Tanzimat’tan evvelki devirde dalkavuklar, kâhyaları, nizamnameleri ve narhları olan bir esnaf zümresiydi.

Topkapı Sarayı arşivinde 1. Mahmud devrine ait, kime hitap ettiği belli olmayan bir arzuhal bulunmuştur ki bugünkü yazı dilimize çevrilmiş sureti şudur:

“Devletli, inayetli, merhametli efendim,Kimsesiz dalkavuk kullarınızın arzuhalidir: Her sene Ramazan-ı Şerif geldiğinde, İstanbul’da, davetli, davetsiz iftarlara gideriz; ulemanın, rical-i devletin ve sair büyüklerin, mevki sahiplerinin sofralarında çeşitli nefis yemekler, şerbetler, türlü türlü reçeller, tavukgöğüsleri, elmaspareler, helvalar, kaymaklı baklavalar, ekmekkadayıfları, süzme aşureler, hoşaflar yer ve içeriz; üstüne göbek tütünü ve kahveyle ikram görürüz.

Lakin içimizdeki bazı terbiyesizler bulunup, edebe uymayan hareket ve tavırlarıyla velinimetlerimiz efendilerimizi gücendirmekte, zararı da hepimize dokunmaktadır.

Dalkavukluk sağlam bir nizama bağlanmazsa cümlemizin açlıktan öleceği aşikârdır. Kadim nizam ve kanuna göre yeniden bir nizama bağlanmasını, uygunsuzların içimizden tart edilmesini, tavır ve hareketleri hepimizin makbulü olan Şakir Ağa’nın cümlemize kâhya tayin olunmasını ve eline memuriyetini bildiren bir kıta ruhsatname ihsan buyurulmasını niyaz ederiz. Emir ve ferman devletli, inayetli, efendim sultanım hazretlerinindir.

İmza: Dalkavuk kulları.”

Dalkavukların yaptıkları şaklabanlıkların fiyatları bile belli imiş. Bakınız fiyat listesinden birkaç örnek:

Buruna fiske vumak:20 para

Yüzünü tokatlamak::30 para

Oturduğu minderden veya sedirden yere düşürmek: 30 para

Bir salkım üzümü sapıyla birlikte yedirmek:40 para

Çıplak başını tokatlamak: 45 para

Merdivenden aşağı yuvarlamak:180 para

Bostan dolabına bağlanarak su içinde bir süre durdurulmak suretiyle dolabın her devri için: 600 para (Bu şakada dalkavuk boğulup ölürse cenaze masrafı şakayı yapana aittir)

Bugün dalkavukluk bir tıynet(yaradılış ,huy) meselesidir, iş, meslek olmaktan çıkmıştır.

Eskiden her şey daha bir mertçe imiş ve açık-seçikmiş. Dalkavukluk bir kurummuş, kıyafetleri bile belli imiş; dal kavuk giyerlermiş.

Ama günümüzde dalkavuklar değişik kıyafetlerle karşımıza çıkıyorlar: Profesör, işadamı, işkadını, aktör, şarkıcı, köşe yazarı, gazeteci, yazar,televizyon yorumcusu, bürokrat,vs. Yetmez ama, evet her meslekten var. Yukarıdaki fiyat listesini gördünüz; her şey ortada imiş. Ama günümüzde yapılan hizmetlerin fiyatını bilmiyoruz.

Eskiden dalkavuklar sadece mevki sahiplerinin konaklarındaki meclislerinde bulunurlarmış. Şimdi ise gazete, dergi, radyo, televizyon ve internet aracılığı ile bizim evlerimize, arabalarımıza, işyerlerimize kadar her yere giriyorlar.

Dalkavukluk daha masum ve sevimli bir meslekmiş. Tek dertleri, ev sahiplerini ve konuklarını güldürmekmiş.Şimdikiler ise daha değişik oyunların içindeler, tehlikeliler ve zararlılar.

Bugün ülke olarak yaşadıklarımız göstermiştir ki bir toplumun başına en bela kesimler bunlar.Yağcı yalaka şaklaban dediğimiz kesimler.

Yada diğer adı ile mesleği değil yaratılıştan dolayı huyu olan dalkavuklar.

Bunu sade vatandaşından parti delegesine örgüt başkanından en üst kademesine kadar artık herkesimin idrak ettiği düşüncesindeyim.

UBP yeni başkanı Faiz Sucuoğlununda kurultay seçimden önceki serzenişleride bunu gösteriyor.

Partinin dolayısı ilede toplumun başına bela olan her türlü ahlaksızlığa sebep olanların parti ile ilişkisini keseceğim çıkışıda bunu gösteriyor.

Peki işler bu duruma gelmeden bunu anlamanın bir yolu yokmu.Yani bu dalkavukların kimler olduğunu ve hem kişiye hemde topluma ne gibi zararları dokunabileceğini.

Var tabii.

Mesela fizyonomi(Yüz okuma) uzmanlarında destek alabilirsiniz.Çok güvendiğiniz dostlarınızdan bir danışman ekibi kurabilirsiniz.

Ama şu çok açık ki sizinle sürekli ayni fotoğraf karesinde bulunma ihtiyacı hissedenler size sürekli methiyeler düzenler. Sürekli yanınıza birtakım işler için gelip gidenlerde kesinlikle bu takımdandır.

Biliniz.