Bulaşıcı bir hastalıkla uğraşıyoruz.

Test konusu gündemden düşmüyor.

Test merkezlerinin sayısının artırılıp artırılmaması, özellikle PCR kitlerinin arasındaki fiyat uçurumları, bağışlanan paralar ile ve gerekse UNDP üzerinden hangi marka PCR kitlerinin alınacağını kimlerin belirlediğinin havada kalması, test merkezinden kimlerin sorumlu olduğu, geçen sene devlete alınan Qiagen marka PCR cihazının ihale sürecinin itirazların gölgesinde kalması, test sonuçlarının güvenilirliği konuları bugün ve yarınlarda da çok tartışılacağa benziyor…

Böyle giderse, test konusun bir şekilde yargıya taşınmasının konuşulacağı günler de çok uzakta görünmüyor.

Zira yasa ortada…

Ülkemizin Bulaşıcı Hastalıklar Yasası var!

Bu yasanın 10. Maddesi, Laboratuvar Komitesinin Oluşumu Ve Çalışma Esasları başlığını taşıyor ve aşağıdaki fıkraları içeriyor:

Laboratuvar Komitesi aşağıda belirtilen bir Başkan ve yedi üye olmak üzere toplam sekiz kişiden oluşur diyor yasa:

(a) Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Müdürü (Başkan),

(b) Devlet Laboratuvarı Dairesi Müdürü veya görevlendireceği Mikrobiyoloji konusunda uzman bir kişi (Üye),

(c) Yataklı Tedavi Kurumları Başhekimi (Üye),

(ç) Temel Sağlık Hizmetleri Başhekimi (Üye),

(d) Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Servisi Klinik Şefi veya görevlendireceği uzman hekim (Üye),

(e) Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarından bir temsilci (Üye),

(f) Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Thalassemia ve Genetik Laboratuvarından bir temsilci (Üye),

(g) Özel olarak faaliyet gösteren laboratuvarlar ile ilgili birlik ve/veya derneklerden bir mikrobiyoloji uzmanı (Üye).

Değerli okurlar;

Lütfen, Laboratuvar Komitesi’nin kimlerden oluştuğuna dikkat edelim.

Toplam sekiz kurumdan temsilciler içeriyor.

Ancak, şu anki uygulamada, Sağlık Bakanı ile birlikte, her türlü medya kanalı üzerinden açıklamalar yapan Milletvekili Sayın Jale Refik Rogers laboratuvar konusunu birlikte sırtlıyor görünüyor. En azından, toplumumuz bu şekilde biliyor.

Ülkemizdeki bir bulaşıcı hastalığın laboratuvar ayağının söz sahipleri, sanki sadece bu iki kişiymiş gibi görünüyor.

Gelin şimdi bir de, bu yasanın Laboratuvar Komitesi’nin görevlerini açıklayan 11. Maddesi’ne bakalım:

‘’Mikrobiyolojik tanı, araştırma laboratuvarlarını standardizasyon, kalite güvencesi ve laboratuvar güvenliği ile personel eğitimleri açısından değerlendirip görüş bildirir, ülkenin ihtiyacı olan referans merkezlerini ve laboratuvarların etkin kullanımını sağlayıcı tedbirleri önerir.’’ diyor madde.

Yasada daha çok madde var. Ancak bu iki madde, şu anki durumumuza ışık tutması bakımından öne çıkıyor.

Demek ki devletin bir Laboratuvar Komitesi hali hazırda yok.

Alınan kararlarda, yasa gereği olması gereken kurumların katkıları göz ardı ediliyor.

Ülkemizin ihtiyaçları olan laboratuvarların, etkin kullanımlarının sağlanmasına yönelik değil, tam tersi, atıl kalmalarına yönelik tedbirlerin alındığı da ortada.

Bir taraftan test kitlerinin sayıca yetersizliği öne sürülürken, diğer taraftan referans merkez arayışına girmektense, önlerine taşlar konuluyor üstelik.

Yasalardan aldığı güç ile ülkeyi yönettiklerini, Koronavirüs ile mücadele ettiklerini söyleyen sayın tepedekiler, güçlerini sınırlayıcı Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nı ise her ne hikmetse görmezlikten geliyor.

Bulaşıcı hastalıkla mücadele edilen bu günlerde, yasası da açık ve net ortada iken, alınan kararların yasallığının da tartışmaya açılması gerekiyor.

Yüce Yargı’nın ve/veya Sayın Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman)’in, Koronavirüs ile ilgili laboratuvar testlerinde, devletin yetki ve sorumluluklarının neler olduğu konusuna ışık tutması da şart oluyor.

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899