“Sn. Özadam,
Sizi ilgili ile takip ediyoruz.
Tarım sektörünü iyi bilen biri olarak size kamu yararına bilgiler vermek istiyorum. Aşağıda sıralayacaklarımı sayfanızda paylaşırsanız  memnun olurum.
 Büyükbaş hayvan üretici sayısı 1000 civarıdır.
Bu sayının 190 kişisi soğuk zincirde üretim yapıp toplam sütün % 80 miktarını üretmektedir. Bu kısmın 100 kişisi kota denilen sınırına takılır. Bu kota nedir?
Kim ne kadar üretirse üretsin 1300 litreye kadar herkesin sütüne destek verilir.
1300 litre üstüne ise yalınız sütün bedeli ödenir. Üstüne herhangi bir destek vermez.
Yıllık olarak çiğ süt desteği 30 milyon TL'dir.
1300  litre süt veren kişi yıllık 150.000 TL destek almaktadır.
Fakat daha çok üreten kişilere bu yetmemekle beraber daha çok teşvik istiyorlar.
Eylemin nedeni % 10’luk bu kısmın doyumsuzluğu.
Bu üretilen ve ülke için fazla olan sütün pazarlanması için devlet yıllık 18 milyon TL ihracat primi ödüyor.
Tavsiyem yetkililerle konuşun.
Benim üzüldüğüm nokta ülkedeki tek sektör ya da yaşayan insanlar hayvancılar değil.
Bugün okullarda kağıt yok fotokopi yok bu konuda da gerekli önlemi hükümettin göstermesi gerekir.
Ayrıca Hayvancıya düşük faizli krediler, kredili yemlik arpa, bala desteği, kısmi hibe programları gibi destekler verilmektedir.
Kimsenin kazancında gözümüz yok ama son 10-15 yılda yatırım ve mal varlıkları hesaplarına bakılsın özellikle bu %10’luk kısım büyük farkla önde olduğu gözükür.
Diğer üzüldüğüm nokta bu yıl dönüm başına 89 TL kuraklık belirlendi.
Peki bu para var mıydı!
Genel Tarım Sigortası Fonu’nda yoktu.
Türkiye'den geldi ve az kurak olan bölgelerde haritada oynanarak bir üst derecede kuraklık değerlendirilmesi yapıldı.
89 TL nasıl bulundu kamu oyuna açıklasın.
Kuraklık Hesaplarında gübre 25 kilo olarak hesaplandı ancak belge istenileceği zaman kuraklık niteliğine gireceğinde 15 kg olarak değerlendirildi,(GTSF müdürü ve Yönetim Kurullu Başkanı’ndan teyit alınabilir). 
Çiftçiler Birliği maalesef kendi lehine baskılarla bunu yaptı.
Artık insanlara çiftçi ve hayvancılara sabrı kalamadığından bu konuları kaleme aldım. Yukarıda Allah var kimse haksız para almasına müsaade edilmemesi gerekir.
Devleti yönetenler lütfen hesaplarını doğru yapsınlar.
Bu konuyu ekonomistlerle konuşun hesabın doğrusu çıksın.
Kurak yılda sürme tohum ve 15 kg gübre olur.
İlaçlama ve hasat yoktur, üst gübrede yoktur…”
 
 
 
 
Muhaceret Dairesi’nden şikayet!
 
“İyi günler Levent Bey.
Önceki gün sabah  10.00’dan 11.41’e kadar Muhaceret Dairesi’ne telefon ile ulaşmaya çalıştım.
KKTC dışında ikamet eden TC vatandaşı bir arkadaşımın eşten dolayı yurttaşlık almak istiyor benden bilgi almamı rica etti.
Yurttaşlığın evlilik yoluyla kazanılmasına ilişkin bilgi almak için kaç kere telefon ettim ilgili birime bilmiyorum.
En sonunda müdürün dahilisini aradım. Bu arada engelliyim ve kamuda çalışıyorum.
Bayana neden bu numaraları kimse açmıyor nerede bu insanlar dediğimde oraya gelmemi buyurdu!
‘Engelliyim’ dediğimde ise çok yoğunmuşlar telefonlara bakamıyorlarmış!
Sürekli deneyimmişim, tekrar bütün günde denesem açılmayacağına eminim.
İnternet sitesine girdim orda da yeterli bilgi yok.
Yani ben mecbur muyum oraya gitmeye.
Bu nasıl devlet anlayışı.
Ben en ufak bir bilgi almak için illa daireye mi gitmeliyim...
Çok yoğunsalar bunun sonucunu ben mi çekmek zorundayım.
Bilgilendirmek istedim teşekkürler…”
 
(Bir okur)
 
 
Akıncı’yı hain ilan ederler mi!
 
Mont Pelerin’den döndükten sonra Cumhurbaşkanı Akıncı öyle açıklamalar yapıyor ki onu destekleyen bazı kesimler küplere biniyor…
Oysa hepsi de Akıncı’ya çözüm yolunda tam destek veren şahsiyetler!
Ama Cumhurbaşkanı KKTC ve Türkiye’nin adını ağzına aldıkça suratları ekşiyor…
Yani bir anlamda Akıncı’nın çizgisinden çıkmış durumdalar!
Akıncı dengeli bir politika izliyor…
Onlar artık ‘nasıl olursa olsun biz çözüm’ moduna girdiler!
Biraz daha Akıncı ve ekibini ‘çözüm karşıtı’ ilan ederlerse kimse şaşırmasın…
 
 
 
 
“Adam olmayanlar…”
 
Sosyal medyada, bu çok anlamlı günde "Banana Cumhuriyeti" diye akıllarınca devletimizle dalga geçmeye kalkışanların müreffeh ailelerine ve özel durumlarına bir bakınız. Hepsinin ailesi de, kendisi de "Banana Cumhuriyeti" diye horladıkları bu devletin nimetleriyle ihya oldu. Kimileri de "Banana Cumhuriyeti" dedikleri bu devlet tarafından okutuldu. Ama ne yazık ki adam olamadılar. Adam olsalar, en azından "Banana Devleti" dedikleri bu devletin nimetlerini yemekten vazgeçerler ve şimdiye kadar yediklerinin de bedelini öderler!.. "Yuh"tan başka bir nidayı hak etmiyorlar!..”
 
(Ahmet TOLGAY)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Mustafa AKINCI, siz KKTC ve Türkiye dedikçe bazı destekçilerinizin tansiyonu tavan yapıyor ama ondan çok daha fazla kişiyi de saflarınıza katıyorsunuz! Kıbrıs Türkü arkanızda ve güveni tamdır, toplumu geçmiş kötü günlere götürmeyecek bir anlaşma için çalıştığınızın da farkındadır. Yolunuz açık olsun…
Sayın Mahmut KELEŞ, Mağusa Serbest Bölge yönetim kurulu üyesi olarak kurduğunuz şirketlere serbest bölgede arazi tahsis etmeniz bazı diğer yöneticileri epey rahatsız ediyor. Tamam mesleğinizi de yapacaksınız ama yaparken de bazı hassasiyetlere dikkat edeceksiniz değil mi! Bizden uyarması!
Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele Belediyesi’nin muhasebe işlerini özel bir şirkete devretmeniz belediyeye yıllık 135 bin TL’ye mal olacağından içeride büyük huzursuzluk var bilesiniz! Bazıları hesapları ciddi bir şekilde mercek altına aldı sizi rahatsız etmeye devam edeceğe benziyor!
Sayın Tufan ERHÜRMAN, genel başkanlık döneminizde kurultayda parti meclisi seçimlerinde öyle listeler yayınlandı ki bilemezsiniz! Bizce buradan başlayın deriz, kelle avcılarını ortaya çıkarırsanız iyi bir başlangıç yapmış olursunuz!
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Güney Kıbrıs’ta mavi dil hastalığı ile mücadele parasızlık nedeniyle olmayacak diye duyduk. Komşuya bir destek çıkmak lazım çünkü vatandaşın önemli bir kesimi et ihtiyacını ucuz olduğu için Güney’den karşılıyor!
Sayın Kudret ÖZERSAY, siz değişim dedikçe diğer denenmiş parti yöneticilerinin tansiyonu tavan yapıyor. Bu arada yeni yılın hemen başında seçim var aday listesini şimdiden belirlemekte yarar görüyoruz. Bu arada sakladığınız isimleri bilmediğimizi de sakın sanmayın!
Sayın Özdemir BEROVA, makam şoförünüz size dün eve bıraktıktan sonra Lefkoşa-Girne yolunda 220 kilometre hızla tespit edilmiş. Bir sorun bakalım padişaha kelle mi götürüyordu! Sağlam bir kulağını çekin deriz!
Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, modern bir genel merkeze ihtiyacınız vardı ve dün nihayet bunu gerçekleştirdiniz. Hayırlara vesile olsun…Umarız bundan sonra sektöre katkılarınız eskisinden çok daha fazla olur…
Sayın Ömer KALYONCU, sizin parti meclisinde seçim kaybetmeniz çok eskilere, hatta yerel seçimlere kadar dayanıyor. İntikam soğuk yenen bir yemek ama bir şekilde başardılar işte. Fazla üzerinde durmayıp emekliliğin tadını çıkarın deriz…
Sayın Dimağ ÇAĞINER, önce bir hayaldi ve dün hayaller sonunda gerçek oldu…Uluslar arası Final Üniversitesi memlekete hayırlı uğurlu olsun. Önümüzde yıl 3 bin öğrenci ile kendinden çok bahsettireceğe benziyor, Allah utandırmasın, yolunuz açık olsun…
Sayın Suat GÜNSEL, sizin yerli araba Türkiye’de beklediğinizden fazla ilgi görmüş ve hatta ortaklık teklif eden bile olmuş. Ortaklık işi sizi bozar, onun için şartları zorlayın ve proje tek imzalı olsun deriz.
Sayın Fazilet ÖZDENEFE, CTP parti meclisi seçimlerinde birinci sırada çıkmanız size de sürpriz oldu diye duyduk. Her şeyde bir hayır vardır, belki de bu sonuç bir daha milletvekili adayı olmama kararınızı bile değiştirebilecektir değil mi!
Sayın Özbek DEDEKORKUT, Girne ve yöresinde çok değişik bir turizm modeli için kolları sıvadığınız ve yeni sezonda uygulamaya geçeceğinizi öğrendik. Bu konuda konjektürü takip etmenin elbette faydalarını gereceksiniz değil mi, hayırlı olsun…
Sayın Mehmet BİCEN, yeni bir anlaşma sonrası sessizliğiniz gözlerden kaçmıyor. Sizin Doğancı’da barış ateşi yakmazsanız bu iş olmayacak gibi görülüyor. Bu küskünlük ve dargınlık niye hiç anlayamadık doğrusu…
Sayın Aydın AKKURT, Türkiye’den kelli felli bir sermaye gurubu KKTC’de televizyon kanalı kurmanız için kesenin ağzını açtı diye duyduk. Yani evde torun bakmak varken böyle yorucu işlere girer misiniz bilemeyiz artık…
Sayın Emir ERSOY, Pazar günleri avda daha siftah yapamayınca av üretim merkezlerinin artırılması için kulis yaptığınız söyleniyor. Bunun yerine artık kendinizi ava değil de doğa yürüyüşlerine verseniz daha iyi olmaz mı!