Başbakan Saner diyor ki, bizi de anlayınız…

Aslında bu bile çaresizliğin göstergesidir!

Elinde de sihirli bir değnek yok…

Ama işte tün bunlar ülkenin icraatının başında olduğunu değiştirmez!

İnancımız odur ki şu anda hükümetin başında kim olursa olsun şu anki durumumuz çok da iç açıcı olmayacaktı…

Ama geçmişte olduğu gibi şu anki hükümet de salgın döneminde alınan kararlarda kamuya kol kanat gerip özel sektörü dışlayınca geldiğimiz nokta da ortadadır!

Dikkat ediniz lütfen, salgınla birlikte ekonomik sıkıntılar baş gösterince çığlık atan kesim özel sektördür…

Yanlışlar Saner döneminde değil Tatar döneminde yapılmaya başlanmıştı!

Üç ay boyunca kapandık, kamu çalışanlarından maaş kesintileri yapıldı, ardından hemen ödendi, özel sektör çalışanları ile bin 500 TL gelirle kaderlerine terk edildi…

Şu anki isyan biraz da eski hükümet döneminde alınan yanlış kararların birikip patlama noktasına kadar gelmesidir!

Eğer o dönem kesintiler anında ödenmez hatta bir süre daha devam etseydi kamu maliyesi bu kadar dilenci durumuna düşmeyecekti…

Son Bakanlar Kurulu kararları özel sektör çalışanları ile esnaf kesimini doğal olarak mutlu etmedi…

İnsanlar zaten bankalara teslimdi şimdi borcu borçla ödeme gibi bir saçmalığı getirerek özeli uçuruma daha da yakınlaştırdılar!

Elbette denize düşen insanlar yılana sarılacaklar, gidip bankalardan kredi çekecekler gelirleri şu anda sıfır olduğu için faizlerin altında eriyip gidecekler…

Sonra gelsin sosyal patlamalar!

Saner diyor ki:

Bütçede yüzde 10 tasarrufa gidilecekmiş!

Bunu pek anlamadık işte…

Öncelikle bu oran yeterli midir?

Sonra bunun detaylandırılması ve kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir…

Devlette çalışıp yüksek maaşlardan kesinti yapılacaksa kendisini alkışlarız!

Yazın lütfen bir kenara…

Gün gelecek özel sektör devlete olan mükellefiyetlerini yerine getirip vergi ödeyemeyecek ve bütçe alt üst olup kesintiler maaşların az ya da çok olmasına bakılmaksızın herkesten aynı oranda kesilecektir!

Çünkü biz yıllardan beridir az kazananlar ile çok kazananları hep aynı kefeye koyduk, adil kararlar üretemedik…

Türkiye’de alınan kararlar niye burada alınmıyor bir türlü anlamıyoruz…

Meteliğe kurşun atan maliye her ay karantina otellerine 15 Milyon TL ödüyor!

Tabi ki otellerin kazancında gözümüz yok onlar da bu dönemde en fazla olumsuz etkilenen sektörlerin başında geliyor ama bu kıtlıkta onlara ödenen paralar savurganlıktan başka bir şey değildir…

Türkiye’de ev karantinası sistemi gayet başarı ile devam etmekte devletin cebinden fuzuli para çıkmamaktadır!

Biz eğer bunu baştan yapsaydık kalan para çok daha iyi değerlendirilebilir ve maliyenin eli kolu da bağlanmazdı…

Bu arada Mart ayında vakalar pik yaparsa nasıl bir formül bulacaklar doğrusu çok merak ediyoruz…

Sonuçta tüm yaşananlar geçmişten gelenek haline gelen memur devleti anlayışının günümüze yansımasıdır…

Başbakan Saner kendince haklı olarak ‘bizi anlayınız’ demektedir ama hükümetin de adaletsizlikten dolayı canı fazlasıyla yanan özel kesimi anlaması gerekmektedir!

Saner bilmelidir ki devlet insanını anlar ve ona göre adil kararlar üretirse, adil bir sistemde olduklarını anlayan vatandaş da devletini ve yöneticilerini anlayacak ve gereğini de yapacaktır…

Son sözümüzde sendikalaradır…

Saner dedi ya, gerekirse çalışanlardan kesinti de yapılabilir diye!

Kalkışma anında başladı bile…

Sendika yöneticileri dişlerini gösterip hiçbir kesintiyi kabul etmeyeceklerini belirten açıklama yapıyorlar!

Biraz insaf yahu…

Sizin hak, adalet ve eşitlik anlayışınız sadece devlet çalışanlarından yana mı tavır koymanızı öngörüyor!

Aynı geminin içinde olduğumuzu akıllardan hiç çıkarmamak gerekiyor…

MESAJ KUTUSU

Sayın Erhan ARIKLI, ekonominin dip yaptığı bir dönemde Spor Dairesi’ne yapılmasını düşündüğünüz 10 kişilik istihdam isteği de neyin nesi şimdi! Siz muhalefetteyken diğer partilerden farklı olacağını söylememiş miydiniz? Toplumsal çıkarlar değil de partisel çıkarlar ön plandaysa vay halimize artık!

Sayın Dursun OĞUZ, ev karantinasına bir an önce geçmezseniz değil gelecek olan öğrencilerin karantina ücretlerini devlet çalışanlarının maaşlarını bile ödeyemeyecek duruma gelebilirsiniz. Düşünsenize bir kere çalışanlar sokaklara dökülünce neler olacak?

Sayın Hüseyin AMCAOĞLU, sizin Başbakanlık müsteşarlığınıza getirilmeniz sizden daha ziyade sizi sevindirenleri mutlu ve mesut etti. Belli ki bürokratlar arasında en çok çalışanlar arasındasınız. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Koral ÇAĞMAN, siz yardım paketleri içi çağrı yapmaya devam ededurun, bazı iş insanları dağıtıma başladı bile! İsterseniz bu işi tamamen onlara devredin ki elimize yüzümüze bulaştırmayalım!

Sayın Ersan SANER, vatandaşın ve özellikle özel sektörün sizi anlaması için öncelikle hükümetin onları anlaması gerçeğini unutmamak gerekiyor. Bu arada eski hükümet döneminde alınan yanlış kararların faturası da size kesiliyor!

Sayın Suat YELDENER, ilahlar böyle istedi ve hemen yan komşunuz olan bakanlığa müsteşar oldunuz. Şimdi hiç beklemediğiniz kadar önemli icraatlar sizin imzanızı bekliyor, yoğun bir çalışma ortamına hazır olmak gerek!

Sayın Bertan ZAROĞLU, partinizde dünkü görevden alınmalar nedeniyle resmen çılgına döndüğünüz ve şimdi genel başkanlık için daha da hırslandığınız konuşuluyor. Bu işin sonu bölünmeye gidecek gibi görülüyor, gazanız mübarek olsun artık!

Sayın Hasan TAÇOY, şu sıralar her ne kadar sessiz görünseniz de kurultay çalışmalarınızı hayli yoğunlaştırdığınız gözleniyormuş. Bakalım bu kez partiniz rica minnetleri mi ön planda tutacak yoksa demokrasi ön planda mı olacak?

Sayın Akın DEMİRAĞ, kar kış kapıya dayanınca bir de tilkiler sizin bahçeyi uğrak yeri yapmışlar. Hayvan hakları varsa onları beslemek de artık haktır değil mi? Bu arada onlara fazla da yüz vermemeniz gerektiği yönünde uyarılar yapılıyor, aman dikkat!

Sayın Salih CANSEÇ, artık kader utansın deyip kolları sıvamaktan başka bir şansınız kalmadı onun için çok da kafaya takmayacaksınız. Siz görev adamısınız görev de kutsal olduğu için bakanınızın yine sağ kolu olarak kalacaksınız…