Sözde turizm ülkesiyiz…
İcraata gelince sıfır!
Turizmde rakamlar kötüye gidince işletme sahipleri bağırır…
“Devlet bize yardım etsin” diye!
Çünkü devlet çoğu için ballı börektir…
Teşvik versin, destek versin, kredi versin!
Almaya gelince de almasın…
Bir grup tiriz işletmecisini bir yana koyuyorum!
Ama bir kısmı da tam bir felaket…
Bizim yüzümüz kızarıyor ama onlar belli ki kaşarlanmış!
Türkiye’den bir vatandaş ailesiyle birlikte KKTC’ye tatile gelmiş…
Herkesin tabi ki çok parası yok, 5 yıldızlı otelde kalamaz!
4 ya da 3 yıldızlı oteller pahalı tatile alternatiftir bizde…
Aile de Lapta’da böyle bir oteli tercih etmiş, akşam karanlığında yerleşmişler otele!
Aile mutlu, tam bir hafta tatilin tadını çıkaracaklar Lapta’da…
Heyecanları çabuk sönmüş ama!
Sabah olup da gün ağırınca hele de sabah serinliğini hissetmek için balkon kapıları açılınca çıkmış ortaya rezaletin daniskası…
Resimde görüldüğü gibi!
Bu resim bana bir arkadaşım tarafından gönderildi…
Ona da bu otelde konaklayan arkadaşı göndermiş!
Bu oteli önerdiği için de epey bir sitem etmiş…
“Bu nasıl bir görüntü” diye de fırçalamış!
Resmi bana gönderdi, insanlar haklı…
Benim de yüzüm kızardı,turizm anlayışımız bu mu diye!
Biraz manzara biraz temiz hava almak için otel odasının balkonuna çıkıyorsunuz ama manzara bu;
Onlarca hurdaya çıkmış tuvalet enkazı!
Şimdi bu turist bu adaya niçin arkadaşlarına böyle bir manzarayı önersin ki…
Sözüm elbette işletme sahiplerinedir…
Turisti ahmak yerine koyup böyle manzaralar yaşanmasına göz yumarsanız sadece siz değil ülke turizmi kaybeder!
Bu sadece bir örnektir, niceleri var ortada…
Vitrin genelde ışıl ışıl ve cezp edici oluyor ama bir çok tesiste bir de madalyonun tersini görünce gele turist, kaçacak delik arıyor!
Ve tabi ki ilgili bakanlığa…
Ülkemizdeki turizm amaçlı oteller, pansiyonlar ve restoranlar mutlak suretle sıkça denetlenmeli ve gerekirse turizm katilleri bu işten men edilmeli!


 
 
Hellim çörekle turizm olmaz!
 
Hafta sonu Ordu’da KKTC’yi tanıtım günleri vardı…
KKTC’nin Türkiye’nin merkezlerinde tanıtılması, buralardan turist akışının sağlanması, iş dünyasının ilişkileri elbette çok önemli!
Ama her nedense biz bu işi beceremiyoruz…
Kapalı salonlarda sıkıcı çalışmalar, kentin önemli erkanına ziyaretler, ruhsuz yemekler filan!
En çok da KKTC’ye özgü onca hellim, çörek ve benzeri gıdaları oralara taşıyanlara acıyorum…
Klasik şeyler bunlar!
Ülkenin hellimini, ceviz macununu orada insanlara sunarak turizm olmaz…
Laf edebiyatıyla hiç olmaz!
KKTC, Ordu’da çarşıda olmalıydı…
Halkın içinde!
Kalabalık kitlelere hitap etmeliydi!
Daha profesyonel insanlara verilmeli artık bu tür organizasyonlar…
Bu kafayı değiştirin lütfen!
Bir de oralardan da bir şeyler kapmak gerek…
Örneğin Ordu’nun yüksek bir tepesinden çarşıya inen teleferik!
Gidenler en çok bu teleferik olayını sevdi…
Ama böyle yenilikleri bize yansıtacak fikir üreten ne yazık ki kimse yok!
Bir sürü paralar harcanıyor ve amaca hizmet etmiyor…
 
 
 
Gaz deyip geçmeyin!
 
Hangi amaca hizmet ettiler bilemem…
Girne’de iki ayrı diskoda müşterilerini kahkaha gazıyla ağırlayan iki işletme sahibi tutuklandıysa elbette vardır bir hikmeti!
Zira bu gaz nedeniyle Türkiye ve dünyanın birçok yerinde insanlar hayatını kaybetti…
Daha önemlisi bu gazları adaya kim hangi yollardan soktu!
Madem ki dünyanın bir çok yerinde yasaklandı bizde niçin serbest…
Bir konu daha;
Eğlence yerlerinin park yerindeki araçlar!
Geçenlerde bir otopark görevlisi genç arkadaş inanılmaz şeyler gördüğünü ama kimseyle paylaşamadığını söylemişti…
Banan göre asıl tehlike bazı araçların içinde, torpido gözlerinde, bagajlarda yer alıyor!
Denetim çok daha sıkı ve yoğun olmalı…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Fikri ATAOĞLU, Ordu organizasyonunu verdiğiniz ilgili şirketi öve öve bitirememişsiniz! Oysa organizasyon tam bir fiyaskoydu, hele de folklor oynayamayan genç arkadaşlar ekibi komik duruma düşürdü. Acaba diyoruz kim bu organizatör şirket, kimin nesi, kimin fesi!
Sayın Özdemir BEROVA, bakanlıkta geçimsiz bir çalışanın müfettişlik mevkiine getirildiği yönünde çalışanlardan şikayet mesajları alıyoruz. Verimsiz olanların ödüllendirilmesi biraz garip kaçmıyor mu! Olayın izindeyiz haberiniz olsun!
Sayın Sami DİLEK, başkanı olduğunuz Kamu-İş’de bir takım yasal olmayan çakma delegelerin yapıldığını duyduk. Konu mukayyitin de önüne gelmiş diyorlar. Hayırdır yakında sendikada kalkışma mı olacak dersiniz!
Sayın Ahmet KAŞİF, yıllarca bu ülkede bakanlık makamında bulunmuş bir kişi olarak geçen hafta bir bakanın kapısında uzunca bir zaman bekletilince epey üzüldüğünüzü duyduk. Maalesef bu işler böyledir işte, ye kürküm ye meselesi!
Sayın Cem OZAN, bazı soruşturma amaçlı aldığınız olayları özel hayatınızda başkalarıyla paylaşma gibi bir huyunuz yok değil mi! Aman dikkat edin deriz yerin kulağı vardır ve gün gelir zor durumda kalabilirsiniz!
Sayın Kemal DÜRÜST, Yayla’dan vatandaşlar aradı yol bir türlü bitmek bilmiyormuş! Özellikle geceleri önlem de alınmayınca kazalara davetiye çıkarıyor diye bölge insanı epey huzursuz, bir el atıverin lütfen!
Sayın Mustafa AKINCI, Ombudsman artık kapıyı araladı ve YÖDAK Başkanı konusunda topu sizin kucağınıza attı. Bu arada bazı üniversitelerin perde gerisinde bir takım şeylerin yaşandığını da duyduk, iyi bir araştırmak da yarar görüyoruz…
Sayın Erkut ŞAHALİ, CTP’nin yeni döneminde genel sekreterlik görevine getirileceğinizi duyduk. Umarız partililer bunun önünü açarlar. Zira ciddi köklü bir değişiklik için Mağusa’dan bir vekil şart diyorlar, hadi hayırlısı…
Sayın Süleyman GÖKTAŞ, sabahları bakanlığa herkesten önce giderek çalışanlar arasında ciddi bir disiplin getirdiğiniz söyleniyor. İmam cemaat meselesi gibi bir şey olsa gerek değil mi! Tüm ita amirlerine önerilir…
Sayın Özel KADIOĞLU, geçen hafta Göçmenköy’deki mekanda çevirdiğiniz kuzu hala dillerden düşmediğine göre vardır bir hikmeti değil mi! Bu arada davetli olmayanlar da ortalarından ikiye bölünmek üzereler bilesiniz…
Sayın Turgay MİSK, gelecek vaat eden hakem biçilince ayağınızın yerden kesildiğini duyduk. Bunu zaten çoktan hak ediyordunuz, tebrik ederiz. Bu arada yakın dostlarınız bunun mutlaka ıslatılması gerektiğini söylüyorlar bilesiniz…
Sayın Gözde BEKİR, KKTC’deki basın mensupluğu görevine son vererek memleketiniz olan İzmir’e yerleşme kararı aldığınızı üzülerek öğrendik. Cesur yayıncılığınız hiçbir zaman unutulmayacak, yeni yaşamanızda mutluluklar dileriz…
Sayın Rauf ATAÖV, bakanlıkta bir çalışan hakkı olmayan bir şekilde yükseltilince çalışanlar arasında büyük bir huzursuzluk yaşanmaya başladı. Bu konuları ancak siz çözersiniz diye de mesaj göndermişler, top sizde artık değil mi!
Sayın İlkay ASLIM, 40 derece sıcaklıkta grip olmak herkese nasip olmaz değil mi! Büyük geçmiş olsun diyoruz. Sıcak bir hamam ya da saunanın iyi geleceği söyleniyor. Bir de masaj attırırsanız zımba gibi olursunuz…
Sayın Hayri ORÇAN, bir çok lüks otelde bile yok ama engelli parkuru sizin belediye plajında var. Böylesi bir projeyi hayata geçirdiğiniz için tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz. Darısı artık diğer belediyelere…