Geleceğe yürürken meşale tutanlar bu karanlığı biliyordu, bir fikri olmayıp isimle fikir olanlar, bu dayatmaya yama olacağını biliyordu, tek başına iktidarız inadınıza diyenler, inatla çoklu iktidarsızlığa imza attı onlarda biliyordu. Bizi satmışlardı hemde, oy istemek için gezerken, koltuğa ne için geleceklerini bile bile bizi sattılar.
* * *
Hatırlayın seçimin hemen öncesi, tüm parti temsilcileri program da. Söz Bağımsızlık Yolu genel sekreterinde sn Münür Rahvancıoğlun’da tüm izleyenlere bir sorudan bahsetmişti. Onlara sorun demişti bir B planları var mı? Eğer kazanırlarsa diye vaat ettiklerini, yapacakları bir planları var. Tek başına iktidar olmazlarsa ya da hükümetin küçük ortağı olurlarsa, ne yapacaklar diye sorun? Demişti. Ve eklemişti tek planları gerçek iktidar odaklarına boyun eğmek olacak, halkı ve emekçiyi sermayedarlara peşkeş çekecek demişti. Ne kadar haklıymış değil mi?
* * *
Şimdi onları oyları ile onur edenlere ve sandığı boykot edip yine onları onurlandıranlara soruyorum, sevgili Münür ne kadar haklı bir soru sormuştu değil mi? Tamamen dayatmayla oluşturulan bir kabinenin, tamamen dayatmayla gelen isteklerini, ne pahasına olursa olsun ki bu paha emekçinin canı dahi olsa, korkularından, beceriksizliklerinden ve bu dış iktidara verdikleri açıklardan doğan, anlamsız sadakatlerinden o istekleri hayata geçirecekler.
* * *
Belediyeler yıllardır bu zihniyetlerin elinde, yavaş yavaş bu günlere hazırlandı, borç batakları beceriksiz yönetimler, anlamsız iş alımları, paydaşa rant ihaleleriyle belediyeleri mahvettiler. Sırf yıllardır önlerine gerçek iktidarlar tarafından konan, belediyeler reform yasasını halka sindirerek ve de emekçiyi hiçe sayarak geçirmek. Ve kurulmuş kenarda bekleyen, sermayedarların bir eli olan taşeronlara, belediye hizmet kolarını özelleştirerek peşkeş çekerek, sermayederların beslediği, gerçek iktidarın beslenmesini sağlamak için.
* * *
Nereyi tutsak elimizde kalıyor değil mi? Yıllardır bu iktidarsızların yaptıklarının sonuçları bunlar. Hastahanede ilaç yok, ve bizi o ilaçlara sürükleyecek gıda denetimini yapabilecek, kitler de yok yani sağlığımız artık yok, eğtimimiz yok, kültür sanatımız yok, yol güvenliğimiz yok, enerjimiz yok, geleceğe dair tek bir ön görümüz var o da zaten ilahi bir son ölüm. Ancak oraya varırken acılar içinde varacağız.
* * *
Şimdi artık sokaklar, bizi çağırır en demokratik şekilde büyük kitleler olarak, halk olmanın gücü, emekçi olmanın direnişi ile tüm haklarımızı, üstelik bedelini vazlası ile ödediğimiz, yaşam haklarımızı istemeli ve alana kadar da durmamalıyız.

Daha önce yine yazmıştım yenilemekte fayda var,
MÜCADELE ETMEYEN KAYBEDER, MÜCADELE EDEN İSE BELKİ KAYBEDER…..

Behiç Anibal….