Ben henüz evet diyeni duymadım.Sizlerden duyan olduysa lütfen beni bilgilendirsin.Belki sahte diploma basdiş işleri içinde gözümden kaçmış olabilir.

Gelişmiş demokrasilerde dokunulmazlık yasama faaliyetleri için konulmuş bir yasal zırhtır.Zaten adı da “yasama dokunulmazlığı”dır. “Kürsü dokunulmazlığı” da deniliyor.

Mesela Adam Milletvekili seçiliyor, sonra çeşitli suçlar işliyor. Onu sorgulamak, yargılamak mümkün değil... Çünkü dokunulmazlığı var!

Hadi bıraktık Milletvekilliğini .Milletvekilliğini kaybetmiş ve üzerindeki dokunulmazlık zırhı kalmamış olanlarıda geriye dönüp yargılayamıyoruz.

Meclis kürsüsünde dolarları sallayan şahsı hatırlarsınız sanırım.Birde Marsilyaya ailesi ile birlikte İtalyan şirketin kestiği biletlerle tatil yapmaya giden bakanı.

Kamuyu zarara uğratıp çekip gidende çok.Ama gelin görün ki kimsenin  yargılandığı yok.

Aralarında uslanmayıp alışkanlıklarını devam ettirenleri saymıyorum.

Onlar zaten bugünlerde milletin dediği gibi tüyü bitmeyen yetimin hakkını yedikleri için takdiri ilahi ile yargı huzurunda.

Adam hakkında çeşitli mahkemelerde davalar açılmış. Yargılanıyor. Hırsızlık, yolsuzluk, tecavüz, silah, hakaret vesaire. Adam milletvekili seçildiği anda dokunulmazlık kazanıyor ve davalar duruyor.

Adam hüküm yemiş 5 yıl hapis yatacak.Milletvekili seçiliyor ve içeri girmiyor... Çünkü artık dokunulmazlığı var.

 Adam suç işliyor, polisin ve yargının karşısına dokunulmazlık duvarı çıkıyor.

 Meclis'e gönderilen dosya orada aylarca, yıllarca ve üzerinde hiçbir işlem yapılmadan bekletiliyor.

 Birde kardeş korumacılığı var.Birbirinin ‘‘düşman kardeşi’’ olan partiler ve milletvekilleri, iş bu konuya gelince ‘‘kardeş’’ olmayı başarıyorlar!

‘‘Milletvekili olarak görevini yapsın ama yargılanmasına başlansın  ’’ diyen, ne yazık ki olmuyor. Bu açıdan birbirlerini koruyorlar, kolluyorlar. Usulsüzlük yaptığı halde ve  şu an milletvekili olmadığı halde  milletvekili maaşını almaya devam edenler bile var.

Halbu ki bu konuda meclis geniş yetkilerle donatılmış.Lakin düğmeye basan olmuyor.

 Bereket bugünlerde meclis dışından da olsa  birileri bu düğmeye basmış.Basmış ki ortalığa saçılan rezillikleri görmeye başladık.

 Meclise seçip gönderdiklerimizde genel anlayış şu: ‘‘Kimsenin üzerine gitmeyelim ki,sıra bize gelirse onlar da bizim üzerimize gelmesin.’’

Hiçbir demokraside ve dünyanın hiçbir uygar çağdaş  ülkesinde böyle bir rezalet yok,olamaz.

 Böyle olunca bu alemde müslümanlık söylemi ile yola çıkan vatan bayrağı ağzından düşürmeyenlerin bu kutsal emanetleri  birer dokunulmazlık zırhı gibi kullandıklarını ister istemez insan düşünmek zorunda kalıyor.

Partilere ve milletvekillerine ‘‘Hadi gelin şu dokunulmazlık olayına akılcı bir çözüm yolu bulun’’ desek, Anayasa'nın bu maddesini değiştirmeyi önersek, gülerler! İşlerine  gelmez.

Çünkü onların suç işleme hakları, bu dokunulmazlık zırhının ardında sürüp gidecektir. Yolsuzluk, hırsızlık,adam kayırma,rüşvet, ihale bağlama, tecavüz, dolandırıcılık, trafik, silah, sahte diploma aklınıza ne gelirse!

Halbuki o koltuğa oturuncaya kadar seçim zamanlarında sokak sokak halka verdikleri beyanlarda ilk bunu kaldıracaklarını  söylediklerine şahit oluruz.

Adi suçlar işlemiş bir vatandaşın KKTC Meclisini sığınılacak liman olarak kullanmasının önüne ne zaman geçeceğiz.

“Milletvekili seçimden önce veya sonra islediği ileri sürülen suçlar için, bazı istisnalar dışında, Meclisin kararı olmadıkça, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Bu kadar kapsamlı milletvekili dokunulmazlığı olmasının ülkemize refah ve mutluluk getirmediği ortada.


O zaman kaldırılması yönünde yapılan çağrıya kaç milletvekilinin iştirak edeceği ülkemizdeki durumu ortaya koyacaktır.

Hala umudumu koruyor ve  temiz olduğunu bu halka ispatlamak için belki bir cesur yürek çıkarda ‘’ben dokunulmazlığımın kaldırılmasını istiyorum’’ der diye de  bekliyorum.