Rum tarafındaki yangın ve çevrenin tahribatı hepimiz için üzüntü verici.

Ama dahada üzücü olan Rum siyasetçilerin megalo idea saplantıları ile çevrenin yanıp bitip kül olmasına seyirci kalması.

Türk tarafının benzer durumlarda zaman zaman yardım taleplerinde bulunmasına rağmen Rum tarafı bir kez daha Türk tarafından gelen yardım önerisini redetti.

Varsın Kıbrısın ormanları yansın ama 2 km ötede bulunan Türklerden yardım gelmesin siyasi anlayışının bu adada Türklerle Rumlar arasında ortaklık kurulmasını isteyen AB ve diğer uluslararası toplum tarafından nasıl karşılandığını açıkçası merak ediyorum.

Birileri çıkıpta .’’Yardım talebini kabul et’’ dedimi mesela.

Kıbrısın kuzeyinden uzanan yardım eli havada kalırken Rum tarafı 473 km ötedeki İsrailden ve 1300 km uzakta bulunan Yunanistandan yardım istemekte bir sakınca görmedi.

Çevrenin tüm Dünyanın ortak malı olduğu ve buna ormanların ve ağaçlarında dahil olduğunu bilmek için Greenpeace üyesi olmaya gerek yok.

Ayrıca Orman yangınlarının ekosistemdeki değişiklikleri ve dengesizlikleri hızlandırarak, çok büyük miktarlarda karbondioksitin atmosfere salınmasına da neden olduğunuda.

Ülkesini yöneten her başkanında bilmesi gereken bilgiler. Rum başkan Anastasiadiste buna dahil.

Üstelik küresel ortalama sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2°C altında tutulması; ilave olarak ise bu artışın 1,5°C’nin altında tutulmasına yönelik küresel çabaların sürdürülmesi ve İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı uyum kabiliyetinin ve iklim direncinin arttırılması olarak ifade edilen Paris iklim anlaşmasına imza atan bir başka Anastasiadis.

Küresel iklim krizinden yanıp bitip kül olmadan önce ülkeler acil birçok karar almış ve karbon salınımın azaltılması için yüzlerce mutakabata varmış durumda.

Avrupa Birliği üyesi olduğunu söyleyen Kıbrıs Rum kesimide bunlardan biri.

Ama gelin görü ki;

Çıkan yangınla tonlarca karbonun gökyüzüne salınmasına iklim krizinin dahada artmasında bir sakınca görmüyor.

Bir yangının ardından kendini yenileyebilen ormanların daha fazla CO’yi tutabileceği söyleniyor olsa da yenileme süresi 45 ila 4000 yıl arasında değişiyor ne yazık.

Mesela Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF), 2019 yılındaki Amazon yangınlarının 23 milyon ton CO salımı yaptığını tesbit etmiş.

Bu ne demek;

Bir karşılaştırma yapacak olursak, 2018’de Birleşik Krallık’ın bütün enerji sektörü ise 98 milyon ton CO emisyonu gerçekleştirmiş.

Birleşmiş Milletler Vakfı’nda (BMF) kıdemli üye ve George Mason Üniversitesi’nde çevre bilimleri profesörü Thomas Lovejoy ise Amazon ormanlarının 90 milyar tona yakın karbonu tuttuğunu söylüyor.

Yangın nedeniyle 80 hektarı Adelphi ormanında olmak üzere yaklaşık 300 hektarlık orman alanı ve tarımsal ürünler zarar gördü.

2 km ötedeki Türk tarafından yardım alınsaydı belki birkaç yüz canlının yok olması belki birkaç yüz ağacın yanması kimbilir belki ölenlerin birkaçının kurtulması bile sağlanabilirdi.

Ama olmadı.

Olur ya KKTC tanınır.Türklere ambargo kalkar.İstedikleri takımla fotbol maçı yapar.İstedikleri sanatçıyıda kuzeye getirir konser düzenlerler ya. Bunlar olacağına varsın Kıbrıs yansın.