Ankara’dan bir meslektaş aradı küt diye sordu...
Nüfusunuz kaç diye!
Bizim ülkeyi iyi takip eden bir gazeteci bu...
Bu soru da nereden çıktı diye sorarak zaman kazanmak istedik!
Kıvırma diye cevapladı...
Vallahi de billahi de mahcup olduk!
Bu soru karşısında zamana ihtiyacımız olduğunu söyledik...
Niye diye sordu!
Önce devlet erkanı ile sonra da belediye başkanları ile konuşmamızın gerektiğini söyledik...
Öyle değil mi ya!
Devlet erkanına göre taş çatlasa 400 bin kişi var...
Belediye başkanlarının açıklamalarına bakınca bir milyondan fazla insan yaşıyor bu topraklarda!
...
Türkiye de dahil dünyanın hiçbir yerinde böyle bir komedi yaşanmıyordur...
O ülkede yaşayan kim olursa olsun sorarsınız net cevabı alırsınız!
Bizde öyle değil...
Her kafadan bir ses çıkıyor!
Cumhurbaşkanı başka, iktidar başka, muhalefet başka, belediye başkanları bambaşka yorumlarda bulunuyor...
Bize göre de doğruluk payı belediye başkanlarından yana!
Çünkü onlar vatandaşa en yakın kişiler...
Verdikleri hizmete göre bölgelerindeki nüfusu üç aşağı beş yukarı biliyorlar!
Nüfus onlar için çok önemli çünkü sayıya göre devlet katkısı alıyorlar...
Bu arada devletin belediyelere katkı paylarını artırmamak için mi yeni bir nüfus sayımı yapmadığını kafamızdan geçmiyor değil!
...
Durum artık rezalet ötesi bir yere gelmiştir...
Perde gerisinde stratejik bir takım şeyler mi var bilemiyoruz ama bu devleti yönetenler ya da yönettiğini zannederler hem bu topluma hem de dış dünyaya karşı madara olmaktadırlar!
Son nüfus sayımı bundan 8 sene önce yapıldı ama o zaman şartlar bambaşkaydı...
Ülkede önce ciddi bir yapılaşma sonra da nüfus akışı oldu!
Alt yapıların şu anki yetersizliği bile nüfusun en az birkaç katına çıktığın en iyi göstergesidir...
Başta sağlık ve eğitim olmak üzere yaşanan yetersizlikler ortaya dökülmektedir!
Daha neyi bekliyorsunuz, amacınız nedir, anlamakta güçlük çekiyoruz...
Maskara olmak bu kadar mı hoşunuza gidiyor pes vallahi!
...
Türkiye’de polis teşkilatı içinde bir kamuoyu yoklaması yayınlandı...
Her 10 polisten 3’ü intihar etmeyi düşünüyormuş!
Müthiş bir rakam bu...
Peki bizde hiç böyle bir araştırma yapıldı mı, ya da gerek duyuldu mu?
Bildiğimiz kadar yapılmadı...
Yapıldıysa da açıklasınlar!
Polis teşkilatımız şu anda bin kadar eksik çalışanla hizmet veriyor...
Yukarıda da yazdık ya nüfus da büyük patlama var, doğal olarak asayiş olayları da yoğunlaştı!
Maddi nedenlerden dolayı filan bahanesini anlamayız...
Haliyle polis göründüğünden çok daha zor şartlarda,büyük överiyle hizmet vermektedir!
Umarız yetkililer dikkate alır da sonradan diz dövmeyiz...
...
“Bunlar daha iyi günlerimiz”
“Her şeyin başı eğitim! KKTC'de çok uzun yıllardır her gelen parti ve siyasetçi her seviyedeki eğitimimizin içine ellerinden geldiğince sıçtılar sıvadılar. Hatta bazıları bu konuda çok büyük bir inanç ve azimle çok kısa zamanda çok büyük işler başardılar!... Sonuçta mevcut halimiz gerçek ve orjinal halimizdir. Anlayacağınız fabrika ayarlarımıza döndük. İçinde bulunduğumuz durumu ve gerçekleri çarpıtmadan hep birlikte kabul edebilirsek belki bir çıkış yolu bulunabilir! Ki yukarıda vermiş olduğunuz habere kullanılan resim örneğinde de görülebileceği üzere bizim gibi eti budu olmayan minnacık, görgüsüz ve bölünmüş toplumlar yok olmaya ve trajediler yaşamaya mahkumdurlar... Bunlar daha iyi günlerimiz! O yüzden elimizden geldiğince görgüsüzlüğe, şımarıklığa, şatafata ve caka satmaya devam edelim. Tarih hiç şaşırtmaz bir noktada çok acımasızca devreye girer ve torpil, tanıdık eş dost dinlemeden kendi kurallarını acıtarak uygular...”
(R.S.)
...
MESAJ KUTUSU
Sayın Kudret ÖZERSAY, bu kez de başka bir okuldan yüksek lisans diploması alan bir bürokrat ve eşinin peşine düştüğünüz, bilgi ve belgeleri de polisi teslim ettiğinizi duyduk. Eğer bizim tahmin ettiğimiz isimlerse yakında ortalık kalkıp oturacak demektir, gazanız mübarek olsun...
...
Sayın Jale Refik ROGERS, Sivil Savunma Teşkilatı’ndaki araç gereçlerin itfaiyeye verilmesi konusunda yaptığınız meclis konuşmasıyla tam anlamıyla bir gaf yaptınız. Bazı hayati önem taşıyan konularda milletin vekili olarak daha kapsamlı bir araştırma yapmadan konuşursanız sizi uzayda yaşıyor sanabilirler!
...
Sayın Rifat GÜNAY, KKTC bankacılık sistemini hülle şirketlerle delik deşik edenlere ve imza oyunlarıyla zarar verenlere karşı istediğiniz yasa Meclisten oybirliğiyle geçmiş . Ancak bazı banka yetkilileri bu sözde işadamlarıyla dirsek temasıyla yasaya aykırı davranışlar içine girmişler. Umarız yasa tanımazlara karşı siz de yetkilerinizi gecikmeden kullanırsınız!
...
Sayın Kasım KUNİ, sahte diploma skandalında daha ilk günlerde size verilen listedeki bazı kişiler hakkında niye soruşturma başlatmadığınız yönünde sorular gelmeye başladı. Şu ana kadar gayet iyi götürdünüz, bundan böyle de devamını bekleriz. Bir dayatma filan varsa da bilgimiz olsun isteriz!
...
Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, bakanlığınız döneminde bazı resmi evrakların dışarıya taşınması konusunda açıklama yapmanız için her an kapınız çalınabilir. Belli ki birileri sizi de tehlikeye atarak böyle bir girişimde bulunmuşlar, demek ki neymiş kadro belirlerken çok hassas olmak gerekiyormuş değil mi?
...
Sayın Ahmet BARDAK, bankacılık yasalarına karşı alınan bazı kararları işleme koymakta geciktiğiniz yönünde şikayet ihbarları yapılmaya başlandı. Bu konuda sıkıntılı bir dönem içine girebilirsiniz, haberiniz olsun istedik!
...
Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, siz piyasada 9 bin küçük baş hayvan olduğunu iddia ederken kasaplar bunların nerede olduğunu zira bulamadıkları için haliyle satamadıklarından şikayet etmeye başladılar. Bu işte bir terslik yok mu size göre de?..
...
Sayın Nahit ÖNCÜ, UBP G.Mağusa İlçe Başkanı olarak belediyeyi mercek altına altığınız ve sıkı bir muhalefete başlamak için yakında düğmeye basacağınız konuşulmaya başlandı. Belediye çalışanları da bu konuda sizden destek beklediklerini duyduk, hadi bakalım hayırlara vesile olsun...
...
Sayın Oz KARAHAN, AP milletvekili seçilmek için Türkiye’yi adada gaspçı olarak gösteren açıklamalarınız sadece Güney Kıbrıs’a iyi bir malzeme olur. Sizin geçmişte yaşananlardan hiç mi haberiniz olmadı, şaştık doğrusu!
...
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Konya’daki hüsran ile biten maçtan sonra demir çiğnediğiniz ve yine içinize kapandığınızı duyduk. Mayıs ayı olunca ne yazık ki size pek yaramıyor, aman sinirlerinize hakim olun, sağlıktan öte bir şey yok bu hayatta...
...