Bakan Sennaroğlu randevuya benden çok daha önceden gelmiş masasının üstünde kabarık bir dosya ile karşıladı beni…
Ekibi de makam odasında yerlerini almıştı…
Tam karşımda Toprak Ürünleri Müdürü Mehmet Arkut, onun anında yönetim kurulu üyesi Hüseyin Özçağ, benim yanımda Genel Tarım Sigortası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Polili, onun hemen yanında bakanlık danışmanı Kemal Öztürk…
Hepsinin elinde not defterleri sanki de büyük bir sınava hazırlanıyorlarmış gibi bir hava hakimdi bakanın odasında…
…
Biz iki gün önce nem oranı standartların üstünde olan bin 300 ton buğdayın akıbetini yazımıza konu etmiştik…
Kısaca hatırlatmak gerekirse, sözleşmedeki şartlara uymayan tohumların niçin geri gönderilmediğini sormuş, bu tohumların hayvan emi olarak kullanılabileceği iddialarını sayfamıza taşımıştık…
Bu nedenle de Bakan Önder Sennaroğlu bizi makamına davet etmiş ve soruları yanıtlamak istediğini belirtmişti…
Ne yalan söyleyelim böyle bir ekibi karşımızda görünce etkilendik, bakanı da bu konuya bu kadar önem gösterdiği için bir kez daha takdir ettik…
…
Şimdi buraya Sayın Bakan’ın bize aktardığı tüm bilgileri yazmaya kalksak sığdıramayız çünkü öyle detaylı bilgiler aldık ki buğdayın, arpanın ve çavdarın neredeyse tüm teknik ilgileri verildi bize…
Bunları dinlerken çiftçilikten ne kadar uzak ve bilgisiz birisi olduğumu da anladım…
Bu ürünlerin onlarca isminin olduğunu öğrendim, bizim ülke şartlarına hangisinin uygun olduğu konusunda geniş bir bilgi sahibi oldum…
Ama benim oraya asıl gidiş nedenim bin 300 ton tohumluk arpanın akıbetiydi, niçin geri gönderilmediği ya da bunların nerelerde kullanıldığıydı…
Çünkü bu iddiaların bir kısmı yine bir milletvekili tarafından meclis kürsüsünde eleştiri konusu olmuştu…
…
Sohbet sonrası değerlendirmeme gelince;
Bir kere Önder Sennaroğlu da sözleşmedeki nem oranlarının üzerinde olan bin 300 top tohumluk buğdayın geri gönderilmemesinin yanlış olduğunu kabul etti…
Hatayı kabul etmesi bir kere olumlu bir gelişmedir…
İki ayrı gemiyle gelen buğdaylarda birinci gemide bir sorun ok ama ikinci gemideki buğdayların nem oranı standartların üzerinde çıkıyor…
O veya bu nedenle!
En önemlisi de bunların iddia edildiği gibi yıkanarak hayvan yemi olarak kullanılmaması…
Bu ürüne devletin kasasından para çıkmaması…
Ama Türkiye’nin bunları geri alınmaması için belirlediği şartlar…
Yani bu ürünler şu anda ithalatçı firmanın kiraladığı bir depoda tutuluyor…
Geri gidemiyor burada toprağa ekilemiyor…
Ve kesinlikle imha edilmesi gerek!
Biz bu sohbetten ikna olmuş bir gazeteci olarak çıktık…
Bakan ve ekibine de hassasiyetlerinden dolayı teşekkür ederiz…
Çok büyük ihtimalle bugünkü meclis oturumunda elinde buğday ve arpalarla bu konuya bir kez daha açıklık getirecek…
Dorusu da bu zaten…

MESAJ KUTUSU
Sayın İbrahim BENTER, teknik şartnameyi hazırlayan teknik sorumlunuzun ek şartnamede ki TS 7847 standardı getirilmesi açıklamalarından tatmin olmadık. Ayrıca yüzümüze telefon kapatacak kadar saygısız olacağını hiç tahmin etmezdik. Bu ihale adrese teslim bir ihaledir ve bize göre şaibelidir bir kez daha belirtmekte yarar görüyoruz.
…
Sayın Aytaç ÇALUDA, Güzelyurt’ta bir sanayi arsası nedeniyle bölgeden bir vatandaşla polislik olduğunuzu öğrendik. Zaten sanayi arsaları bizim de gündemimizdeydi biraz karıştıralım bakalım altından neler çıkacak? Bu arada size de bir soru, siz UBP döneminde kaç tane sanayi arsası aldınız?
…
Sayın Teberrüken ULUÇAY, biz yasalardan ve kanunlardan bahsediyoruz sizin müdür bir panikle çalışanlardan imza toplayıp zeytinyağı gibi üste çıkmak istiyor. İki yanlışın bir doğru ettiği başka bir bakanlık olabilir mi acaba? Lütfen yasanın emrettiklerini yerine getirip yanlış yoldan geri dönünüz…
…
Sayın Kerime DARBAZ, TS 7847 standardı KKTC’de sadece bir firmada satılmakta olup bu firmada ihaleye girmiş bulunmaktadır. Ayrıca bu standardın muadili diye bir şey de söz konusu olamaz. Varsa sıralayın lütfen bu markaları…Bundan böyle artık Sayıştay’a havalesiniz…
…
Sayın Ali ALNAR, hani bir söz vardır ya ‘iyilikten maraz doğar’ diye. İşte sizinki de tıpa tıp buna uydu. Bu sıralar bazı komşularla ilişkilerinizi gözen geçirmekte fayda görüyoruz. Ama siz yine de iyilik yapın denize atın olur mu?
…
Sayın Osman KORAHAN, KKTC’deki tüm ihale şartnamelerinde marka göstermek yasalara aykırıdır ve şaibelidir…Ama maşallah Vakıflar İdaresi’nde genel müdürün teknik bilgi noksanlığı nedeniyle adrese teslim ihaleler hazırlanıyor, top artık sizde…
…
Sayın İsmail BALCI, siz kendinizi kurtarmak için çalışanlardan imza toplayacağınıza sözlü olarak nasıl imza yetkisi veriyorsunuz onun hesabını bir verin bakalım. Sonra istediğiniz imzayı toplayıp istediğiniz gazetede yayınlatın, bizce hiçbir sıkıntı yok!
…
Sayın Mehmet ZAFER, Lefke ve yöresi Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili bir televizyon kanalına yaptığınız açıklamayı konuşuyor. Hatırlatmakta yarar görüyoruz zira intikam soğuk yenen bir yemektir. Tadı da çok hoş olmaz değil mi?
…
Sayın Derviş EROĞLU, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sol adaylar birbirine girdikçe sizin oylarda yükselme görülüyormuş. Bu avantajı kullanabilirseniz ne ala…Siz partideki maskelileri tespit edin gerisini hiç düşünmeyin…
…
Sayın Hakan İKİZOĞLU, dün eski bir bürokratla Alayköy’de polislendiğinizi öğrendik. Büyük geçmiş olsun, bakalım bu işin altından ne gibi skandallar patlayacak? Gazanız mübarek olsun…
…
Sayın Erman YAYLALI, İhtiyat Sandığı’na ek bina yapılması için 280 bin sterline alınan evin akıbeti ne durumda? Bu konuda epey sıkıntılı bir süreç yaşayacağınız söyleniyor. Bu arada bu binanın satın alınmasını konusunda en hevesli yönetim kurulu üyeniz kimdi acaba?
…
Sayın Başaran DÜZGÜN, GAÜ ile ortak televizyon projesinde bazı sıkıntıların baş gösterdiğini duyduk. Ortaklıklar daha ilk günden problem çıkarıyorsa bu işe hiç girmeyin deriz. Sonra dostlarla ansızın düşman da olabilirsiniz değil mi?
…
Sayın Metin BİLMEM, Merkezi Cezaevi’ne narkotik köpeği Diego’yi istihdam etmeniz çok isabetli bir karar oldu. Şimdi siz Diego’ya iyi bakın gerisini de ona bırakın. Ha keşke bunu çok önceden akıl etseydiniz…
…
Sayın Mustafa ŞENER, Stan Toto’nun kapatılması yetmezmiş gibi bir de bir kadın tarafından bıçaklandığınızı duyduk, acil şifalar dileriz. Kadınlar bazen hiç de görüldükleri kadar sakin olmuyorlar değil mi? Daha dikkatli olmakta yarar var…
…
Sayın Fırat ATASER, Alsancak’dan bir vatandaş aradı Mare Monte’ye talip olmanıza çok şaşırmış. Madem ki bu kadar paramız var niçin köstebek haline dönen yıllar için harcanmıyormuş! Güzel soru değil mi?
…
Sayın Canan ONURER, Basın-Sen başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Büyük bir sorumluluk üstlendiniz göreve gazetedeki tüm çalışanları örgütleyerek başlayabilirsiniz. Bakalım patron bu işe ne diyecek?
…
Sayın Hasan KAHVECİOĞLU, TAK konusundaki yazınız çalışanları epey üzdü. Ha keşke bir ziyaret edip de onların da görüşünü alsaydınız. Bu koyunu detaylı olarak bir oturup görüşelim lütfen…
GÜNÜN FOTOĞRAFI:
.jpg)
----------------------------------------
Günün Fıkrası
Günün Fıkrası
Hemeroid
Kayseri'linin birisi İstanbul'a gitmek üzere trene binmiş. Tren kalktıktan sonra yanındaki çantadan pastırma çıkarmış, tam yiyecekken karşısındaki adam dikkatini çekmiş ve ona uzatarak:
-Hemşerim yir misin demiş. Karşısındaki adam:
-Sağolasın benim hemeroidim var. Kayserili:
-Olsun... Önce bunu ye sonra onu da yersin...
Kayseri'linin birisi İstanbul'a gitmek üzere trene binmiş. Tren kalktıktan sonra yanındaki çantadan pastırma çıkarmış, tam yiyecekken karşısındaki adam dikkatini çekmiş ve ona uzatarak:
-Hemşerim yir misin demiş. Karşısındaki adam:
-Sağolasın benim hemeroidim var. Kayserili:
-Olsun... Önce bunu ye sonra onu da yersin...