Bu gidişat gidişat değil…
Perde gerisinde bir şeyler pişiriliyor ama kimsenin haberi yok!
Kimsenin derken sade vatandaşın…
Elbette büyüklerimiz bilir her şeyi!
Onlar karar alır, biz de onaylarız…
Kıbrıs meselesi yıllardır bu taktikle çözülemedi!
Her şey kapalı kapılar ardında…
Annan Planı’nda olduğu gibi!
Bir gecede tepeden indirdiler vatandaşın önüne koydular…
Biz de onayladık!
En azından yüzde 65’lik bir kesim…
Son bir aydır garip şeyler oluyor…
Akıncı ve ekibi müzakerelere devam ediyor, kafaları rahat mı bence değil!
Dışarıdan koro halinde ‘Güzelyurt verilmez’ denmeye başladı…
Kafam bunun için karışık!
2004’deki referandumda Güzelyurt’u güle oynaya verdik ve en fazla ‘evet’ diyen kesim de Güzelyurtlu olmuştu…
Haklıydılar çünkü yıllardır devlet buraya tek çivi bile çakmamıştı!
Vaatler hep havada kaldı…
Böyle olunca da vatandaş haklı olarak cenazesini Güzelyurt’a değil Lefkoşa’ya defnetti!
Evini ve dükkanını da yine Gönyeli ve civarından almayı tercih etti…
Akıncı müzakereler sürdürülürken rahatsız oluyor mu bilmem…
Belki de üzerinde böylelikle bir baskı unsuru oluşturuluyor kasıtlı olarak!
Rum’a fazla taviz vermesin diye…
Başbakan ‘Güzelyurt verilmez’ diyor!
Yardımcısı ‘referandumda oyum hayır olacak’ diye şimdiden postayı koyuyor…
Dışişleri ona keza!
Türkiye de Güzelyurt verilmesin diye diretiyor…
O zaman onlara soruyorum;
Siz değil miydiniz 2004’deki Annan Planı referandumunda ‘evet’ diye direten, kampanyalar yapan, para akıtan!
Ne değişti ki o günden bu yana…
Bakan Sucuoğlu dün müjdeyi verdi…
Yaşanan büyük tartışmalardan sonra Güzelyurt Devlet Hastanesi’nin temelleri Aralık ayında atılacakmış!
Ha keşke yıllar önce yapılsaydı bu hastane…
Ama yıllardır Güzelyurt hep Rumlar için çantada keklik olmuştu!
Bir kere devletin ta kendisi inanmamıştı olası bir anlaşmada Güzelyurt’un Tük tarafında kalacağına…
Tek bir devlet yatırımı olsa anlarım ama ne devlet ne de millet Güzelyurt’a tek kuruşluk yatırım yapmadı ki!
Ben buradan şunu anlarım;
Türkiye ve dolayısıyla KKTC’nin bu konudaki yol haritası artık değişmiştir!
Rum bağırsa da çığırsa da Güzelyurt Kıbrıs Türk tarafında kalacaktır…
Soru şudur aslında;
2004’de Annan Planı’nda Güzelyurt’u zil çalarak vermiştik ama Rum o anlaşmayı onaylamadı!
İyi de, şimdi Güzelyurt’u vermeyip de nereyi vereceğiz de Rum kesimi yelkenleri suya indirsin…
Yoksa yoksa…
Yeni yol haritasında başka hedefler, yeni stratejiler mi var diye geliyor insanın aklına!
 
 
İyisi Rum tarafına mı gidiyor!
 
Marketlerde fiyatı 6-8 TL arasında satılıyor…
Ama görüntü tam bir felaket!
Tadı da öyle…
KKTC belki de ilk kez bu mevsim böyle kötü kalitede domatesi bu kadar fahiş fiyatla satın alıyor!
Başka iddialar da yok değil…
Domatesin daha iyi ve kalitelisinin Rum kesimine satıldığını geriye kalan kötü kısmının da kuzeyde satışa sunulduğu iddia ediliyor!
Umarız doğru değildir…
 
 
 
“Bunlar güya aktivist!”
 
“Duyduklarıma okuduklarıma inanamıyorum
Bir milletvekili, bir grup arkadaş , bu olayı savunmaya çalışıyor
Ne desek boş ve güya bu insanlar aydın, aktivist...
1- İçen ne olduğunu biliyor mu?
2- Her isteyene, istediği kadar veriliyor mu? 
3- İnsan hayatı için bir risk taşımadığından emin misiniz?
Bunun gibi onlarca soru 16 yaşında çocuklar bakkaldan bira alamazken diskodan bununla kafa buluyor
Olur mu böyle şey?”
 
(Şahap AŞIKOĞLU)
 
 
Yeni bir gazete daha!
 
Nüfusumuza göre epey fazla ama…
Yeni bir gazete daha yolda geliyor!
Epey ünlü bir iş adamı kafaya koymuş parayı gözden çıkarmış ekibini kurma telaşında…
Günlük olacak olan gazete için kadro hazırlıkları başladı bile!
Küçük bir pastadan ne medet umuyorsa artık…
Elbette demokrasi var insan istediği yatırımı yapar!
Bizim derdimiz hele de gazetecileri içinde barındıracağı bir işletme ise tek endişemiz onların geleceği…
Memlekete hayırlı olur inşallah!
 
 
Tüm plajlar halkınmış!
 
Her yaz dönemi yaşanır bu sıkıntı…
Önce aktivistler sonra bazı siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri koro halinde bağırırlar!
“Plajlar halkındır” diye…
Halkçı filan olduklarını sanmayın sakın!
Tamamen şova dayalı eylem ve söylemler bunlar…
Halkı kışkırtmaktan öteye bir şey değil!
Laf ola torba dola anlayacağınız…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ersan SANER, Lapta Holiday Club adlı işletmenin sahibi çalışanların maaşını ödemediği gibi kaçak çalışma izni olmadan kaçak işçi çalıştırıyor ama devletin ilgili kurumları derin bir sessizlik içinde. Yapılan şikayetlere rağmen sizin Çalışma Dairesi buraya uğramıyormuş. Haberiniz olsun istedik!
Sayın Abidin İSMAİL, yanınızda çalıştırdığınız ama hem maaşlarını ödemeyip hem de yatırımlarını yapmadığınız çalışanlar artık hakkınızda hiç de hoş şeyler düşünmüyor! Bu arada mülk sahibini de ödemediğiniz iddiaları var, yakışıyor mu hiç size!
Sayın Süleyman GÖKTAŞ, bir çok işletmecinin yanında çalışanlara verdiği maaşın üzerinden yatırım yapmadığını biliyor muydunuz! Özellikle de üniversitelere dikkat, yakında ortalıklarda evraklar uçuşacak diyorlar!
Sayın Kutlu EVREN, partili bazı vekilleri saatlerce kapı önünde bekletmeniz parti tabanında da eleştiri almaya başladı. Bunlardan ikisi istifa etse sizin bakanlığın da gideceğini hesaplamak gerek değil mi! Bizden uyarması!
Sayın Serdar DENKTAŞ, yazılı basın artık meraktan çatlamak üzere! Hani şu devlet katkısı için söz vermiştiniz ya, bir türlü sonuçlanmadı diye hayıflanmaya başladılar! Vazgeçtiyseniz bari onu söyleyin diyorlar!
Sayın Zeki ÇELER, mahkeme kararı olmadan yapılan suçlamalar konusunda yaptığınız açıklamalar doğrudur ama şu kahkaha gazı konusunda yaptığınız açıklama sanki de biraz ayrıcalıklı gibi oldu değil mi! Siz yine de bilişim yasası konusunda öncülük yapınız bu iş kökünden çözülsün!
Sayın Faiz SUCUOĞLU, kahkaha gazı konusunda herkes konuştu, gazeteciler dayak yeme noktasına geldi ama sizin bakanlık bu konuda çok sessiz kaldı. Kamuoyu bu konuda resmi bir açıklama bekliyor…
Sayın Cem OZAN, bazı evlere yaptığınız sürekli aramalar artık kabak tadı verdi diye yorumlanıyor! Acaba boş arazilerde ne aradığınızı kamuoyuyla da paylaşır mısınız! Aksi halde bu işin altında bir bit yeniği aranacak haberiniz olsun!
Sayın Mehmet Ali TALAT, acaba diyoruz partinizin yetkili kurullarına bir talimat verseniz de ülkede Fetö avına mı çıksalar! Yani bir bildiğiniz varsa açıkça isim vererek açıklasanız daha iyi olmaz mıydı! Bu arada memleketin domates sorunu nereye gidiyor dersiniz!
Sayın Mahmut ÖZÇINAR, geçmişte Güzelyurt Rumlar için çantada keklik idi şimdi açıklamalara bakılırsa strateji değişti. Bu açıklamalar en çok sizi mutlu ediyor değil mi! Hadi o zaman Rum binasından çıkıp ilçeye modern bir belediye binası kazandırmaya ne dersiniz!
Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, aynı partinin iki önemli ismi olarak artık belediye başkanı ile olan sürtüşmeye son verme zamanı geldi gibi gözüküyor. Partinin abisi olarak uzlaşma çubuğu yakıp olgunluk göstermek size yakışır!
Sayın İsmail ARTER, bütün belediyeler su fiyatını belirledi şimdi bütün Mağusalıların gözü kulağı sizin üzerinizde olacak…Bakalım mantık ve duyguları birleştirip bölge halkını mutlu edecek bir karar üretecek misiniz…
Sayın Dursun OĞUZ, parti için zıtlaşmalar ve çekişmelerde bir yoğunluk gözleniyor. Özellikle Muğusalı ve Lefkoşalı partililer neredeyse birbirine selam vermeye bile çekinir hale geldi. Hadi bakalım kolları sıvayın artık…
Sayın Fevzi TANPINAR, bazı sahtekar ve dolandırıcıların ‘Telsim’de çalışıyorum’ deyip vatandaşın kart bilgilerini elde etmeye çalıştığını biliyor muydunuz! Çok geç olmadan sıkı bir tedbir almakta yarar görüyoruz…
Sayın İrsen KÜÇÜK, dün akşam bir grup partili ile Gemikonağı’nda bir restoranda görülünce vatandaş epey merak etmiş dile duyduk. Yani ne memleket değil mi biraz daha yeme içmeye de hesap soracaklar. Afiyet bal şeker olsun…
Sayın Emre DİNER, Cihan Haber Ajansı’nın kapatılmasından sonra fazla boşta kalmayıp Akşam Gazetesi’nde göreve başladığınızı memnuniyetle öğrendik. Madem ki Türkiye basını size kapılarını açtı bu fırsatı kaçırmayın deriz.