İyi ki duyarlı okuyucularımız var…
Bazen onlar uyarmasa saman altı edilecek çok şey var aslında!
Aslında biz sıklıkla yazıyoruz ama asıl ilgili devlet birimleri yeteri kadar üzerine eğilmediği için sorunlara köklü çözümler üretilmiyor…
İkinci iş konusu tabi ki!
Ama bu kez hekimlerde değil devlet okullarında…
Çok sayıda ikinci iş yapan devlet öğretmeni var ama devlet bunu bildiği halde üstüne gitmiyor!
İşlerine gelmiyor çünkü siyasetçinin…
Rantın önünü keserlerse bu sefer kendi siyasi rantın da kesilmesinden korkuyorlar, bunun başka bir açıklaması olabilir mi!
Hadi siyasileri bir yana koyun…
Peki ye eğitimde örgütlü sendikalar!
Okulların açılmasına az bir süre kaldı ya…
Her sendikadan ayrı bir açıklama çıkıyor!
Tamam sorunları ortaya koyuyorlar ama tek bir tanesi ortaya çıkıp da devlet öğretmenlerinin yasal olmadığı halde özel dershanelerde çalışan devlet öğretmenlerini konu etmiyor…
Çünkü işlerine gelmiyor!
Onlarda da meslektaşlarını kanatları altına alma gaylesi var…
Oysa asıl sendikalar konuyu gündeme taşımalı, yasa dışı olan ikinci işin ortadan kaldırılması için mücadele etmeliler!
Bir okurumuz dershaneler konusunu öyle güzel kaleme almış ki, böyle detaylı bir değerlendirme eğitim camiası için büyük bir fırsattır…
Herkes kendi payına bir şeyler çıkarırsa ne ala;
“Sevgili Levent Bey öncelikle yazılarınızı her gün takip eden ve kaleminizi çok beğenen bir okur olduğumu belirtmek istiyorum. Bu mesajı size yazmamın sebebi eğitime vermiş olduğunuz önemi ve yazacağım konu ile ilgili daha öncede yazmış oldunuz yazılar olduğunu bilmemdir. Konu dershaneler.
Malumunuz okulların açılması yaklaşmakta ve bu sektörde de büyük bir hareketlilik yaşanmaktadır. Özellikle Mağusa’da (Lefkoşa’da dershane sayısı fazla olduğu için) onca öğretmenlik mezunu gencimiz işsiz gezer iken ve de en önemlisi devletli öğretmenlerin okullarda çalışması yasak iken bunun yetkililer ve özellikle de eğitim bakanlığı tarafından görmezden gelinmesi gerçekten içler acısıdır.
Durum sanıldığından daha ciddidir. Bugün okul öğretmenleri dershanelerde çalışmak için neredeyse birbiriyle kavga edecek duruma gelmişlerdir. Dershanede çalışmak isteyen devletli öğretmenlerde aranan en büyük özellik dershaneye kaç öğrenci getirebileceğidir, direk bunun pazarlığı yapılarak öğretmen alınmaktadır.
Öğretmenler okulda yapması gerektiği işi doğru dürüst yapmadığı için (bunun için devletten maaşçığını da eksiksiz çekmeye devam ederken)ortaya çıkan bir yapı olan dershanede yine aynı öğrencilerine ders vererek alenen devleti vatandaşı ve en önemlisi en önemli varlığımız çocuklarımızı kandırmaktadır.
Kıbrıs’ta güzel bir deyim vardır "utanmayı attı" asıl öyledirler.
Bakın bugün Mağusa'nın büyük liselerinin (GMTMK, NKL) öğretmenlerinin hepsi bu yapının içerisindeydi.
Utanmayı attı dedim çünkü önceden bu kurumlar bir devlet öğretmeni çalıştıracağında en azından başka şehirden getirirlerdi.
Şimdi bırakın utanmayı aynı şehirden en büyük okullardan açık açık bu işi yapmaktadırlar.
Hatta Mağusa’da bir dershane kadrosunda okul hocalarını bir kenara bırakın, müdür yardımcılarını, hatta onların yakınlarını bile çalıştırmakta ve bu kişiler okuldaki çocuklara kayıt için baskı uygulamaktaymış.
Şimdi size soruyorum;
 Her gün eğitim çok kötüye gidiyor diye yakınan kişiler niçin bu sektöre el atmıyor.
Bakınız bu sektör sanıldığından bile daha tehlikeli bir sektördür. Soruyorum size bugün Türkiye'de bu kanlı darbe planını yapan terör örgütünün bu kadar büyümesinin altındaki yapı nedir?
Bugün Türkiye'nin Cumhurbaşkanı niçin ısrarla bu yapıyı kontrol altına almak için büyük bir savaş vermekte.
Çünkü gerçekten bu yapının ne kadar önemli ve takip edilmesi gerektiğini bilmektedir. Yapılması gereken çok basittir. Milli eğitim bakanlığına bağlı müfettişler (tabii önceden haber vermeden çünkü bu da yapılıyor) aynı haftada iki farklı gün bu kurumlara gidip kimlik kontrolü yapacaktır. Durumun ne kadar ciddi boyutlarda olduğunu göreceklerdir.
Bu gün Mağusa'nın en büyük dershanesi olduğunu iddia eden yapıda maalesef hizmetliler, halkla ilişkiler personelinin dışında bir bilemediniz iki full time personel mevcuttur.
Bu nasıl mı olur, şöyle olur;
Mağusa'nın ve Lefkoşa'nın ekonomik olarak birbirinden tamamen ayrı büyük dershaneleri görünürde tek bir dershaneymiş gibi bir şirket adı altında birleşmişlerdir. Bu yapı Eğitim bakanlığına karşı tek bir yapı gibi kendini gösterdiği için her branştan birer veya ikişer öğretmen göstermektedirler. O öğretmenler bir ve ya iki tanesi Mağusa bir iki tanesi Lefkoşa’da bir dershanede bir iki tanesi Lefkoşa’da başka bir dershanededir.
Aslında bakıldığında farklı dershaneler gibi görünen bu kurumlar bir şirkettir ve o şirketin bir kadrosu var gibi görünür.
Gerçekte işi yapan tamamen devletli öğretmenlerdir. Şimdi başka önemli bir konu aynı gibi görünen fakat birbirinden tamamen bağımsız bir ekonomik bir yapıya sahip olan (bunu tutan özel muhasebecileri varmış) bu yapı devletten vergi kaçırmış da olmuyor mu?
Sanırım Maliye Bakanlığı’na da iş düşüyor.
Durum çok ciddi ve maalesef siz ve sizin gibi birkaç kalemin dışında bu durumun ciddiyetinin farkında olan kimse yok.
Unutmadan bu konuyla şimdiye kadar Sn. Nazım Çavuşoğlu eğitim bakanlığı sırasında mücadele etmeye çalışmıştır…”
 
Turistin günahı ne!
 
Türk-Sen hükümete diş biliyor…
Ercan’daki grev 60 günlüğüne ertelendi ya!
Haklı yönleri var sendikanın, verilen sözler tutulmayınca çalışanlar mağdur oldu ve onlar da grev kararı aldılar…
Şimdi gün sayıyorlar artık!
Çünkü bu yıl içinde Bakanlar Kurulu bir kez daha grev erteleme kararı alamaz…
Burada tartışma bir turizm ülkesi olan KKTC’de turisti etkileyecek olan grevlerin içeriği!
Sendika hak hukuk arayışında ama bunu turiste bedel ödeterek yapmak ne kadar etik işte bütün mesele burada…
Aslında önümüzde tek seçenek var…
İki ay dolmadan çalışanın hakkını teslim etmek!
Gerisi kaos olur…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Özdemir BEROVA, sendikalara sınıflara girme çağrınız gayet yerinde ve kurnazcaydı, bakalım nasıl bir cevap verecekler. Bu arada okulların açılmasına az bir süre kala özel dershaneler konusu yine gündeme gelmeye başladı. İkinci iş yasağına karşı özelde çalışan devlet öğretmenleri için bakalım nasıl bir karar üreteceksiniz!
Sayın Altay FIRAT, Orman Dairesi müdürü olarak Lefke’deki bir çalışan konusunda yapılan tüm şikayet dilekçelerinin soruşturma kapsamı dışında tutulduğu yönünde şikayet mesajları alıyoruz. Bu çalışanın yaptıkları artık ayyuka çıkmış ama acaba birileri tarafından korunuyor mu dersiniz!
Sayın Harun DİMİLİLER, Cypruvex yönetim kuruluna atandıktan sonra şimdi de yönetim kurulu başkanlığına atanmanız bekleniyor ama her nedense parti tabanında ciddi bir huzursuzluk başladı diye duyduk. Bu gelişmelerin ardında eski çok ünlü bir kurmayın olduğu öne sürülüyor!
Sayın Fikret ÇAVUŞOĞLU, eninde sonunda Atlas Havayolları’nı CAS’a bağladınız ve geç de olsa hedefe ulaştınız tebrik ederiz. Bu arada kardeşinizin bayına gelenlere derecesiz üzüldük Allah onu size bağışlasın…
Sayın Bülent ARKIN, çevre konularının önde gelen uzmanlarından birisi olarak vatandaş artık çevre kirliliği görmek istemiyor. Sonuçta çevreyi kirleten de vatandaşın ta kendisi ama artık ağır cezalar gündeme gelmezse bu ipin ucu iyice kaçacak! Bu arada Lefkoşa’daki düğün salonlarından da gürültü kirliliği üzerine şikayetler geliyor bilesiniz!
Sayın Kemal DÜRÜST, Ercan’daki grev ertelemesinden sonra sendikalar artık günleri saymaya başladı. Bu sene yeni bir grev ertelemesi olamayacağına göre çözüm üretmek de artık size kalıyor. Kesenin ağzını biraz açmak gerekecek değil mi!
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, çok sayıda ürüne getirilen fon uygulaması vatandaşın cebinden çıkacaksa bu nasıl bir tedbir almaktır ki! Bu konuda en fazla da özel sektör çalışanı mağdur olacak gibi gözüküyor, yazıktır ve günahtır!
Sayın Ozan CEYHUN, KKTC’deki çok tartışılan göreviniz sona erip Ankara’ya geri döndüğünüzü duyduk. Burada yıllarca ekmek yiyen birisi olarak umarız yetkililere çarpıtılmış ve abartılmış bilgiler vermezsiniz değil mi!
Sayın İbrahim BENTER, dini yerlerin çok yakınına casino yapılması elbette uygun değil hatta abesle iştigaldir. Ama sizin Ankara’da eliniz kolunuz epey uzundur diye duyduk, bir telefonla bu işin önüne pek ala geçebilirsiniz elbette, ne dersiniz!
Sayın Aydun AKKURT, FETÖ yazıları nedeniyle tehditler aldığınızı üzülerek öğrendik. En iyisi kendinize birkaç tane yakın koruma istemektir. Hatta bu sıralarda tam teçhizat dolaşmak en iyisi olacak gibi görülüyor. Büyük geçmiş olsun!
Sayın Tahir GÖKÇEBEL, eğitim yılına az bir süre kala eksiklikleri dile getirmekte yerden göğe kadar haklısınız ama her nedense hiç dershanelerde çalışan devlet öğretmenlerinden bahsetmiyorsunuz! Bir iki kelime de bu konuda açıklama yapmaya ne dersiniz!
Sayın Tözün TUNALI, dünyanın neresinde olursa olsun zengin ile fakir arasındaki uçurum aynıdır. Burada önemli olan zenginlerin devlete ne kadar vergi verip vermediğidir. Devlet onları dize getirebilirse ne ala yoksa zenginin parası hep züğürdün çenesini yoracaktır!
Sayın Tufan ERHÜRMAN, sosyal medyada vatanda ile yaptığınız seviyeli tartışmalar gözerden kaçmıyor. Ha keşke herkes adabıyla yorum yapıp karşısındakini kendi beynindeki gibi yapmaya çalışmasa değil mi!
Sayın Alihan PEHLİVAN, bu sıralar Ankara ziyaretleri gereğinden fazla yoğunlaştı ve dikkat çekmeye başladı aman oralarda yanlış anlaşılmasın sakın! Biraz ara vermeye ne dersiniz, çocuklar evde babaya hasret kaldı diyorlar…