Sevgili okurlar;
Sayfamızdaki iki fotoğrafı lütfen birlikte dikkatle inceleyelim…
Birincisinde kamyonun arkadan çekilmiş hali, plakası RHA 2242…
Damperi yüklü ve Lefkoşa’da Fuar karısındaki yolda seyrediyor.
İkinci fotoğrafta ise kamyonun kapısında Tarım Bakanlığı’na bağlı Devlet Üretme Çiftlikleri Müdürlüğü ait olduğunu gösteren yazı var…
Ve o yazının hemen üzerindeki pencerede adamın birinin sağ ayağını görüyorsunuz…
Ayağının bütününü pencereden çıkarmış her halde havalandırıyor olsa gerek!
Bu fotoğraf 16 Haziran Salı günü bir okuyucum tarafından saat 11.20’de çekilerek anında bana gönderildi…
Tablo şudur;
Bir devlet kurumuna ait araç ve içinde iki çalışan…
Yani iki tane devlet memuru var aracın içinde!
Bunlardan bir tanesi Lefkoşa’nın en işlek caddelerinden birinde ayağını dışarı çıkarmış kimseye aldırış etmeden, devlet arabasında olduğunu ve tabi ki bir devlet çalışanı olduğunu da umursamaz bir şekilde laubaliliğin daniskasını yapıyor!
Devlete saygısı yok, makama saygısı yok, devletin içinde yaşayan vatandaşlara saygısı yok ki bu kadar rahat bir tavır sergiliyor
Yapılan şikayette dahası var ama ailevi durumlarını bilmediğimizden dolayı o konulara şimdilik girmiyoruz!
Yıllardan beridir olduğu gibi halen de bizim ülkede devlette çalışmak bir ayrıcalıktır…
Maaşı iyidir, sosyal hakları iyidir, emekliliği vardır, tatili boldur!
Ama gelin görün ki bazı devlet çalışanları kimsede olmayan pek çok imtiyaza sahip olduğu halde, devletin ya da çalıştığı kurumun saygınlığını düşürmek için elinden gelen her şeyi yapmaktan çekinmemektedirler…
İstisnaları elbette bir kenara koyuyoruz ama devlet çalışanlarının bir çoğu artık ne amir dinlemekte ne müdür, bu da yetmezmiş gibi disiplin dışı davranışlarla halkımız tarafından büyük tepki ile karşılanmaktadır…
Gençlerimiz artık özel sektörde bile iş bulamaz hale gelmişken, devlete bir şekilde kapak atan ve çöreklenen bazıları ise bırakın görevlerini tam manasıyla yapmayı devletin saygınlığını düşürmek için adeta birbiriyle yarışmaktadır!
Başta ilgili bakan olmak üzere, devletin ilgili tüm dairelerine ithaf olunur…
 
 
 
 


------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yangın helikopterine kimse sevinmedi!
 
Ülkede bir tane yangın helikopteri olmadığı için hele de büyük yangınlar sonrası vatandaş hep eleştirdi…
Devleti yönetenler beceriksizlikle suçlandı!
Yıllar sonra şimdiki hükümete nasip oldu ve yaz aylarında kullanılmak için 4 aylığına bir helikopter kiralandı…
Ne tuhaftır ki buna sevinen tek bir kişiye bile rastlamadım!
Kimi fiyatın çok pahalı olduğunu söylüyor kimisi bu parayla çok daha yararlı işler yapılacağını…
Anlayacağınız toplum olarak da bir tuhaf olduk ve tek yaptığımız eleştirmek!
 
Londra’ya kaçış hızlandı!
 
Yaptığımız sohbet toplantılarında konu genelde ekonomik sıkıntılar ve elbette dövizdeki yükseliş…
Özellikle son günlerde vatandaş sabahın ilk saatlerinden itibaren cep telefonlarının hesap makinesiyle önce döviz kurlarına bakıyor sonra borçlarının ne kadar yükseldiğinin hesabını yapıyor…
Ve çok önemli bir ayrıntı;
Hele de sterlinin 4 TL’nin üstüne çıkmasından sonra çözümü Londra’ya kaçmakta bulan çok sayıda insanımız var…
Kaçış artık bir umut haline gelmiş durumda!
Bu arada halen vatandaşı dövizle borçlanmamaları konusunda uyaran siyasilere de büyük tepki var!
 
 
“Yangına gidecek araç yok!”
 
 
“2,530,980 TL ödeyerek yaklaşık 110 gün Ercan’da konaklayacak helikoptere harcana parayı eğer bozuk olan yangın araçlarını tamir etseydiler, bunun yanında yangında görev alabilecek vasıflı veya işe yatkın kişilerin işe alınması, bunun yanında ekipleri kurmuşlar ama ekipler yangına gidecek araçları olmayınca ve de yangına haber verecek elemanların olmayışı; Kademede bozuk olan dozer, greyder iş makinelerinin görev yapamaması ; En önemlisi yangın ihbar kameralarının güncellemesi yapılamayarak görev dışında bırakılması bir yana bir tek HELİKOPTERİMİZ eksikti o tamamlanınca her şey tamam.
VERGİSİNİ VEREN KIBRIS TÜRK HALKINA TEŞEKKÜR EDERİM...
 
(Cemil KARZAOĞLU)
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Önder SENNAROĞLU, Devlet Üretme Çiftliği Dairesi’nde çalışanlara şöyle bir bakınca gerçekten de daireyi çiftlik haline getirdikleri gözleniyor. Devletin itibarını kurtarmak da sizin gibi en tepedekilere düşüyor. Bir öğrenin bakalım dairedeki bacak güzeli kimmiş?
Sayın İbrahim BENTER, Ramazan ayı dolayısıyla ülke çapında dağıtılan iaşe paketlerinin sağlıklı olarak ihtiyaçlı ailelere gittiğinden emin misiniz? Özellikle Beyarmudu’na giden paketlerin gitti adresleri bir inceleyin bakalım kimmiş bu fukaralar!
Sayın Mustafa KÜÇÜK, dün size mesaj gönderirken soyadınızı yanlış yazarak herkesi merak içinde bıraktık. Bu arada çalışanlar da çeşitli tahminlerde bulunarak ciddi bir tartışma ortamı oluştu. Din İşleri Dairesi Başkanlığınızı bir kez daha kutlarız…
Sayın Fazilet ÖZDENEFE, size çok yakın olan birisine bir dahaki seçimlerde milletvekili adayı olmayacağı sözü verdiğinizi öğrendik. Bu arada geçmişteki fotoğraf olayında da sosyal medya şifrelerinizin kötü niyetli kişiler tarafından kırıldığını üzüntü ile öğrendik. Talihsiz bir olaydı ama artık geçmişte kaldı…Mutluluklar dileriz.
Sayın Zeki ÇELER, milletvekili maaşıyla bir ev sahibi olamayacağınızdan şikayet ediyorsunuz ama bildiğimiz kadarıyla hafta sonları eski görev yeriniz olan İCE Disko’da da çalışıyorsunuz ve toplam geliriniz hiç de fena değil! Biraz tutumlu olmanız lazım değil mi? Bakın o zaman ev değil villa sahibi bile olabilirsiniz…
Sallın Şener ELCİL, okullardaki öğretmen eksiklikleri konusunda yaptığınız açıklamalar umarız önümüzdeki sene için göz önünde bulundurulur ve önlemi şimdi alınır. Ancak bir önemli konu daha var ki özel dershanelerde çalışan öğretmenler konusunda kimse elini arı kovanına sokmak istemiyor, siz de dahil değil mi?
Sayın Ömer KALYONCU, Başbakanlık konusu üç aşağı beş yukarı oldu gibi ama siz niçin bu kadar isteksizsiniz işte bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Emeklilik yıllarında essi başbakan olarak anılmak istemez miydiniz? Hadi inadı bırakın artık vatandaş icraat bekliyor!
Sayın Hasan TAÇOY, önceki gün Derviş Eroğlu ile çok ciddi bir toplantı yaptığınız söyleniyor. Toplantı isteği sizden mi geldi yoksa karşı taraftan mı? Konusu yeni kabine isimleri miydi yoksa başka bir mesele mi?
Sayın Teberrüken ULUÇAY, Slovakya Büyükelçiliği nereden cesaret alıyor da KKTC’de ortalığı karıştıran bir etkinliğe öncülük ediyor? Hadi diyelim yaptılar bizim hiçbir kurumumuz niçin bu rezaletin hesabını sormuyor? Dışişleri Bakanlığına vekalet eden birisi olarak çok sessiz kalmadınız mı?
Sayın İsmail ARTER, dün çıkan haberler konusunda çok fazla maraz ettiniz ama sizin de biraz başınızın dik durması gerekmez miydi? Kendinizi çok fazla üzmeyiniz her sıkıntı sizin için yeni bir tecrübe olacaktır…
Sayın Hüseyin ERGİL, Starling mağazalarının yeni patronu olduktan sonra Girne’yi mesken tuttuğunuz söyleniyor. Bu arada marketlerin cirolarında ciddi oranda artış varmış. Bu işten anlıyorsunuz vesselam, tebrik ederiz…
Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, Lapta Huzurevi’ne ekip olarak yaptığınız ziyaret büyük memnuniyet yarattı. Bu arada yaşlı insanlarımızla birlikte duygusal anlar yaşadığınızı duyduk. Yakında büyük organizasyonlar yapacağız sizi de bekleriz…
Sayın Metin ŞADİ, önümüzdeki ay içinde TÜSİAD ili birlikte KKTC çok büyük bir organizasyon için yoğun çalıştığınız söyleniyor. Bakalım Türkiye’nin devlerini burada yatırım yapmaları için ikna edebilecek misiniz?
Sayın Selda İÇER, müdürlük gittikten sonra önce ofisten olmuşsunuz sonra da ofisi yıkıp yeniden düzenleme yapılmış. Dua edin de dezenfekte etmediler! Bu arada siz ofisi kafeteryada kurunca hızla kilo almaya başladığınız iddia ediliyor, aman dikkat!
Sayın Ali KİŞMİR, yani sanki de başka işin gücün kalmadı da Türkiye’de hangi başbakan kaç yıl görev yaptı bunu mu araştırdın. Ah siz gazeteci milleti bir siyasinin açığını yakalayınca peşini bırakmıyorsunuz…Allah gazabınızdan korusun…