Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nin medyada pek de yayınlanmayan kararında haber şöyle yansıtılmış:

“Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’ni oluşturan Başkan Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Vedia Berkut Barkın ve Yargıç Murat Soytaç’ın oluşturduğu heyetin oybirliği ile vermiş olduğu kararı Yargıç Vedia Berkut Barkın okudu.

Barkın Hem dünyada hem de KKTC’de yasa dışı yollardan büyük gelir elde edilmekte olup birçok zaman bu paraların kaynağını ağır suçların teşkil ettiğinin altını çizen Barkut, Genel Müdür veya Genel Müdür Yardımcılarının bankacılık, ekonomi, işletme, maliye veya fınans konularında en az lisans diploması almış olması ve bankacılık veya finansla ilgili bir alanda 5 yıl yöneticilik yapmış olmasını zorunlu kılındığını ifade eden Barkut bu makamların önemine vurgu yaptı.

Barkın Genel Müdür olan Sanık 2 Kemal İşçiel’in görevi ile ilgili olarak daha özenli ve dikkatli davranması gereken bir kişi olduğunu göstermektedir diyerek sıradan bir kişi olmadığı gibi Uluslararası Bankacılık Birimleri yasanın 15. maddesinin 3.fıkrası gayet anlaşılır ve açık bir biçimde Bakanlık veya Merkez Bankası tarafından talep edildiği anda ibraz etmek ve/veya göstermek zorunda olduğunu vurgulayarak;
Sanık 1 Mondial Private Bank IBU Ltd’e 1. Davadan 350,000-TL, 4. Davadan 10,000-TL para cezası verdiklerini,
Sanık 2 konumundaki bankanın Genel Müdürü olan Kemal İşçiel’e 1 yıl hapis cezası verdiklerini açıkladı…”

Yani kararın Türkçesi şudur:

Bu ülkede bazı bankalar her nedense Merkez Bankası’na hesap vermekten kaçıyorlar…

Çünkü bazılarının bir takım gelirleri tamamen yasa dışı yollardan elde edilmiş!

Zaten yasa dışı olmasıydı niye Merkez Bankasına hesap vermekten kaçınsınlar ki…

Bu ülkede bankacılık işlerini doğru yapanlar da var ama belli ki bazıları da artık tamamen kolay para kazanma yolunu seçmiş olsalar ki kapılarını denetime kapatıyorlar!

Merkez Bankası bu konuda çok daha sert tedbirler almakla yükümlüdür…

Denetimleri sıklaştırmalı ve gerekirse polisten de yetki alarak soruşturmalarını genişletmelidir!

Ne yazık ki son yıllarda ülke olarak kara para cenneti olarak anılmaya başladık…

Turizm ve üniversitelerimiz ile tanınırken önce kumar sonra da kara para ile anılmak iki lokomotif sektöre de darbe vuracak kadar olumsuz sonuçları beraberinde getirebilir, onu da zaten hep birlikte yaşamaya başladık…

Bu arada not etmek gerek;

Şeyh Nazım’ın oğlu Bahaeddin Adil’in yönetim kurulu üyesi olduğu Mondial Bank’ta son yaşananlar göründüğünden çok fazla manidardır

Dünkü gün bir Pazar sabahı daha açık pazarda alışverişteydik…

Hemen tüm partiler de güneşli havayı görünce ellerinde seçim broşürleriyle gezip oy toplama peşindeydiler!

Kalabalık gruplarla hem esnaf hem de müşterilerle sohbet ettiler, broşür verdiler, yerel seçim adaylarını tanıttılar…

Bu arada bırakın başkan adaylarını belediye meclis üyesi adayları da hayli heyecanlıydı!

En güzeli de rakip partilerin karşılaştıklarında birbirleriyle medeni bir şekilde sohbetleriydi, bu çok hoşumuza gitti…

Kıbrıs Türkünün medeni bir kültürden geldiğini bir kez daha gözlerimizle gördük!

Fiyatlara gelince, geçen haftaya göre değişiklik yok ama geçen aya göre yüzde 20’ye yakın ucuzluk devam ediyor…

En önemlisi de buradan alınan ürünlerin gerçekten diğer yerlere göre taze olmasıydı!

Biraz meyve biraz yeşillik ve sebze için 400 TL ödedik…

Yerel seçimlerdi, hayat pahalılığı derken gözümüzden kaçan önemli bir konu var…

Sağlık Bakanlığı açıklamasına göre diyabet konusunda önemli bir çalışma başlatılmış, 3329 kişi üzerinde tarama yapılmış.

Bunların yüzde 36’sına diyabet teşhisi konulmuş!

Yani bakanlık böyle bir çalışma yapmasa her üç kişiden birisi diyabet olduğunu anlamayacak…

Anladığı zamanda kim bilir belki çok geç olacak!

Bizim de küçük kızımız 17 yaşında ve 4 yıl önce Tip 1 diyabet olduğu ortaya çıktı…

Yaşadıklarımızı bir biz bir de Allah bilir tabi ki!

İleride pişman olmamak için hem bakanlık bu konuda ki çalışmalarını yoğunlaştırmalı…

Hem de vatandaşlar da hem kendilerinin hem de çocuklarının ve tabi ki yakınlarının bu konuya daha çok hassasiyet göstermelerine sağlamalıdır!

İleride çok geç kalınmasın diye…

MESAJ KUTUSU

Sayın Metin FEYZİOĞLU, ülke genelinde makamlara yaptığınız ziyaretler toplum tarafından da memnuniyetle izlenirken eski asistanınız olan Ana muhalefet partisi CTp genel başkanı Tufan Erhurman’a ziyarette bulunup bulunmayacağınız merak konusu olmuş ki bu konuda yoğun mesajlar gelmeye başladı…

Sayın Serhat AKPINAR, DP Genel Merkezini Sanayi Bölgesindeki size ait olan binaya taşıma isteğiniz parti tabanında tepki ile karşılandı. Bu konuda bazı partili kurmaylar tedirgin olduklarını hatta sanayi bölgesinde olduğu için uygun olmadığını konuşmaya başladılar!

Sayın Hasan ADAHAN, belediye başkan adaylığında kazanmak için değil kendi partilinize kazandırmamak için aday olduğunuz konuşulmaya başlandı. Bu arada eğer istediğiniz akaryakıt istasyonu izni verilseydi yine aday olacak mıydınız diye bir takım sorular soruluyor, haberiniz olsun istedik!

Sayın Aykut HOCANIN, uzun bir süredir DAÜ’ye yapılan devlet katkısı değişmezken sizin döneminizde katkının iki katına çıkarılması, ayrıca okulun Türkiye sıralamasında 12’nci sıraya yükselmesi büyük bir başarının örneği olarak gösteriliyor. Tebrik eder başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…

Sayın Turan BÜYÜKYILMAZ, halen YDP’li olup genel başkan Arıklı’nın yanında olmadığınız yönündeki açıklamanız kafaları fena halde karıştırdı. Bu konuda bir çok söylenti yayılmaya başlandı, kimisi parti içinden yen ibir parti çıkacak kimi de genel başkan adaylığına göz kırpıyor şeklinde görüş belirtiyor!

Sayın İlkay ASLIM, minik Dora’nın yaklaşık 3 ay sonra dünyaya merhaba diyeceğinizi memnuniyetle öğrendik. Üçüz kızdan sonra ikinci erkek çocuk babası olmak herkese nasip olmaz, minik yavruya şimdiden sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmesini dileriz. Bu mutlu haberden sonra yürüyüşünüz bile değişti diyorlar, doğru mu?

Sayın Murat ŞENKUL, Merkez Bankası’nın hatalı bir kararını değiştirdikten sonra rahat bir nefes aldığınızı duyduk. Zira bu konuda kamuoyunda doğru olmayan algı operasyonları yapılmaya başlanmıştı.

Sayın Faiz SUCUOĞLU, yerel seçimlerde Sadık Gardiyanoğlu’na vefa borcunuzu ödemek için Lefkoşa’da birkaç bölgede kurduğunuz özel ekiplerle destek ziyaretlerini yoğunlaştırdığınız görülüyormuş. Siyaset bir anlamda al-ver dünyasıdır değil mi?

Sayın Fikri ATAOĞLU, ittifak adaylarının tanıtım gecesinde katılanlar arasında tek bir parti bayrağı olmaması parti içi muhalifler arasında çeşitli söylentilere neden oldu. Partili tüm seçim ziyaretlerinde parti bayrağı ve rozetlerinin kaçınılmaz olduğunu ifade ediyorlar…

Sayın İsmail ARTER, Mağusa seçimlerinde ikna olduğunuz ve tüm desteğinizi Erdal Özcenk’e yönlendirileceğiniz söylenmeye başladı. Özellikle hastane ziyaretindeki sohbetiniz bunda önemli rol olmuş, bakalım diğer çekilen aday da aynı yöntemi isleyecek mi yoksa sessiz mi kalmayı yeğleyecek?

Sayın Fırat ATASER, bir süredir devam eden hızlı çıkışınızın düşüşe geçtiği yönünde konuşmalar yapılmaya başlandı. Kırgınlar ittifakı ve CTP adayı sizden oy kırpmaya başladılar, acaba biraz rehavete mi kapıldınız dersiniz?

Sayın Koral BOZKURT, önceki gece geçirdiğiniz trafik kazasıyla bütan sevenlerinizi korkuttunuz, büyük geçmiş olsun. Özellikle aydınlatmanın olmadığı caddelerde gaz pedalına çok daha az basmak gerekiyor değil mi?