Cenevre macerası başladı ve artık dönüş yok…

İki tarafın kırmızı çizgileri o kadar koyu ki!

Nasıl bir çözüm planı çıkacak aklım kesmiyor…

Aklımda olan Akıncı’nın söylediği sadece şu var;

“Kıbrıs Türkünün onaylamayacağı bir plana imza atmam…”

Onunu için Cenevre Zirvesi gerçekten tarihi bir dönüm noktası haline geldi!

Hatta çoğu ‘son şans’ diyor…

Eskiden olduğu gibi!

Belki son şans değil ama belki de çok uzun yıllar sonra çözüm masası yeniden kurulacak…

Akıncı sözünde durur mu, asıl mesele burada…

Gerçekten de Kıbrıs Türkünün ‘hayır’ diyeceği bir anlaşmaya imza atmaz mı!

Aslında çok göreceli bir kavram bu…

Çünkü olası bir anlaşmanın içeriği görüş ve siyasi duruşlara göre değişebilir!

Burada yapabileceğimiz tek şey Akıncı ve ekibine güvenmek…

Her ne kadar ekibinde çok farklı görüşler olmasa da!

Benim tek korkum şu;

Akıncı eğer kahraman olmak isterse de ve bu da ona bir hata yaptırırsa, ondan sonrası ne olur!

Gönlümüz yapmamasından yana…

Sıklıkla söylerim;

“Olası bir çözüme evet demek için o kadar çok neden var ki” diye!

Bazıları bana kızar…

Hani şu içteki sorunlarla Kıbrıs sorununun karıştırılmaması meselesi!

Özellikle çözüme daha baştan tavır koyan siyasiler bunu sıklıkla söylüyor ama…

İçteki durumun düzelmesi için de hiçbir şey yapmıyorlar!

Aksine sanki de vatandaş ‘yetti artık’ deyip olası bir referandumda ‘evet’ desinler diye…

Eskiden vatandaşın bir kısmı mutsuzdu!

Şimdi neredeyse mutlu olan kimse kalmadı…

Onun için referandumda ne çıkar onu sırf Allah bilir artık!

82’nci il safsatası…

Bazıları bunu duyunca epey heyecan yaptı!

Biraz  daha çizmeleri inip sokağa inecekler…

Saçmalıktan öte bir şey değil!

Buna en güzel cevabı yine Cumhurbaşkanı Akıncı verdi…

Ne Güney’e yama olmak ne de Türkiye’nin 82’nci ili olmak!

KKTC seçeneği elbette olacaktır…

Ama bu şekilde değil!

KKTC şu anda ağır aksak yürüyen, Türkiye’nin bile bazı konularda ambargo uyguladığı bir yapının içindedir…

Bu arada;

Gönlümüz bir çözümden yanadır…

Zor ama yine de imkansız değil!

Polisin derdi ne!

“Levent bey selamlar,

Karşıyaka köyünde evimizin önünde yaklaşık 42 yıldır arabalarımızı ayn yerlere park etmekteyiz.

Alışverişi kendisinden yapmadığımız marketçi her gün bizi şikayet etmekte ve poliste hiçbir engel teşkil etmeyip kimseyi engellemediğimiz halde 2 haftada 3 defa arabalarımızı yanlış parktan rapor etmektedir.

Sarı çizgi yok, park edilmez levhası yok ve polis ısrarla bizim üzerimize geliyor.

Bu kadar suçlu hırsız tecavüzcü uyuşturucu satıcısı varken bizim gibi fakir fukara insanlarla uğraşıyor sizce bu doğrumu.

Lütfen sesimizi duyurmak istiyoruz bunun yolu da sizden geçiyor yardımcı olabilir misiniz?

(Erhan DAĞGÜL)

Yok mu bunun bir çaresi!

Çevre konusunda en duyarsız ülkeyiz…

Gelmiş geçmiş tüm hükümetler!

Bolca konuşmaktan başka bir şey yapmıyor…

Onlar konuşurken Teknecik Santralı da zehir saçmaya devam ediyor!

Kimse bir türlü çözüm üretemedi bu konuya…

Fiyatı bilmem kaç paraymış!

Böyle bir gerekçe olabilir mi…

Kanserin en fazla görüldüğü ülkede Teknecik hala zehir saçıp insanların sağlığını tehdit ediyorsa, insanlar kanser illetine yakalanıyorsa konu hiç para olabilir mi!

İnsan sağlığı başka nerede bu kadar ucuz olabilir ki…

Euro Diesel güya ucuzlayacaktı!

Hükümet ne yaptığını biliyor ne de söylediğinin arkasında duruyor…

Bundan birkaç ay önce yapılan açıklamalarda akaryakıt fiyatlarında düzenlemeye giderken Euro Diesel’in çevre faktörü nedeniyle ucuz olacağını açıklamışlardı!

Son 17 kuruşluk zam belli ki bu karardan caydıklarını ortaya çıkardı…

Çünkü hükümetin şu anki tek hedefi nereden olursa olsun vatandaşın cebindekini almak!

Tam da kışın ortasında, önce elektrik, sonra tüp gaz ve akaryakıt zamları hem insafsızlık hem de enflasyon canavarına teslim olmaktan başka bir şey değil…

MESAJ KUTUSU

Sayın Mustafa AKINCI, güle güle gidin güle güle dönün deriz…Yalnız dünkü 43 kişilik özel uçakta hükümet üyeleri de birlikte olsaydınız kamuoyuna çok daha güzel bir mesaj verilecekti! Bu arada az kalsın Cenevre’ye gidemiyormuşsunuz diye duyduk! Hadi bakalım artık hayırlı haberlerle dönersiniz inşallah!

Sayın Ali KOFALI, şu 200 bin TL’lik rüşvet konusunda hala bir açıklama yapmadınız ve bütün müteahhitler zan altında kaldı! Mademki isim vermeyecektiniz niçin böyle bir iddiayı ortaya attınız ki!

Sayın Fikri ATAOĞLU, Teknecik Elektrik Santrali’nin yarattığı çevre felaketi ve beraberindeki sağlık sorunlarını şimdiye kadar hiç bakan çözemedi şimdi sıra sizde! İnatçı ve azimli kişiliğinizle siyasi tarihimize geçmeye ne dersiniz!

Sayın Süleyman MANAVOĞLU, Karşıyaka’da görev yapan bazı polis arkadaşları uyarmakta fayda var zira gecenin bir yarısı yazdıkları cezalar sanki de bize göre yasalara aykırı gibi geldi! Şahsi meseleler lütfen vatandaşın güvenini zedelemesin!

Sayın Rauf DENKTAŞ, geçenlerde bir televizyon kanalında yaptığınız açıklamada hükümetin icraatlarından memnun olmadığınızı söyleyince kamuoyu bundan epey memnun olmuş ama bazı hükümet mensupları fena bozulmuş diyorlar. 9 köy meselesi desenize!

 Sayın Mehmet BOYACI, önceki gün bir çalışanınızın kan ihtiyacı için bizzat gidip kan bağışında bulunmanız camiada büyük memnuniyet yaratmış diye duyduk. Mütevazi olmak böyle bir şey olsa gerek değil mi, tebrik ederiz…

Sayın Afet ÖZCAFER, DP Genel Sekreterlik göreviniz sadece partide değil kamuoyunda da şok etkisi yarattı. Oylama sırasında bazı kaşı gözü oynayanlar oldu ama sonuçta ipi siz göğüslediniz. Hayırlı uğurlu olsun…

Sayın Kutlu EVREN, Barbaros Şansal olayında hükümet tarafından yalnız bırakıldınız ve çoğu da sadece vitrine oynamayı tercih etti. Bunu bir kenara yazdığınızı ve günü gelince değerlendireceğiniz söyleniyor…

Sayın Zorlu TÖRE, canlı yayınları hiç kaçırmayıp hem vatandaşla beraber oluyor hem de sesinizi duyurup bir taşta iki kuş vurduğunuz gözlerden kaçmıyor. Bundan daha iyi propaganda olamaz değil mi…

Sayın Ersoy-Hasan İNCE, muhterem validenizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip eder inşallah…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, sağlıkta icraatlar art arda gelirken istifa söylemleri de neyin nesi! Moral ve motivasyonunuzu en fazla da bu sıralar yüksekte tutmanız gerekiyor. Bir de açıklama yaparken bir değil çok kez düşünmek en iyisidir…

Sayın Hasan ARTUNER, minik bebeğin gece nöbetleri size kalınca uykusuz geceler de beraberinde gelmiş. Ama ne masumdurlar değil mi bu halleriyle, her şeye değer. Allah sağlık ve afiyetini esirgemesin inşallah…

Sayın Emine DİZDARLI, genelde yaptığınız açıklamalar kamuoyunun genelinde memnuniyet yaratırdı ama u kez nedense tepki verenler çok oldu değil mi! Bu arada sizi ilk Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday görmek isteyenler de az değil yani…

Sayın Gürkan KARA, bir haftalığına adadan ayrılacağınızı duyduk. Sizin çok iyi olacak çünkü sırtınızdaki yük epey fazla! Ama bu tatilde telefonlarınızı kapatmazsınız hiçbir işe yaramaz bizden söylemesi…

Sayın Zeki ÇELER, hiç kuşku yok ki Cenevre heyetinde en renkli kişi siz olacaksınız… Tarihe tanıklık etmek herkese nasip olmaz. Zayıf bünyeli olduğunuz için aman soğuklara dikkat. Hayırlı haberlerinizi bekliyoruz…