Sendikalar olmazsa olmazımız ama artık o da bir yere kadar…
Bu kez sıkıntılı sendika Hemşireler ve Ebeler Sendikası!
Hata başından itibaren eyleme başlayacaklarmış, liste epey uzun…
7 Temmuz Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi poliklinik servisleri ve onkoloji binasının tüm servislerinde süresiz greve başlanacaktır.
“9 Temmuz 2025: (Çarşamba) Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi ortopedi ve kulak burun boğaz (KBB) servisleri greve dahil edilecek ve süresiz greve devam edilecektir.
11 Temmuz 2025: (cuma) Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Üroloji ve kadın doğum servisleri greve dahil edilecek ve süresiz greve devam edilecektir.
14 Temmuz 2025: (pazartesi) Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Yenidoğan yoğun bakım ve tüm yoğun bakım servisleri greve dahil edilecek ve süresiz greve devam edilecektir.
15 Temmuz 2025: (salı) Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi bünyesindeki tüm birimler greve dahil edilecek ve süresiz greve devam edilecektir.
20 Temmuz 2025: (pazar) Ada genelinde üyelerimizin bulunduğu tüm hastane ve tüm birimlerde genel grev süresiz olarak devam edecektir…”

Yani sağlık alanında geçmişten bu yana eylem ve grev gördük de…
Bu kadarı da pes dedirten cinsten oldu!
İlk kez böylesi yaşanıyor…
Hak ve hukuk arama eylemlerine hep saygı duymuş, destek vermişizdir!
Ama bu abartmanın da ötesinde bir şeydir…
Hastaları ölüme terk etmek gibi!
Ya da özel hastanelere yönlendirmek…
Parası olan için sıkıntı yok ama!
Olan her zaman olduğu gibi orta kesime ve dar gelirliye olur…

Bu arada ilgili sendikaya da bir nebze hak verebiliriz…
Verilen sözler yerine getirilmediyse eylem ve grev elbette haklarıdır ama!
Bu ülke tarihinde hiçbir zaman kimsenin hakkı devlette kalmamıştır…
Ama burada çok daha önemli olan hastanın da haklarının olduğunu kabul etmektir!
Sahi acaba niçin yıllardan beridir yılan hikayesine dönen hasta hakları bir türlü yasal hale gelmemiştir?
Bunu da sorgulamak ve kamuoyunun önüne koymak gerek…
Sosyal devlet olamamanın bir gereği olsa gerek!

Böyle acımasız bir grev kararına karşı elbette devlet erkanı kendi üzerine düşeni yapacak halkın mağdur olmasının önüne geçecektir…
Bir de tabi ki verilen sözlerin niye yerine getirilmediğini de masaya koyarsak adına ister parasızlık ya da ihmal deyin o da çok başka bir tartışma konusudur!
Sonuçta ilgili sendika fazlasıyla abartılmış bir karar üretmiştir…
Hak aramak için hasta haklarını ihlal edecek bir grev kamuoyunda kesinlikle destek görmeyecektir!
Yok eğer yapmak istedikleri göz dağı vermekse de bunu başkalarını mağdur ederek elde etmeye çalışmak etik değerleri göz ardı etmekle eş değerdir…

Türkiye’deki orman ve yerleşim birimlerinde yaşanan yangınları biz burada film izler gibi takip ediyoruz…
Çünkü her zaman olduğu gibi ateş düştüğü yeri yakıyor!
Peki biz bunları izlerken kendimize düşen dersleri alıyor muyuz?
Kamuoyunda bu konuda cılız tartışmalar yaşanıyor ama asıl ders alması gerekenler sanırız yaz tatili rehavetine girdi bile…
Sahi yangın helikopteri ve uçak konusuna kafayı takan var mı acaba!
Koskoca devlet olduk ama bu konuda ihmaller zinciri devam ediyor…
Allah korusun olası bir yangın felaketinde yine Ana’dan gelecek olan yardımları bekleyeceğiz!
Her zaman hazırcılık ve basiretsizliğe devam yani…


MESAJ KUTUSU


Sayın Hüseyin Çavuş KELLE, bir yaz sezonunda daha ormanlık alanlarda yangın riskinin en yoğun olduğu bir sürecin içine girdik. Bakanlık olarak yangın helikopteri ya da uçağı konusunda projeniz var mı yoksa yine yumurta kapıya dayanınca çare mi arayacağız?

Sayın İbrahim ÖZGÖÇMEN, sağlık sistemini yerle bir edecek yoğun hasta mağduriyeti yaşatacak olan eylem ve grev kararlarınız hayli abartılı ve acımasız olarak değerlendirildi. İnsaf da dinin yarısıdır diye bir söz vardır acaba hiç duydunuz mu? Umarız kararınızı yeniden gözden geçirirsiniz…

Sayın Salih CANSEÇ, bazı yüksek rakamlı ihalelerde çeşitli ittifaklarla maddi katkılar sağlayarak katılımcı sayısının düşürmek istendiğini biliyor muydunuz? Hatta bazı işletme sahiplere bunların çete olarak çalıştığını ima eden yorumlarda bulunuyorlar, haberiniz olsun istedik…

Sayın Narin Ferdi ŞEFİK, aktif siyaset için artık sokağa indiğiniz ve özellikle mülkiyet konularında halkı bilgilendirdiğiniz gözlerden kaçmıyor. Ardında da artık aktif siyaset kulvarına geçeceğiniz hayli de iddialı olduğunuz konuşuluyor, ülke siyasetine hayırlara vesile olsun…

Sayın Zeki ÇELER, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ittifak kararı aldıktan sonra özellikle sosyal medyada bel altı ve hakarete varan paylaşımlar yapıldığı bunun seçim sürecinde de artarak devam edeceği iddia ediliyor. Bu konada yargı yolunu seçmeniz öneriliyor…

Sayın Aysu Basri AKTER, medyada etik kurallarına uyulması konusunda önemli bir amme hizmeti veriyorsunuz ancak bazı yayın organları suçlamalar konusunda kendilerini niye savunma hakkı verilmedikleri konusunda mesajlar göndermeye başladılar, haklı yönleri de olsa gerek değil mi?

Sayın Dursun OĞUZ, siyasi kulislerde yeni kabine olasılığı konuşulurken listede olmayacağınız yönünde yorumlar yapılmaya başladı. Sanırız bazıları Ankara ziyaretinizi yanlış değerlendirip algı operasyonu mu yaratmaya çalışıyorlar dersiniz?..

Sayın Resmiye CANALTAY, ülkede nüfus sayımı tartışması devam ederken kamuoyunda büyük çoğunluğun sizin verdiğiniz rakam olan 800 bini kabul ettiğini biliyor muydunuz? Bu arada bu rakamı da nereden bulduğunuzu merak edenler de yok değil hani…

Sayın Ayşe KARACA, hafta sonu dünya evine girmek için yoğun bir düğün hazırlığı yaptığınız ve artık saatleri bile saydığınızı duyduk. Şimdiden Allah bir yastıkta kocatsın bir ömür boyu mutluluklar dileriz. Damadı uyarmakta yarar ver biz daima kız tarafında olacağız...