüzde durdunuz ve sendi başkanlığını başka bir arkadaşınıza devrettiniz. İsteseniz havada karada yine başkanlık koltuğuna otururdunuz değil mi! Umarız bu değişim diğer sendikalara da örnek teşkil eder…

Sayın Sami DİLEK, ülke genelinde hemen tüm sendikalarda üye kaybı yaşanırken sizin sendikada üye artışı olması dikkatlerden kaçmamış ki üyeleriniz mesaj göndermeye başladılar. Başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Mehmet EZİÇ, ülkenin en başarılı iş adamlarından birisi olarak aktif siyasete girip girmeyeceğiniz merak konusu olmaya başladı. Hoş aile çevresi siyasete sıcak bakmıyor ama artık bu ülkenin de yeni yüzlere ve tecrübelere ihtiyacı var. Bir değerlendirin deriz…

Sayın Cemal ERDOĞAN, eğer uygulamada başarılı olursanız ülkenin ilk güneş enerjisiyle elektrik üretimine başlayan belediye ünvanını alacaksınız. Doğru ve yerinde bir karar umarız bu işin sonunu getirirsiniz…

Sayın Cemal ÖZYİĞİT, partinizin teşkilatlandırma çalışmalarını yoğun verirken iki ayrı grup oluşturmanız yerinde bir kara ama işte bizde de vatandaş hep parti başkanını görmek, onunla sohbet etmek ister değil mi! Klonlanmaya ne dersiniz…

Sayın Cafer GÜRCAFER, Beşparmaklar’daki taş ocaklarının akıbeti sizin geri kuracağınız geri dönüşüm merkezine bağlıymış ama gördüğümüz kadarıyla şimdilik her hangi bir hareket yok. Biraz daha gecikirseniz Beşparmaklar’ın sonu daha da felaket olacak diyorlar!

Sayın Ahmet SENNAROĞLU, Büyükkonuk’da artık deve güreşlerinin yapılacak olmasını müjdelemeniz büyük yankı yarattı. Hoş buna hayvan sever örgütler şiddetli karşı çıkacak ama pek ala turizme katkısı da olabilir değil mi!