Emekli polis memuru…
Yaklaşık 5 yıldır Güney’de çalışıyor…
Dün sohbet ederken sordu;
“Kıbrıs’ta gerçekten kalıcı bir çözüm mümkün mü” diye!
Zira şu sıralar sohbetlerin en önemli konusu müzakereler sonrasında bir çözüm olup olmayacağı…
Çeşitli görüşler var…
Asla olmaz diyenler!
Bunu diyenler genelde orta yaş ve yukarı kesim…
1974 öncesini yaşayanlar!
Hadi biz neyse, çocuklarımız torunlarımız tehlikede olur diyorlar…
Başka bir hayırcı kesim var!
Rumlarla ‘asla’ diyorlar…
Ama onların asıl korkusu Rum malı üzerinde oturduklarından!
Belki hemen her gün Güney’e gidip geliyorlar, oradan alışveriş yapıyorlar ama mal da canın yongası ya…
Geniş bir kitle var…
‘Bu kez oldu bitti’ diyenler!
Onlara göre bu kez perde gerisinde her şey konuşuldu, görüşüldü iş imzaya kaldı…
Bu kanıya nereden vardıklarını söyleyemiyorlar çünkü hep kulaktan dolma şeyler!
Fısıltı gazetesi bizim meşhur…
Başka bir kesim;
KKTC’deki adaletsizlikten o kadar çok canları yanmış ki sırf AB standartları gelsin diye çözüm istiyorlar…
Bunlar ortaya konacak olan plana bile bakmayarak çözüme onay verecekler!
Haklı yönleri de var…
Devletin olanaklarından hiç yararlanamayan, çocuklarını devlette istihdam edemeyenler genelde…
Düzenin değişmesi için çözüm istiyorlar!
Bir de Rum’un malında oturanların deşifre olmasını istiyorlar…
Başka bir kesim, onların ki tamamen siyasi…
Eskiden olduğu gibi bir arada yaşayacaklarına inanıyorlar!
Türkiye’den buradaki varlığından rahatsız olanlar bunlar…
Türkiye’ni buradan elini ayağını çekmesini istiyorlar, nasıl bir plan konursa konsun ortaya onay verecekler…
Söyleyecek çok bir şey yok bunu için!
Saygı duymak gerek…
Burada önemli olan nasıl bir çözüm ve ne kadar yaşayabilir olması…
Emekli polis arkadaş anlattı…
Rum kesiminde bir mekanda Rum aile ile sohbet ederken ailenin çocuğunun ürkekliği fark etmiş ve ona seslenmiş…
Çocuk hemen tepki gösterip annesinin arkasına saklanmış!
Niye böyle davrandığını sorunca da cevaplamış;
“Siz bizi öldürdünüz…”
Sonra devam etmiş;
“Evlerimizi mallarımızı çaldınız…”
Bunu nereden çıkardın diye sorunca da hiç tereddütsüz şöyle demiş;
“Öğretmen öyle söyledi…”
Maalesef ki durum bundan ibarettir…
İki tarafı masaya yatırdığınızda Kuzey onlara göre daha bir çözüme hazır görülüyor!
Burada sorun devlet olup ta normal devlet gibi olamamak…
Ama Güney’de çok daha farklı bir durum söz konusu!
Genç nesil geçen yıllara rağmen Kıbrıs Türkünü öcü olarak görüyor…
Çünkü eğitim sisteminde hala bizdeki düzenlemelere gidilmedi!
Öğretmenler bir çoğu bu olumsuz tabloya büyük katkı koyuyor…
Burada benim aklıma hep şu gelir;
Hani bizim öğretmen sendikaları ile zaman zaman iki toplumlu etkinlikler düzenlenir, karşılıklı ziyaretler gerçekleştirilir ya!
Bunlar hep göstermelik mi yapılıyor…
Ya da…
Bizim öğretmen sendikalarımız niçin oturup da Rum meslektaşları ile adam gibi çözümü konuşmuyorlar!
Ama şu ‘hemen çözüm’ü değil…
Çocukların düşmanlıkla yetiştirilmediği, yaşayabilir ve geçmiş acı olayların yaşanmayacağı bir çözümü!
Bu konuda bütün öğretmenlerimize büyük sorumluluklar düşüyor…
Minik Rum öğrenciler bir sınırın bir adım ötesinde yaşayanları katil ve hırsız olarak tanıdığı ya da öyle tanıttırıldığı için şu anda ortam çok da müsait değil demektir!
 
 
 
Makinist faturaları neden olmuş!
 
Devletin yenilenen makam araçları daha bir süre gündemden düşmeyecek gibi…
Alınması gerekir diyenler var!
Ama olumsuz bakanlar daha fazla…
18 tanesi birden değişmek zorunda mıydı!
Bu konuda hükümet kaynakları makinistlerden gelen faturaların önemli bir neden olduğunu söylüyorlar…
Hem geçmiş, hem de bu hükümet döneminde tamirci faturaları öyle bir kabarmış ki, hükümet bütün araçları yenileme ihtiyacı hissetmiş!
Mantıklı olabilir…
Ama vatandaş hala kızgın ve öfkeli!
 
 
Doktorlar öyle uygun bulmuş!
 
Okur şikayet etmiş, biz de dün bu sayfada kamuoyuyla paylaşmıştık…
Sosyal Hizmetler Dairesi’nin 29 fakir ailenin çocuğunu sünnet ettirmesi etkinliğinde niçin aynı dairenin bir çalışanının da çocuğunun sünnet edilmesi görenlerin tepkisine neden olmuştu!
Sağolsun, daire müdürü Aydan Başkurt dün arayıp ‘mesajımı aldım’ diyerek izahta bulundu…
Bunun tamamen bir tesadüf  olduğunu doktorların bu aileye de aynı tarih ve saatte sünnet için randevu verdiğini ifade etti.
Bu durumdan rahatsız olanlar için bilgilendirelim dedik!
 
 
Basın Odası Genç TV’ye taşındı…
 
“Geçtiğimiz iki sezon boyunca BRT'de yapmış olduğumuz "Basın Odası" programı, bu yıl Kıbrıs Genç TV ekranlarında olacak. Bir araya geldik,Ertan Birinci'nin "yapımcılığını" üstleneceği Basın Odası'nın yeni yayın döneminde Genç TV'de olması kararına vardık. Nazar Erişkin, Basın Odası ile yeniden ekranlara dönecek. BRTK'da birlikte olduğumuz Artun Çağa, yeni yayın döneminde aramızda olmayacak. Doğru bildiğimizi söylemeye, Genç TV'de devam edeceğiz. 2 dönem boyunca programımızın sağlıklı bir şekilde ekranda kalmasına emek veren BRTK personeline ve moderatör arkadaşımız Damla Soyalp'a ayrıca teşekkür ederiz…”
 
(Hüseyin EKMEKÇİ)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Ali EREL, AB fonlarından en fazla sizin AB Derneği katkı almış. Bakalım Serdar Denktaş’ın bu paranın nerelere harcandığı sorusuna yanıt verecek misiniz! Bugün gözümüz kulağımız sizde olacak!
Sayın Mustafa DEVECİ, Girne’de bir nakliyat şirketinin yasal olmayan yollardan yaptığı nakliyat işleri konusunda kamuoyu sizden bir açıklama bekliyor. Bu şirket daireniz tarafından korunuyor olabilir mi!
Sayın Tamer ÖNCÜL, Ahmet Tolgay sosyal medyada çok ilginç iddialarda bulundu ve adınızdan da bolca bahsetti ama nedense şimdiye kadar bir açıklama yapma zahmetinde bulunmadınız. İddialar doğru mu değil mi!
Sayın Ahmet TOLGAY, sizin de gördüğünüz gibi şahsınıza yapılan ırkçı saldırıya hiçbir örgütten kınama açıklaması filan yapılmadı! Siz değil de sol kesimden birisi olsaydı acaba kıyamet nasıl koparılırdı!
Sayın Ali PİLLİ, sizin bölgede yapılan istihdamlar nedense sanki de size inat gibi yapılıyor değil mi! Acaba sabrınızı mı denemek istiyorlar yoksa bildikleri başka bir şey mi var! Hükümetin sayı olarak pamuk ipliğine bağlı olduğunu bilmiyorlar mı dersiniz!
Sayın Gürkan KARA, Merkezi Cezaevi’ndeki salgın hastalıklar konusunda yapılan açıklamalardan sonra mahkum aileleri endişe içinde kaldı. Bu konuda kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklama yapmanız bekleniyor!
Sayın Bülent ARKIN, Güzelyurt bölgesinde yaptığınız bazı istihdamlar partilileriniz tarafından tepkiyle karşılanmaya başlandı. Hele de genel başkanınıza küfür eden birisini işe aldırmanız bölgeli partilileri çılgına çevirdi bilesiniz!
Sayın Erdoğan ÇELEBİ, ortopedik vatandaşlarımız için düzenlediğiniz deniz altına dalma etkinliği hem bir ilk oldu hem de büyük beğeni topladı. Aynı etkinliğin daha sık yapılması mesajları geliyor…
Sayın Kudret ÖZERSAY, askeri bölgeler konusunda yaptığını açıklama bir çok siyasi partide şaşkınlık yarattı çünkü belki de ilk kez bu tür bir açıklama yapılmış oldu. Tabuların yıkılması bakımından önemliydi,tebrik ederiz…
Sayın İmam ALTINBAŞ, yeni bankanız Albank hayırlı uğurlu olsun. Ancak yöneticileriniz rakip bankaların müşterilerini kapmak için öyle bir taarruza geçti ki bunun zararını çok yakında görebileceğiniz konuşuluyor!
Sayın Özel KADIOĞLU, Göçmenköy’deki sizin mekan artık genel merkezden bile yoğun çalışmaya başladı değil mi! Hele de mangalın yandığı günler oturacak yer bulunamıyormuş. Biraz masa sandalye takviyesi iyi olacak gibi görülüyor…
Sayın Behlül CÜMBEZLİ, Gemikonağı gümrük dairesinde istihdam edilmenize yakınlarınız epey sevinirken bazıları da fena köpürdü diye duyduk. Madem ki siz de devlete kapağı bir şekilde attınız hayırlara vesile olsun artık…
Sayın Zorlu TÖRE, sizin bakanlar bir bir yeni makam araçlarına binip keyifli seyir yaparken bunu eleştiren tek vekilin siz olduğunuz söyleniyor. Parti içi muhalefete devam desenize! Yapıcı eleştiri her zaman iyidir değil mi!
Sayın Akın CELLATOĞLU, bu yıl okul harcamaları epey canınızı yakmış diye duyduk. Çocuklar alış verişte eh pahalı olanları tercih ediyor değil mi! Büyüsünler bakalım aynı şekilde davranacaklar mı! Yine de onlara helal hoş olsun…
Sayın Süleyman GÖKTAŞ, Bakanlık Müsteşarı olarak yıkık dökük bazı dairelerin onarılması için sorumluluk üstlenmeniz isteniyor. Bir çok bölümde çalışmak artık çok hale geldi, zira dev gibi fareler cirit atmaya başladı…
Sayın Sonay ADEM, aile fertlerinden gelen baskı nedeniyle üniversiteye kayıt yaptırdığınızı duyduk.  İnatçı ve inançlı birisi olarak diplomayı alır hatta yüksek lisans bile yaparsınız siz. Hayırlı uğurlu olsun…