Bunları yazarken içimiz sızlıyor ama belli ki gündeme getirmezsek kimsenin de çok umuru olmayacak…

Hoş biz yazınca olacak mı!

Paşa gönülleri bilir elbet…

Hiç araştırıp, sorup soruşturuyorlar mı acaba!

Bizde uçak biletleri uçunca Larnaka’dan uçuşların tavan yaptığını biliyorlar mı…

Muhakkak biliyorlardır da insanın bu gibi konularda elleri kolları bağlı oturması ne acı değil mi!

Bu işin uzmanları ve bazı siyasiler bunun böyle olacağını çok önceden söylediler ama…

Onlar söyledi bizimkiler sadece açılışlarda kurdele kestiler!

Poz verirken de objektiflere pişkin pişkin güldüler…

Onların icraat anlayışı bu çünkü doğal karşılamak lazım!

Bir arkadaş gurubumuz geçen hafta içinde Türkiye’ye tatil yapmaya gideceklerdi, hummalı bir şekilde araştırdılar…

Her şey güzeldi ama uçak biletlerinin bu kadar uçuk olduğunu görünce başka formül aradılar!

Buldular da!

Uçak bileti fiyatına, uçak bileti de dahi bir haftalık tatilde karar verdiler…

Larnaka’dan Girit’e uçtular!

Fiyat o kadar uygundu ki onlara kızamadım bile…

Larnaka-Girit uçak biletleri ne kadar biliyor musunuz

Sadece 29 Euro!

Bugün açın her hangi bir uçak şirketine Adana bileti sorun…

Çift yön 15 bin TL cevabını alacaksınız!

İstanbul, Ankara ve İzmir biletlerini yazmaya bile korkuyorum…

Geçen gün kızım geldi İzmir’den tek geliş 9 bin Türk lirası!

Londra uçuşları ona keza…

Hele bir de buna aktarmalı uçuşlarda in-bin yapıp yeni bir muhaceret işlemleri eklenince belli ki bu pastayı da Rumlara bırakacağız!

Artık vatandaş Ercan’ı değil Larnaka’yı tercih ediyor çünkü hem direkt uçuş hem de bir bilet yerine iki bilet!

Paranın milliyetçili filan yok ki, devir tasarruf devri…

Burada KTHY edebiyatı filan yapmayacağım…

Çünkü onun çoktan ruhuna Fatiha okuduk!

Siyasilerin yerli bir uçak şirketi sözlerini de hatırlatmak istemiyorum…

Zaten öyle bir şey olsa bir iki yılda onu da batırır içine ederiz!

Bizi en çok ilgilendiren elbette ki turizm sektörüdür…

Uçak biletlerindeki bu inanılmaz artışın turizmi de olumsuz etkileyeceği aşikar olduğuna göre gelecek için tehlike çanları çalmaya başlamıştır!

Ve bundan böyle devlet meselesi haline gelmiştir…

Uçak biletleri tavan yaptıkça ülkeye turist getiren acentelerin işi geçmişe göre çok daha zor olacak ve bu da bir çok turizm tesisini ve tabi ki ülke ekonomisini etki edecektir!

Hani bu gibi hallerde özel komiteler ya da kriz masaları kurulur ya…

Adını bilemeyiz ama konunun uzmanları konuya muhakkak bir çözüm üretmelidirler!

Her kafadan ‘Larnaka’ya bir iki…’ sesleri daha fazla yükselmeden…

Eczacı gözüyle

“Bu eczacılar size ne yaptı?”

“-Ağladınız; sizinle ağladı

-Başınız ağrıdı, ağrınızı kesti

-İlaç bulamadınız, çırpındı, aradı buldu

-Gün oldu paranız olmadı “bu da benden olsun “ dedi

-Doktora ulaşamadınız, bilgisi ve yetkisi doğrultusunda yaranıza merhem oldu

-Evden çıkamadınız, evinize kadar ilacınızı bıraktı.

-Pandemide evlerinizde güvenle otururken, tüm risklere rağmen siz mağdur olmayın diye kapısını hiç kapatmadı

-ilaçsız kalmayın diye nöbet tuttu

-Bu eksik ve çarpık sağlık sisteminde yetkisi kadar “aile hekimliği “ görevini üstlendi, doktora , ilaca ulaşmanızı sağladı

-Bilgisini tecrübesini sizinle karşılıksız paylaştı, en yakın sağlık danışmanınız oldu

-Sağlık sisteminin ilk ve son halkası oldu

-Her gün değişen güncellenen ilaç sektöründe kendini güncelledi size en iyi hizmeti vermeye çalıştı

-Bu ülkede yaşayıp da bu güne kadar eczane kapısından içeriye girmeyen, derdine derman aramayan bir tek vatandaş yoktur.

-PEKİ SEN VATANDAŞ NAPTIN??

-Eczaneye gittin” ben sigortalıyım bana yardımcı olurmusun” dedin yardım aldın derdine çare buldun

VE ŞİMDİ DİYORSUN Kİ

“ECZACILAR ARSIZ,HIRSIZ”

-Her meslek grubunda olduğu gibi elbette kusur işlemiş üsülsüzlük yapmış olanlar var ve olacak adalet bunun için var

-Diğer yandan baktığınızda deveyi havutu ile götürenler bu çökmüş sistemde baştacı ve seni beni yargısız infaz peşinde

-40 yıllık meslek hayatımda hiç bu kadar acıtan mesleğimi bu kadar ayaklar altına alan bir dönem yaşamadım

-Her hastama ailem gibi davrandım

-Hatam kusurum olmadı mı?

Elbette “ hatasız kul olmaz” demiş atalarımız.

İnsanız sonuçta ama kimseye zarar vermedim, hakkını yemedim.

-Acılı günümde bile hastama verdiğim değerden kendi acımı gizleyerek güler yüz göstermeye, deva olmaya çalıştım

-Bugün anladım ki

“İYİLİKTEN MARAZ DOĞARMIŞ”

-Yüzlerce meslektaşım her gün seviyesiz sözlere maruz kalıyor” hade iyisiniz yediniz yuttunuz paraları, sizi daha tutuklamadılar mı?”diye

-Soruyorum bu mu hak ettiğimiz?

-10 gündür uyuyamıyor, yemek yiyemiyor eczacınız

-Bir elin parmaklarını geçmeyen ve henüz suçluluğu ispat edilmeyen eczacılar üzerinden tüm mesleği ayaklar altına aldınız . Meğer ne kadar kötüymüşüz biz!!

ÖZETLE :

-Bugünden sonra da eczacınız yanınızda olmaya devam edecek elbette

AMA

-Tanımlanmış görevi ve yetkileri dahilinde

-kimse için görev yüklenemeyecek, iyilik kapsamında hiçbir şey yapmayacaktır.

-Herkes sorumluluğunu ve haddini bilecek

-VEFA görmüyorsa kimse için CEFA çekmeyecek.

-Bu çarpık düzende kendi çektiğimiz cefa bize yeter

-Sakin bir zamanınızda düşünün ve bu soruları kendinize sorun

-Bizim sağlığımız bu dönemde alarm veriyor .Ve bize en iyi ilaç sağduyulu hastalarımızın desteği olacak

SONUÇ:

KUSURU OLANLAR İÇİN YARGI GÖREVİNİ YAPACAKTIR.

PEKİİİ ;

GERİYE KALANLAR İÇİN YAPTIĞINIZ YARGISIZ İNFAZ????

BİR DÜŞÜNÜN!!derim

SAĞLIKLA ve SEVGİYLE KALIN…”

(Zakire KALELİ)