Daha doğrusu ben öyle anladım;
Son bir haftada bana gelen şikayet telefonlarının büyük bir bölümü Kıb-Tek çalışanlarındandı…
Kuruma bazı kıpırdanmalar çoktandır vardı ama en azından bana gelen telefonlar yoğunlaşınca, arayanları dinleyince sanki de kurumda yeni bir sendikal oluşum var gibi geldi bana…
Söylediklerine göre 150 kişi kadar olmuşlar, sendikalarına yaptıkları tüm çağrılar yanıtsız kalınca yeni bir sendika kurulmasını tartışıyorlar!
Örneğin Mağusa’dan bir Kıb-Tek çalışanı aradı, çoktandır bölgeye uğramayan sendika yetkilileri geçen hafta bölgeye bir ziyaret gerçekleştirerek İsmet Akim’in görevden alınma olasılığı olduğunu bu nedenle greve gidebileceklerini söylemiş…
Zaten o günlerde sendika net tavrını ortaya koymuş ve Akim’in görevden alınmasını süresiz grev nedeni olarak göstermişti!
İşte bazı çalışanlar diyor ki;
İsmet Akim görevden alınırsa alınır, sendikaya ne bundan!
Hani şu meşhur göç yasası var ya;
El-Sen’in yeteri kadar bu yasaya karşı çıkmadığını düşünüyorlar!
Özellikle de 2011 tarihinden sonra istihdam edilenler bu konuda çok dertli…
Bütün sendikalar göç yasası için sokağa dökülürken, El-Sen niçin bu konuda aktif rol oynamadı?
Çünkü göç yasası ile birlikte kurum çalışanları arasında da büyük uçurumlar oluştu ve eskiler yeni istihdam edilenlerin kat kat üstünde maaş çekiyorlar!
Örneğin aile yardımı;
2011 yılından önce Kıb-Tek’te işe girenler 500’er yüz TL aile yardımı alırken bu tarihten sonra istihdam edilenler ise 150 TL alıyorlar!
Ve soruyorlar;
“Adalet bunun neresinde?”
Son dönemde kuruma yaklaşık 145 kişi kadar istihdam yapıldı…
Zaten bu istihdamlar tartışıldı ve kamuoyunun vicdanını rahatsız etti!
Sendikanın partizanca yapılan istihdamlara niçin göz yumduğu da sorgulanmaya başladı!
Zira bilgi ve beceriye göre değil partileri mutlu etmeye yönelik yapılan istihdamlardı ve sendika bu süreçte ses çıkarmayı değil susmayı seçmişti!
Yine iddialara göre kuruma yeni girenlere içeride görev verilirken, çok eski personel hala sokakta çalışıyormuş ve bu da şikayet nedenlerinden bir tanesi!
Sahi 25 senelik bir çalışan hala sokakta güneşin altında çalıştırılıyorsa ve 3 aylık çalışanlar da masa başında oturup keyif çatıyorsa bu işte bir gariplik yok mu?
Adamına göre görevlendirmeler Kıb-Tek’te ama sendika süt dökmüş kedi gibi…
Bazı çalışanlara terfi hakkı sağlanmaması konusunda da sessiz kalmışlar!
Sürgün yiyen çalışanlara sendika gerekli desteği sağlamamış…
“Üvey evlat muamelesi görüyoruz” diyenlerin sayısı hızla artıyor!
Önümüzdeki hafta içinde bazı çalışanlar gelip yüz yüze görüşmek istediklerini söylediler ben de buyur ettim…
Aynı süreçte sendika yetkilileri ile de konuşup iddiaları cevaplandırmalarını isteyeceğim!
Yeni bir sendika kurmak isteyenler var başka sendi çatısı altına girmek isteyenler var…
Gelişmeleri takip edip sizlerle paylaşacağız!
 
 
Elektrikte zam hazırlığı!
 
Tarım Bakanı Önder Sennaroğlu dün yaptığı açıklamada bütün borçların ödenmesi için 65 milyon TL ek bütçeye gerek olduğunu söyledi ve bunu enflasyona bağladı…
Ama bütün halkı ilgilendiren başka bir şey daha söyledi;
Elektrik fiyatlarında yeni bir düzenleme yapmak şart olmuş!
Bizde düzenleme demek ‘zam’ demektir…
Demek ki elektrikte yeni bir zam yapmak için perde gerisinde bir şeyler pişiriliyor!
Vatandaşın isyanının tavan yaptığı bu süreçte eğer bunu göremeyip de yeni bir zam yaparlarsa, halk çok fena patlayacak bizden uyarması!
 
 
Kanser eften püften neden mi?
 
Kamu-Sen dün Lefkoşa Devlet Hastanesi tomografi servisinde 5 saatlik bir grev yaparak çalışanların kanser olma risklerinin artığını söyledi!
Sağlık Bakanı Ahmet Gülle cevap vermekte hiç gecikmedi ve şöyle dedi;
“Yürüyüp durup nasıl bir grev yaparız diye düşünen bir anlayışı kabul edemeyiz”
Türkçem fena değildir ve anladığım şu;
“Kamu-Sen eften püften nedenlerle grev yapıyor”
Yapma sayın bakan lütfen!
Bizim de bir aile dostumuz bu serviste çalışıyor ve şu anda kanser tedavisi görüyor, onun gibi daha niceleri var!
Bu greve karşı çıkacağınıza ha keşke bir araştırsaydınız!
İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı değil mi?
 
 
 
Ankara’dan kop da gel!
 
Ada genelindeki barış havası güneyden gelen çarpık söylemler nedeniyle her geçen gün biraz daha bozuluyor…
Rumlar ağızbirliği yapıp Türkiye’nin garantörlüğünün artık kaldırılması gerektiğini söylemeye başladı…
Daha doğrusu onlar için Kıbrıs’ta garantörlük derken Türkiye’nin garantörlüğünden bahsediyorlar!
Neymiş Türkiye çok güçlüymüş ve bu da eşitsizlik demekmiş!
“Ankara’dan kopun da gelin” diye gerçek niyetlerini ortaya koyuyorlar…
Bunlar zaten bildik tavırları!
Ama tuhaf olan şu;
Ne Cumhurbaşkanı Akıncı ne de müzakereci Nami bu konuda tek kelime bile etmediler!
Acaba ‘aman barış havası bozulmasın’ düşüncesindeler mi acaba?
 
 
Yurttaşlık yasası infial yarattı!
 
Yeni hazırlanan yurttaşlık yasası ile artık bundan böyle ülkeye çalışmak için gelen çalışma izinliler vatandaşlık hakkı kazanamayacak!
Bu haberlerin yayınlanmasından sonra tepki sesleri yükselmeye başladı…
K.T.Hataylılar Birliği Başkanı Bertan Zaroğlu sosyal medyada yaptığı bir açıklamada önümüzdeki günlerde büyük bir miting düzenleyeceklerini açıkladı…
Epey de destek aldı…
 
 
Vekaleten ve idareten!
 
“İdare eden değil, idareten ve vekaleten yönetim anlayışı... Hükmeden değil, hükümsüz hükümet;
Dışişleri vekaleten
Turizm vekaleten
Ekonomi vekaleten
Spor vekaleten
BRTK vekaleten
DAÜ vekaleten
Polis vekaleten
Başbakanlık idareten
Hükümet idareten…”
 
(Özdemir TOKEL)
 
 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Cemal ÖZYİĞİT, sizin aileden birinin savaş dönemi mayınlardan ötürü hayatını kaybettiğini öğrendik. Demek ki bu konuya sizin daha fazla hassasiyet göstermesi gerek değil mi? Bazı bölgeler muhakkak ava ve yürüyüşlere kapatılmalı diyorlar, bu konuda öncülük edebilirsiniz!
Sayın Hasan Basri BEYCANLI, perde gerisinde Şeker Sigorta’nın pazarlığı yapılıyor ve büyük ihtimalle de artık yönetim DP kanadında olacak. Hatta yeni müdürünün bile belli olduğu iddia ediliyor, haberiniz olsun istedik!
Sayın İbrahim ÖZEJDER, BRT’de görev süresi dolmayan bir yönetim kurulu üyesinin görevden alınmasının yasalara aykırı olduğu iddia ediliyor. Hem de bir gazetenin okur temsilcisi olarak bu konuya hassasiyet göstermeniz bekleniyor…
Sayın Bülent DİZDARLI, hastanedeki çalışanların son zamanlarda kanser hastalıklarından muzdarip olmasına bakan bey pek ilgi göstermedi. Bu konuda görev yine size kaldı gibi gözüküyor. Çalışanlar konuyu mercek altına yatırmanızı istiyor…
Sayın Sadi SANCAK, Gemikonağın’dan balıkçı arkadaşlar sitemde bulunuyorlar. Bir devlet memuru olarak balıkçılık yapmanız gözlerine batmaya başlamış konuyu değerlendirmekte yarar var çünkü şikayete hazırlanıyorlar…
Sayın Önder SENNAROĞLU, yani sizin gibi sürekli halkın yanında olan bir bakan elektrik fiyatlarında yeniden düzenlemeden bahsetti ya hiç yakıştıramadık! Umarız düzenleme derken bindirimden değil de indirimden bahsetmişsinizdir…
Sayın Çağlayan CESURER, değerli zamanınızdan vakit bulursanız bir oturup kahve içelim sizinle olur mu? Çalışandan gelen şikayetler her geçen gün artıyor, işin aslını astarını sizden de dinlemek istiyoruz!
Sayın Mustafa ÇOBANOĞLU, geçen ay sizi bazı konularda uyarmıştık ama görünen o ki yanlışta ısrar ediyorsunuz. Gördüğünüz gibi basında da artık sizden bahsetmeye başladılar, bir an önce hatadan dönmenizi tavsiye ederiz…
Sayın Sibel SİBER, hem bir tıp kadınısınız hem vekil hem de meclis başkanı! Sağlıktaki sistemin oturmaması konusunda bari siz olsun şikayette bulunmayın. Hiçbir ülkede mecliste bu kadar doktor olmaz! Şöyle hepsini bir toplasanız ve seferberlik ilan etmeniz mümkün değil mi?
Sayın Mehmet HARMANCI, Lefkoşa’da sivrisinekle mücadele ne zaman başlayacak acaba? Özellikle de dere yataklarına yakın bölgelerde sinekler epey semizlendi ve insan görünce bile korkuyor.  Bu arada beyaz yasemin projesi de harika…
Sayın Vatan MEHMET, görülen odur ki şimdi de mayınların peşine düştünüz. Yurt dışından mayın aramak için dedektör siparişi vermişsiniz. Bu ülke sizin ile gurur duyacaktır ama siz yine de bastığınız yere dikkat edin, ne olur ne olmaz!
Sayın Serhat AKPINAR, Girne’de bir bisiklet kazasında kıl payı kurtulmuşsunuz. Büyük geçmiş olsun da bu ülkede bu şartlarda bisiklet sürülmeyeceğini bilmiyor muydunuz? Verilmiş sadakanız varmış, mutlak bir kan akıtıp fakiri sevindirin…
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, İstanbul Başakşehir maçından sonra şampiyonluk gidince başınızı duvarlara vurduğunuzu söylüyorlar. Bu konuda komşulardan şikayetler geliyor, onlar da sesleri duyuca epey merak etmişler sizi. Sağlamsınız değil mi?
Sayın Alihan PEHLİVAN, iki gecedir rüyanızda yıldız görüyormuşsunuz! Bir süre daha devam eder sonra kendiliğinden geçer çok dert etmeye gerek yok. Siz yine de geceleri yatmadan önce bir yatıştırıcı alın ki garanti olsun…


GÜNÜN FOTOĞRAFI: