Duyunca büyük rahatsızlık hissettim…

Zira günlük gazetelerin 6 tanesi ‘taciz’ haberlerini ön sayfadan vermişti!

Çağlayan Cesurer’in polislerin arasındaki resimleri…

18 yaşından küçük kıza taciz iddiaları!

Biz meslektaşlar bu tür haberlerde çok daha hassas olmak durumundayız, hatta zorundayız…

Elbette eşitlik ilkesi önemli, ‘zanlı’ kim olursa olsun yayın politikaları değişmez kuralı var ama…

Konu topluma mal olmuş hem de çevresinde saygınlığıyla tanınmış kişiler olunca başlık atınca bir değil bin kez düşünmek gerek!

Zira bugün ona, yarın da bana diye de bir kenarlara yazmak lazım…

Burada empati yapmak önemli…

Örneğin benim Çağlayan Cesurer ile birkaç kez konuşmuşluğum dışında bir hukukum yok!

O da sendika başkanı olduğu dönemlerdeydi…

Hatta birkaç yazımda da sanırım kendisini eleştirdim, o da telefon açıp açıklama yaptıydı!

Öncelikle belirteyim, gazete sayfalarında resmini görünce şok oldum desem yeridir…

Çünkü kişiler konusunda herkesin beynimizde bir yeri bir değerlendirmesi vardır!

Hissiyatınız karşısı için ya olumlu ya da olumsuzdur…

Cesurer de benim kafamda olumlu bir kişilik olarak hafızama kazınmıştır!

Onun içindir şaşkınlığım ve üzüntüm…

Olay sonrası kendisi ile değil ama çok yakın çevresinden birkaç kişiyle konuşma ihtiyacı hissettim…

Hepsi de aynı şaşkınlıktaydı!

Onu çok iyi tanıyanlar ‘asla böyle bir şey olamaz’ yorumunda bulundular…

Başka şeyler de söylediler tabi ki;

Kendisi aslında en iyisini yapıp konunun yargı tarafından ortaya çıkarılacağını söyledi, kısa ve öz olarak!

Ama arkadaşları olayda bir ‘komplo’ olduğu inancındaydı…

Çünkü basına yansımayanlar da vardı bu konu hakkında!

Yanlışlıkla elin ele değmesi…

Taciz iddiaları!

Ve konunun kapatılması için para isteği gibi…

Muhakkak ki bunlar mahkeme sürecinde gündeme gelecektir, gelmelidir!

Sevgili okurlar;

Çok küçük bir ülkeyiz ve hemen herkes birbirini tanır…

Ve kimin ne olduğu da bilinir!

Ama işte gelin görün ki bazen insanlar öyle olaylarla karşı karşıya gelir ve hele de bu ‘iftira’ olursa, konu sonradan aydınlansa da gazete manşetleri arşivlerde yerini korur…

Bir de internet çağındayız ya!

Tıkla ismini yıllar önce ne olmuş, ne yazılıp çizilmiş işte karşında…

Atılan çamuru temizlemek ne mümkün!

Onun için biz gazetecilere büyük görevler düşüyor bu konuda…

Haber ve yorum yaparken, başlık atarken aslında bir çok insanın da kaderini etkiliyoruz!

Ama isteyerek, ama istemeyerek…

Bazen de tiraj ve reyting gaylesiyle!

Çağlayan Cesurer için ‘taciz’ iddiaları da böyle bir şey işte…

İki oğlu ve eşiyle birlikte mutlu bir hayat sürerken, ansızın gazete sayfalarında akla hayale gelmeyecek suçlamalarla gündem olmak!

Öncelikle büyük geçmiş olsun…

İnancımız odur ki en kısa zamanda perde gerisinde yaşananlar gün ışığına çıkacak ve hak yerini bulacaktır…

Çok küçük bir ihtimal olsa da eğer böyle bir olay yaşanmışsa ki tahmin etmiyoruz, elbette adaletin kestiği parmak da acımayacaktır!

“Boşanmış ailelerin çocukları gidemez!”

Okurlardan aklımızın almadığı şikayetler alıyoruz…

Sağ olsunlar, var olsundan tüm sıkıntılarını bizimle paylaşıp dertlerini anlatıyorlar ama bazıları var ki evlere şenlik türden!

İsim vermeden aktaralım;

Türkiye’den bir okul ve buradan bir okul aralarında protokol yaparlar…

Karşılıklı olarak şehirlere başarılı öğrenciler gönderilecektir ve ailelerde kalınacaktır!

Bu iki okul öyle bir protokol yapar ki maddelerin birinde şöyle yazar;

“Eğer başarılı öğrenci boşanmış bir ailenin çocuğuyla bu gezilere gönderilmeyecektir”

Kimin haddine böyle bir kural koymak!

Zaten adı üstünde boşanmış bir ailenin çocuğu ve yeteri kadar bunun sıkıntısı yaşanıyor…

Bir de okullar eliyle damgalamak, akıllarınca cezalandırmak!

Böyle bir kuralın bir ortaokul öğrencisini nasıl etkileyeceğini hiç mi düşünmez eğitimcilerimiz…

Eski polis-yeni polis!

Bizde eroin kullanımı pek görülmezdi…

Şimdi onu da görmeye başladık!

Hem de 600 gram gibi korkunç bir miktar yakalandı bu kez…

Eski bir polis de varmış içinde, gazeteler bu başlıkları kullandı!

Ama yine de eski polis diye geçmemek lazım…

Hani 5 parmağın beşi de bir değil ya!

Şu çürük elmalar meselesi…

Özellikle uyuşturucu gibi toplumun genelini ve özellikle de gençlerimizi ilgilendiren bu konuda polisin de diğer kurumların da eskisine göre çok daha fazla deşilmesi lazım!

Ve tabi ki deşifre edilmesi…


MESAJ KUTUSU

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, Lefke polisinden bir çavuşun mahkeme kararlarını çiğneyerek boşanmış bir ailenin çocuğunu anneye vermek istememesi konusunda hassasiyetiniz bekleniyor. Gözü yaşlı anne sırf arkası yok diye mi böyle mağdur ediliyor dersiniz.

Sayın Çağlayan CESURER, talihsiz bir suçlama ile karşı karşıyasınız ama başta aileniz olmak üzere tüm meslektaşlarınız ve dostlarınız yanınızda kısa bir süre içinde gerçeklerin ortaya çıkacağına inanıyor. Büyük geçmiş olsun…

Sayın Özdemir BEROVA, yeni YÖDAK Yasası konusunda bütün kesimler neredeyse tepkilerini ortaya koydu ve siyasilerin gücünün çok daha fazla etkisinin olacağı görüşü hakim oldu. Bir daha gözden geçirmeniz salık veriliyor!

Sayın Feza GÜZELOĞLU, belki de inanmayacaksınız ama 6 ay meslekten men edilmenize gerçekten de çok üzüldük. Ama bundan da kendinize dersler çıkararak umarız bundan böyle kendinize de çeki düzen verir ve mesleğinize devam edersiniz…

Sayın Fırat ATASER, bölgenizdeki Özgürlük Anıtı’nın onarılarak şehitlerimize layık bir görünüme kavuşturmak için kolları sıvadığınızı memnuniyetle öğrendik. Ne yazık ki bizde vatan-millet denilince çok kişi konuşuyor ama icraata gelince ortalıkta kimseler kalmıyor…

Sayın Aziz KAYA, Lefke’de türeyen edepsiz üfürükçüler konusunda yazdıklarımızdan sonra hassasiyet göstermenizden dolayı teşekkür ederiz. Mağdur olan bir çok insanın konuyu artık polise yansıtmak için girişim başlattı, rahat olabilirsiniz…

Sayın Hasan KÜÇÜK, pek muhterem validenizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Şener ELCİL, tecavüzcü öğretmen açıklamalarınız toplumun büyük bir kesiminde infialle karşılandı. Veliler konuyu daha fazla gecikmeden açıklığa kavuşturmanızı ve isimleri deşifre etmenizi bekliyor.

Sayın Fikri TOROS, başta turizmciler olmak üzere iş dünyası ekonomik sıkıntılardan  fazlasıyla nasibini alıyor ve bir çoğu artık dayanılmaz noktaya ulaştı. Hükümet nezdinde hatta bazıları Ankara nezdinde girişimlerde bulunmanızı bekliyor…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, başlattığınız yelek modasının ülke geneline yayıldığını biliyor muydunuz! Pek çok kişi artık sizden kıskanarak yelek giymeye başladı. Bu arada köy ziyaretlerinde de epey göz doldurmaya başladınız. Vatandaş siyasetçiyi evine ve köyüne bekliyor değil mi…

Sayın Mehmet ÇAKICI, Lefkoşa’da artık hem de çok kaliteli bir kokoreççi hizmet vermeye başladı. En kısa zamanda sizi de mekanlarında görmek istediklerini belirtiyorlar. Gecikmeyin deriz zira size özel masa hazırlayacaklarmış…

Sayın Mehmet Ali TALAT, master ve doktora yapan çoğu öğrencinin artık tez ve sunum konularında sizi tercih ettikleri söyleniyor. Özellikle referandum süreçlerinde tecrübe sahibi olmanız bunda epey etkili oluyor değil mi!

Sayın Hasan TOSUNOĞLU, kurumunuzun tüm bölgelerini ziyaret ederek çalışanlarla bire bir konuşmanız ve onların sıkıntılarını dinlemeniz memnuniyet yaratmış olacak ki teşekkür mesajlarınız geliyor. Bu arada yıllardır atılmayan adımları atmanız da gözlerden kaçmıyor…

Sayın Erhan ARIKLI, 16 Nisan’da yapılacak olan referandumda partinizin hangi görüşe ağırlık vereceği halen belli olmamış. Partilileriniz bu konuda politika belirlemenizi ve kamuoyuna açıklamada bulunmanızı bekliyor…

Sayın Vedat YORUCU, sizin de söylediğiniz gibi ben de dahil çok kişi seyrüsefer harçlarını ödediğimiz için büyük pişmanlık duyuyoruz. Siyasiler bazılarını şirin gözükmek için böyle bir karar aldı ama büyük çoğunluğu bir türlü hesaplayamadılar…