İçişleri Bakanlığı’nda bugün düzenlenen ve aralarında İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Cemal Bulutoğluları, LTB Meclis üyeleri, İhtiyat Sandığı ve Maliye Bakanlığı yetkililerinin de hazır bulunduğu geniş katılımlı toplantıda, LTB’de tasarruf tedbirlerini bir an önce alması için Cemal Bulutoğluları’na baskı yapıldığı kaydedildi. Gelen bilgilere göre, toplantıda Bulutoğluları ‘tasarruf tedbirlerini alamam çünkü korkuyorum’ ifadelerini kullanmasının yanı sıra, son derece sakin olması ile de dikkat çekti. Toplantı sırasında sükunetini koruması ve az konuşması nedeniyle Cemal Bulutoğluları’nın daha önce kullandığına rast gelinen anitdeprasan etkili, Xanax haplarından birkaç adet almış olabileceği yorumları yapıldı.
Bulutoğluları bazı gelişmeleri beklediği için zamana oynayarak, yarın açıklanacak UBP Kurultayı Davası kararı ve ertesinde erken seçim sürecine girilip girilmeyeceğini görerek, bazı adımları atmayı planlıyor olabilir. Fakat ne olursa olsun Cemal Bulutoğluları’nın sendikacıların tepkisinden çekinerek tasarruf tedbirleri almaktan caydığı; iddialara göre, bazı güç odaklarının tehditleri nedeniyle istifa etmeyi hiçbir şekilde düşünmeyeceği öngörülüyor. Böylesi bir tehdit var mı yoksa Bulutoğluları mı böyle bir tehdit varmış gibi gösteriyor, işin orasını netleştirmek şu an için söz konusu değil…
Bununla birlikte, şüpheye yer bırakmayacak denli net olan temel görüntü, ihtirasları nedeniyle siyaseti yerle bir ederken kendi çıkarlarını kollayan politik simaların çalışanların ve genel olarak ülkenin geleceğini, gittiği raydan hızla çıkarttıklarıdır. Aşırı hırslarına yenik düştükleri için hata üzerine hata yapan Kıbrıs Türk siyasetçilerine yiten güven, orta vadede tüm Kıbrıslı siyasetçileri etkileyecek ve ülkeyi Kıbrıslı Türklerin yönetme yeteneğinden yoksun olduğuna dair ortaya atılan savları güçlendirecektir. Dolayısıyla UBP’de (ve LTB’de) yaşananlar sadece UBP’deki iktidar kavgasının taraflarını değil, tüm Kıbrıslı Türk siyasileri bağlayan sonuçlara haizdir.
Biraz psikolojiyle haşır neşir olmuş herkesin bilebileceği gibi, ihtiraslı insanlar saldırganlığa eğilimli, baskıcı ve narsistik özellikler gösterirler. Bizim siyaset dünyamızda yaşananlar sadece koltuk kavgası ile açıklanamaz. Hem siyasetçilerimizin hal ve tavırlarından hem de bu insanları seçen yurttaşların ruh durumundan toplum olarak ruh sağlığımızın iyiden iyiye bozulduğu sonucuna varmak mümkün. Ve bu tür kişilik bozukluklarından ve psişik rahatsızlıklardan yalnızca tek bir partideki siyasilerin muzdarip olduğu ileri sürülemez. Bu nedenle, bir dahaki seçimde psikiyatrların görüşüne başvurarak, sağlıklı siyasetçi kişiliğinin nasıl nitelikler barındıracağını anlamak ve ona göre de seçim yapmak bir yurttaşlık görevidir!