Yukarıdaki başlık bizim düşüncelerimizi yansıtmamaktadır...
Hoş yılda bir gün kutlanan özel günler artık kapitalist sistemin bir parçası olmuştur ama başlık tanınmış bir iş insanına aittir!
O da sevgililer gününe karşı filan değil, aksine bu günlerde çok kazananlardan birisi ama bu kez yaşanan hayal kırıklığını dile getirmek için günü fiyasko olarak nitelendiriyor ve ekliyor;
Sevgililer gününde ilk kez bu kadar çok mağdur olduk...
Kuyumcu arkadaş tek bir altın zerresinin bile satılmadığından muzdarip olmuş!
Diğer meslektaşları ile konuşmuş, durum çok da farklı değil...
Geçmişte bir ayda yaptıkları satışı sevgililer gününde yaparken o gün niye yapamadıklarının hala hesabını yapıyorlar!
Hem de büyük şaşkınlık içinde...
...
Konu dönüp dolaşıp ülke ekonomisine geliyor...
Ekonomide ilk nabız tutulan yerler esnaf kesimidir!
Esnafın genel durumu iyi ise ekonominin de genelde iyidir...
Esnaf artık hızlı bir düşüşe geçmişse, ekonominin de geleceği farksızdır!
Diyorlar ki;
Para artık hızla Rum çarşısına kayıyor!
Bizde satılanlar orada yarı fiyatına satılıyorsa vatandaş Güney’de alış veriş yapmakta haklıdır...
Kimse onları yadırgamasın, eleştirmesin!
Çünkü paranın milliyeti olduğu dönem çok gerilerde kaldı...
Doğru söze ne denir ki!
...
Peki burada kazanılan paranın başka büyük kısmı nereye gidiyor?
On binlerle nitelendirilen 3’ncü dünya vatandaşlarının kendi memleketlerine...
Adamlar buraya kaşımız, gözümüz için geliyor değil ya!
Burada kazanıp geldikleri ülkelerdeki ailelerine gönderiyorlar...
Bu işin ayıbı yok çünkü!
Burada kazanılan para burada harcanmadığı için de bunun çarşıya yansıması olumsuz oluyor...
Bu konuda ileride daha fazla sıkıntı yaşayacağımız artık kesindir!
Bu arada soruyoruz, bu durum nasıl tersine döndürülür diye...
Hayatı ucuzlatsınlar diyor başka bir şey demiyor, diyemiyor!
Sıkıntı çok ama formül yok...
Haliyle tünelin ucunda da ışık görülmüyor!
...
Hükümet edenler artık kabul etmek zorundadır...
Burada kazınılan para hızlı bir şekilde Güney’e akıyor!
İnsanlar yemek yemek  için hatta kahve içmek için günde bir iki saatliğine olsa bile Güney’e akın ediyor, zaten kapılardaki yoğunluk da bunun net bir göstergesidir...
İşe gerçekleri kabul etmekle başlamak gerek!
Bizde şimdilik öyle bir durum yok...
Hep itiraz, hep itiraz!
Neymiş, bizimkilere göre Kuzey, Güney’den deha ucuzmuş falan da filan...
İyi de o zaman niye Güney çarşılarına bu kadar akın var?
Kesinlikle bilimsel olarak araştırılmalıdır...
Hele de artık Rum mekanlarında Kıbrıslı Türklerin Rumlardan daha fazla olması gözler önündedir, herkes tarafından kabul edilmektedir, demek ki gereğini yapmak da bizim yönetici takımına düşmektedir!
Çok da fazla gecikmeden...
Daha fazla fiyaskolar yaşanmadan!
...
Bizim siyasiler çarşı pazar politikalarını nasıl yaparlar bilemeyiz ama dikkat çeken başka bir konu daha var...
Siyasette yeni bir trend yani!
Türkiye’deki bazı bakanlık açıklamalarına dikkat edin...
Ağız birliği yapmış olmalar ki toplu bir şekilde yapılan açıklamalar, açılışlarda hep “Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla, diye başlıyor!
Bizde de yeni trend bu...
Başbakanımızın talimatıyla diye açıklamalar yapılıyor!
Anlayacağınız Türkiye’de ne varsa benzerleri de artık bizde var...
Gülelim mi ağlayalım mı bilemedik doğrusu!
...

“Kara para bu ülkenin sonu olacak...”

“Memleket’de
Birisi; bir yerden 1000 TL (Bin) çalsa ya da marketten ekmek, kola çalsa Polis bültenine yansır, gazetelere manşet olur, gazeteciler bu konuları sakız gibi çiğner..
GÜMRÜK Kapılarımızdan BEYAN edilmemiş yada YALAN BEYAN ile Mal geçiren Firmalar ve Sahipleri
DEVLET’i Milyonlarca lira zarara uğratıyor,
Haksız kazanç elde ediyor, DEVLETİ ÇALIYOR.
Deşifre edilmiyor
İthalatçı belgeleri İPTAL EDİLMİYOR
İÇ PİYASAYI alt-üst ediyor !
YERLİ insanların ve üreticilerin ve esnafın ipini çekiyor,
Ceza yememeleri için ÜST düzey Siyasiler devreye giriyor,
Gazetelere bile yansımıyor..
KARA PARA ve Kontrolsüz Para bu ülkenin sonu olacak.”

(Tuygun TÖRE)

MESAJ KUTUSU

Sayın Abdullah AKTOLGALI, Çevre Dairesi Müdürü olarak Tatlısu-Küçükerenköy sahil şeridinde bazı yasa tanımaz müteahhitlerin deniz kumu yağmasından haberiniz var mı? Bölgede yaşayanlar hem endişelerini bildiren mesajlar hem de bolca fotoğraf çekip gönderiyorlar, umarız dikkate alırsınız...
...
Sayın Ünal ÜSTEL, UBP’de çok yakında ‘gençleştirme’ hareketi adında yeniden yapılanma konusunda bir takım kesimlerin ciddi bir girişimde bulunacaklarını biliyor muydunuz? Bazı vekillerinizde senaryonun bir parçası olacak şimdiden uyarma ihtiyacı duyduk...
...
Sayın Hakan MORAL, bir önceki Din İşleri yönetimi Hala Sultan camisinin elektrik borçlarının yapılandırıldığı söylemesine rağmen borcun hala ödemeye başlanmaması eğer bir girişimde bulunmazsanız gazetelere manşet olmaya devam edecek. Gündeminizin ilk sıralarına almanız öneriliyor...
...
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, DAÜ’de geçmişte yaşanan bir takım gerçekler konusunda şifreli açıklama yapmanız nedeniyle perde gerisinde yaşanan bir türlü su yüzüne çıkmıyor. Bir cesaret gösterip açıklayabilirseniz büyük bir amme hizmeti yapmış olacaksınız...
...
Sayın Ersin TATAR, dolandırıcılar yapay zekayı kullanarak bir takım reklamlarda sizi de kullandıklarına göre durum görünenden çok da fazla ciddidir demek. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde daha ağır ithamlara maruz kalabilirsiniz, şimdiden önlem almakta yarar var...
...
Sayın Hürrem TULGA, ülke genelinde esnaf kesimi paranın büyük bir bölümünün Güney’e kaydığından en önemlisi de hiçbir önlem alınmadığından şikayet ediyor. Hükümet edenlerle soruna acil önlem alınmazsa kepenk kapatanların sayısının hızla artacağı belirtiliyor, durum göründüğünden çok daha vahim...
...
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, Karaağaç ve bölgeye hizmet edecek olan sağlık ocağının yeniden açılması nedeniyle bölge halkından teşekkür mesajlarınız gelmeye başladı. Bir de hekim çeşitliliğini artırabilirseniz memnuniyet çok daha fazla aratacak gibi gözüküyor...
...
Sayın Murat KÜÇÜKÖZDEMİR, Lefkoşa’da kadın sığınma evine verdiğiniz iletişim konusunda verdiğiniz kurumsal destek bir çoğunda memnuniyetle karşılandı. Umarız diğer işletmeler için de iyi bir örnek teşkil eder...
...
Sayın Himmet TURGUT, eğitim konusunda medya ve mensuplarını eleştirmeden önce ha keşke kendileriyle bir masa etrafında toplanıp onları da dinleseydiniz. Aksi halde tartışmalar kavgaya dönüşecek gibi gözüküyor, umarız yanlıştan erken dönersiniz...
...