Yıllar önce gazeteci sayısı çok azdı ve bu sektörde işsizlik sorunu da yoktu…
Daha güç şartlarda yapılan meslekte BRTK gibi kurumlara da istihdam yapılırken sınav sadece formaliteydi…
Gazetelerde isim yapmış meslektaşlara direkt olarak teklifte bulunulur ve gerektiği kadar isim istihdam edilirdi..
Bir çok arkadaş bu teklifi kabul ederdi çünkü orada çalışmak devlet güvencesinde çalışmaktı, garanti emeklilik demekti…
Bize de 80’li yılların sonunda ‘hemen işe başla’ teklifi yapılmıştı ama devlet gazeteciliğini kendi yapımıza uygun görmediğimizden dolayı olumsuz cevap vermiştik…
Evet belki şimdi çalıştığımız medya kuruluşlarında bir gelecek güvencemiz yüzde yüz değil ama devletin himayesinde olmadan gazetecilik yapmanın zevkini başka bir yerde bulmamız da mümkün değil!
BRT bir zamanlar bu ülkenin güzide bir kuruluşu idi…
Orada çalışmak bir ayrıcalık, orada program yapmak ciddi bir iş, hatta oraya gidip dostların kahvesini içmek bile büyük bir mutluktu…
Şimdi ise insanın oradan içeri adım atması bile içinden gelmiyor…
Bölünmeler, kamplaşmalar, rozete göre istihdamlar, dedikodunun her türlüsü mevcut!
Orada ne gazetecilik ne habercilik ne de kaliteli yayın ön planda…
Siyasetçilerin istihdam rantı haline geldiği için öncelik partiliye göre iş, işe göre adam değil!
Şu anda siyasetin geçmişte yarattığı ve günümüze kadar gelen kalıntıları yaşanıyor…
Kimse kimseyi sevmiyor, hazmetmiyor, yıllar öncesinin birlik ve beraberlik ruhu gitmiş, yerini sadece menfaatler ve ay sonu ödenen çekler yer almış!
Gelen hükümet köklü değişiklik yapıyor, gidiyor yenisi geliyor her şey sil baştan değişiyor…
En son Mete Tümerkan’ın görevden alınması olayı ile yeni bir kaos yaşadı kocaman kurum…
Çünkü Tümerkan’ı bu hükümet değil bir önceki hükümet atamıştı, gitmesi gerekiyordu, sudan sebepler bahane gösterilerek görevden alındı ve üzeri zaten külle örtülü olan ateş yeniden alevlendi…
Sonra Başbakanlık Müsteşarı Ömer Köseoğlu’nun bile bir yazı ile ilettiği yanlış vekaletler, haliyle tartışılan kararlar…
Yani, gelmiş geçmiş tüm hükümetler kendi suyuna gidecek yönetimleri belirlemekte hiç gecikmedi ama yıllardır niçin kadrolar doldurulmuyor, terfiler verilmiyor diye sormadı!
Çünkü onlar için öncelik siyasetti, adam kayırmaydı, kurumu borazan olarak kullanmaktı…
Bol keseden yapılan istihdamlar da cabası!
BRTK, aslında ülkenin genel durumunun küçük bir maketi durumunda…
Sistemsizlik sistem olmuş!
Çalışanlar arasında büyük adaletsizlikler söz konusu…
Döneme göre çalışanlar var çalışmadan maaş çekenler var!
Devlette olduğu gibi orada da müşavirlik sistemi yaratılmış!
Siyasetçiler hükümette olduğu dönemlerde istediği çalışanı yanına aldırıp kendilerine basın danışmanı olarak kullanabiliyor!
Bazı bölümlerde çalışan fazlası varken bazı bölümlerde eksiklikler var iş hep birkaç kişinin omzuna yakılıyor…
En kötüsü de siyasetçiler mevcut çarpık durumu bildikleri halde düzeltme yoluna gitmiyorlar, bu nedenle yıllardan beridir birikmiş sorunlar hasır altı edildiği için içinden çıkılmaz bir durum ortaya çıkmış…
Peki BRTK şimdiki içler acısı durumdan kurtulamaz mı?
Kesinlikle kurtulur ama tek şartla;
Siyaset ve siyasetçiler kurumdan elini çekecek ve kurumu hiç gecikmeden özerkleştirerek bu işi profesyonellerin ellerine bırakmak, bize göre tek kurtuluş yolu budur!
 
 
 
Maaş listesi yok!
 
BRTK yönetim kurulu üyelerinden bir tanesi ile dün uzun bir sohbet etme imkanı bulduk…
Kim ne kadar maaş alıyor diye merak etmiş ve listeyi istemiş…
Aldığı cevap şu;
Öyle bir liste yok!
İşte bunu anlamak çok zor…
Madem ki liste yok maaşlar neye göre ödeniyor?
İnanılacak gibi değil!
 
 
Program başı 450 TL!
 
Kurumda en falca tartışılan konuların başında hizmet alımları geliyor…
Yani kadrolu çalışandan değil de dışarıdan alınan hizmetler…
Devletin genelinde hizmet alımının artık yasaklandığını biliyoruz ama demek ki BRTK’da devam ediyor…
Küçük bir araştırma yaptık program başına ödenen ücretleri sorduk başka bir dosta;
450 TL gibi bir rakam söz konusu!
Hafta da 4 program, ayda bin 800 TL!
Daha da açmak gerekirse;
Ayda 8 saatlik bir programa bin 800 TL ödüyor BRTK yönetimi!
 
 
 
“Müdür olan yandı!”
 
BRTK’da yeni müdür ataması büyük ihtimalle yeni hükümet dönemine kaldı!
Vekaletle yönetim ülkede moda haline geldi ya sanırız çok da fazla acele etmeyecek yeni yönetim…
Çünkü ilk önemli olan kurumun ayağa kaldırılması değil, parti içi dengeler filan!
Eminiz mi çok sayıda da müdür adayı var parti içinde…
Ama kurum içindeki genel kanı şu;
İçeride durumlar öyle bir karışık ki müdür olan yandı!
Adaylar bir değil iki kere düşünmeli…
 
 
 
Asker artık çekilmeli!
 
BRTK’nin kuruluş yıllarındaki içinde bulunulan ülke şartları belliydi…
Ciddi olarak bir kurtuluş savaşı yaşanıyordu ve doğal olarak kurumun yönetiminde askerden de bir kişinin olması o şartlarda yadsınmazdı…
Ve yıllar geçti, ülkenin şartları da çok değişti, ayrıca savaş değil barış hakim adanın genelinde!
Bize göre BRTK yönetim kurulunda da yeni şartlar geçerli olmalı ve asker artık çekilmeli!
Bu konu aslında hem partiler hem de kurum içinde tartışılıyor ama bir türlü kimse dile getiremiyor!
Merak etmeyin asker bu yüzden gücenmez, kırılmaz!
Yeter ki kurum adam gibi yönetilsin…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Türkay TOKEL, bir sanayi arsası nedeniyle istifa mektubunu cebinize koyup parti genel merkezine göndermeye hazırlandığınızı öğrendik. Eğer bu istifa gerçekleşirse Güzelyurt bölgesinde istifaların çorap söküğü gibi geleceği de iddia ediliyor. UBP’ye geri dönüş hazırlıkları başladı desenize!
Sayın Pervin GÜRLER, Lefkoşa’da bir araca çarpan ve kaçan HM 191 plakalı kırmızı renkte 206 Peugeot aracın sahibinin tam 10 gündür bulanmamasının imkanı var mı? Bu arada Lefkoşa Trafik Şubesi’ne olayın akıbetini öğrenmek isteyen mağdur vatandaşa telefonda çok da iyi davranılmıyormuş, haberiniz olsun istedik!
Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, Girne’de ciddi bir su sıkıntısı başladı ve siz koca kış boyunca uyuyunca yazın çok sıkıntılı geçeceğe benziyor. Bu arada belediyenin tankerlerinin evlere su servisi yapması yasak ama her nedense sizin eve su getirince yasak olmuyor. Biraz ayıp olmuyor mu?
Sayın Derviş EROĞLU, yılsonuna doğru yapılması beklenen UBP büyük kurultayında taraf olmama kararı aldığınızı ve bu konuda kesin kararlı olduğunuz söyleniyor. Bu arada ofisinize giren çıkanların haddi hesabı yokmuş, siz bu işleri biraz zor bırakırsınız gibi geliyor bize…
Sayın Hüseyin GÖKÇEKUŞ, YÖDAK’ın iptal kararını YDÜ’nün mahkemeye taşıma kararı aldığını duyduk. Davacı okul davalı siz, duruşmalar epey ilginç olacak gibi görülüyor değil mi? Allah kolaylık ve sabırlar versin artık…
Sayın Teberrüken ULUÇAY, eski kimlikler yurt dışındaki temsilcilikler kanalıyla da alınırken e-kimlik uygulamasında yurt dışında yaşayan herkesin kimliğini KKTC’den alması şartı biraz anormal olmadı mı? Yoksa onların uçak ve yol harcırahlarını bakanlık mı verecek?
Sayın Ömer TORUN, İstanbul ve Londra arasında mekik dokuduğunuz ve yeni bir işyeri açmak için yoğun çalıştığınız söyleniyor. Bakalım başkalarının ahını alan bir iş adamı olarak yeni işinizde ne kadar başarılı olacaksınız? Takipteyiz, bilesiniz istedik!
Sayın Hasan SADIKOĞLU, bölgenizdeki Doktorlar Sitesi karşısındaki kıyının özel bir şirketin işletmesine verdiğiniz yönündeki haberler bölgede şikayet konusu olmuş. Kamuoyu bu konuda salam bir açıklama bekliyor!
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, genel başkanlık yarışında son günlerde adınız yine fazlaca anılmaya başlandı. Öncelikle bölgenizden başlayarak yemeli içmeli kulislere başlamışsınız bile…UBP’ye sert ve otoriter bir başkan gerek değil mi? Hadi hayırlısı…
Sayın Mehmet HARMANCI, dün Göçmenköy’deki Ecevit parkında ciddi bir temizlik seferberliği vardı, bölge halkı epey memnun ve mesuttu. Bir de oradaki yıllardır çalışmayan havuzu hayata geçirebilirseniz ne ala…
Sayın Zafer NİYAZİ, bir zamanlar ‘baba’ deyip elinizi öpenler şimdi ihanet ve hiyanet içinde olunca artık daha fazla dayanamayıp sosyal medya paylaşımlarına başlamışsınız. Olsun siz yine de iyilik yapıp denize atın, büyüklük siz de kalsın…
Sayın Ahmet BAŞTAŞ, dokunulmazlığı olan bir vekili tutuklanması için mahkemeye vermeniz biraz ütopik bir görüş olmadı mı? Zorlu mücadelede gazanız mübarek olsun, bakalım dava sonunda kim sevinecek kim üzülecek!
Sayın Özdemir TOKEL, gizli ve sade bir törenle UBP rozeti taktığınız söyleniyor. Bu arada geçmiş seçimlere yönelik kara kaplı bir dosya da hazırladığınızı duyduk. Hayırdır savaşa mı hazırlanıyorsunuz? Hayırlara vesile olsun…
Sayın Abdullah ÜÇGÖZ, çok kısa bir süre sonra İzmir’e yerleşmek üzere adadan ayrılacağınızı üzülerek öğrendik. Ama bakın bir yerlere yazın ki en fazla 3 ay sonra adaya geri dönüş yapacaksınız, isterseniz iddiaya girelim mi?
Sayın Halil DEPRELİ, halen hastanede yatan Mehmet Çangar’ın odasının kapısından bir dakika bile ayrılmadığınız onun telefonlarına da sizin baktığınız görülmüş. Dostlar kötü günde belli olurlar değil mi?