Memleketin durumu ortada…

Sendikaların içler acısı durumu da ortada!

Birlik yok, beraberlik yok, dayanışma yok…

Kıbrıs Türkü belki de ekonomik olarak en sıkıntılı dönemden geçiyor ama!

Sendikalar bölük pörçük…

Önce Sendikal Platform’un cılız yürüyüşü!

Sonra Hür-İş ve Kamu-Sen’in göstermelik eylemi…

Şimdi de KTAMS bir günlük greve hazırlanıyor!

Onun da cılız ve göstermelik geçeceğinden emin olabilirsiniz…

Bu durumu istediğiniz kadar yorumlayabilirsiniz!

Hatta UBP iktidarda olsaydı filan diye de…

Ama bir gerçek var ki artık gerçekten de sendikaların güvenilirliği eski yıllarda olduğu gibi değildir!

Zaten son dönemde hemen hepsinde de ciddi üye kayıpları yaşanmış ama konu masaya yatırılmamıştır…

Tabi ki bu kendi sorunlarıdır!

Bu ülkede sol kesim yine sol sendikaları asla eleştiremez…

Çünkü onlar için sendikalar siyasi rant kapısıdır!

Zaten geçmişte bugüne yapılan seçimleri de dikkate aldığınızda sol sendikaların yöneticileri yine hep sol partilerden milletvekili adayı olmuşlar ve milletvekili de olmuşlardır bakan da!

Al gülüm ver gülüm meselesidir bu…

Bizde sendikacılık tamamen siyasidir!

Bir parti rozeti takmadıkları kalmıştır…

Onu da zaten seçim süreçlerinde takmış kadar olurlar!

Onun içindir sendikacılık bu ülkede her geçen gün sadece güvenilirliğini yitirmez aynı zamanda ciddi üye kayıpları yaşar…

Toparlanırlar mı, onu da artık kendileri bilir!

Serdar Denktaş ne diyor;

Sendikalar ve sivil toplum örgütleri statükonun bekçileriymiş…

Erhan Arıklı da aynısını düşünüyor!

Doğru bir görüş olabilir…

Ama bu konuda sadece sendikaları suçlamak da çok adil olmaz!

Şu anda sendikalar kesinlikle bir çok hakka sahiptir…

Hatta bu durum Dünya Bankası raporlarına bile geçmiştir!

Hepsi de devletin ve hükümetlerin çok üstünde olan örgütlerdir…

Ama gelin görün ki onlara verilen haklar gökten zembille inmemiştir!

Bütün haklar siyasi iradeler tarafından verilmiştir…

Siyasilerin rant beklentisi için!

Onun için kendilerine statükocu suçlaması yapılırken siyasiler öncelikle aynaya bakmak zorundadırlar…

Bu konuda samimi görüşümüzü sizinle paylaşalım…

Çok açık ve net olarak bu ülkenin gelmiş geçmiş tüm siyasilerine oh olsun demek geçiyor içimizden!

Demek ki birileri Allah’ın sopası yok derken çok doğru söylemiş…

Onun içindir sendikalara ve güttükleri siyasete kızamıyoruz!

Şımarıklıklarına da…

Çünkü bu düzeni onlar değil siyasiler kurdu!

Çarpık ve kokuşmuş düzeni…

Onlar bu çelişkili sistemin artık vazgeçilmez en sağlam çarklarını oluşturmaktadır!

Bu saatten sonra da onların hükümdarlığına son vermek imkansızlıkla eş anlamlıdır…

Oturun ağlayın kendi halinize!

“Fırsatçılık değil, Tamah ve Terbiyesizlik…”

“26 Eylül 2018 tüm dünya piyasaları ABD FED kararlarını ve bu karara göre döviz kurlarındaki düşüşü beklerken, Emekli Maaşlarımız ASBANKa yatıyor, Banka sözde otomatik Maaştan kesme uygulaması ile birgün sonra 7.9 tl ye düşen Stg. Kurunu beklemeden 8.12 TL kurdan taksidini alıyor.

12 Ekime kadar ödeme hakkım olmasına rağmen bu uygulamadan kendi hesaplamalarına göre müşteri olarak benim 178 TL kaybım var, Bu onların da haksız kazancı.

Genelde bankanın bu hamleden götürüsünü varın hesap edin.

Erken kesimin iptalini ve yeni kurdan ödenmesini yazılı talep ettiğimizde bu genel uygulamamızdır, geri dönemeyiz diyorlar.

Kaybım var müşterilerinizi korumanız gerekmez mi diyorum, Biz FED falan takip etmeyiz diyorlar.

Borç alırken her ayın 12 sine kadar ödeme kolaylığı, uygulamaya gelince işine geldiği gün müsaadesiz hesaptan alma.

Devletsek ilgili Devlet birimleri, Hükümetimizi göreve davet ederken, bunları da Allaha…”

(Mustafa Kemal TÜMKAN)

Sadece merak işte?

Askere alkol serbest mi?

5 asker sarhoş olup hırsızlık yapmış…

Ya da onlar az cezayla kurtulmak için böyle uyduruyorlar!

Bu arada özellikle hafta sonları…

Lefkoşa’nın Dereboyu’nda yayılan askerler denetleniyor mu?

Sabahın erken saatlerinden başlıyorlar biralarını yudumlamaya…

Bir defasında rastlayıp mekan sahibine sordum, niye askere bira satışı yapıyorsunuz diye?

Yasak yok ki dedi…

İnanmak istemedim!

Tatilleri nasıl geçti?

Bağımsız Yolu’nun meclis önünde açtığı pankart hem dahiyane hem de çok akıllıcaydı…

Uzun bir aradan sonra vekiller tatilden döndüler ya!

Memleket hem sıcaktan hem de zamlardan cayır cayır yanarken…

Bari tatil boyunca vekil oldukları vatandaş için parmaklarını kıpırdatmadılar!

Bari tatilde yemeleri içmeleri kendilerine kalsın, gördüklerini anlatsınlar da biz de yararlanmış olalım…

Kumarhanelere niye teşvik verilir!

Hadi turistik işletmeleri ya da otelleri anlarız da…

Kumarhaneler verilen bir takım teşvikleri anlamakta güçlük çekeriz!

Bir devlet kumarhanelere niye elektrik teşviki verir diye de kafayı yeriz…

Bunan mutlak bir açıklaması olmalı!

Para onlarda, mülk onlarda…

Vatandaşın da kumar alışkanlığı başka alem!

Onların elektrik teşviklerini vatandaş ödeyince biraz değil epey ağır kaçıyor…

Kara kaşımız için mi geliyorlar?

Metehan’daki trafik eziyeti…

Bir zamanlar biz Güney’e akın ediyorduk şimdi bunun tam tersi oldu!

Bayram tatillerinde bir çoğu gününü Kuzey’de geçirdi…

Ama kara kaşımız kara gözümüz için değil!

Buradaki ucuz olan ürünleri evlerine götürmek için…

Demek ki neymiş;

Yeter ki bir cazibeniz olsun!

Bunun bari kıymetini bilelim…

MESAJ KUTUSU  

Sayın Serdar DENKTAŞ, TC’den para istenmesini isteyen sivil toplum örgütleri olduğunu açıkladınız ama bir türlü bunların isimlerini deşifre etmediniz. Açıklayınız ki bu ülkede içi ve dışı aynı renk olmayanları vatandaş da bilsin!

Sayın Teberrüken ULUÇAY, daha ilk oturumda Hüseyin Angolemli’nin meclis başkanlığı için ivedilik kararı çıkınca bundan epey rahatsızlık duyduğunuz konuşuluyor. Bu arada perde gerisinde çeşitli pazarlıklar yapıldığını da biliyor muydunuz?

Sayın Adnan ERASLAN, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’na yapılan atamalardan sonra sizin de epey rahatsızlık duyduğunuz ama bunu pek belli etmediğinizi duyduk. En iyisini yaptınız zaten şunun şurasında emeklilik için artık 3-5 ay kalmadı mı?

Sayın İsmail ARTER, belediyeyi yeniden borçlandırmanız konusunda fazlasıyla ağır ithamlar yapılmaya başlandı. Daha fazla sessiz kalmamak en doğrusu olacaktır, verilemeyecek bir hesabınız yoksa artık konuşun deriz!

Sayın Tolga ATAKAN, Lefkoşa-Girne yolu artık tamamen yılan hikayesine döndü ve vatandaş da sinirler iyice gerildi. Konuyu acil olarak değerlendirmeniz ve verilen sözlerin tutulmasını sağlamanız bekleniyor…

Sayın Özdemir TOKEL, UBP’nin kurultay çalışmaları ve salon düzenlemesi konusunda çok ciddi bir rakip ile karşı karşı olduğunuzu biliyor muydunuz? Bakalım bu müthiş rekabetten kim zaferle ayrılacak, biz de merak etmeye başladık…

Sayın Kemal BURGAÇ, bakanlığın özel kalem müdürlüğüne getirilmenizden dolayı kutlar başarılı bir süreç geçirmenizi temenni ederiz. Umarız öncelikle basın ile ilişkileri ilk sıraya alırsınız zira ilişkiler çok da iç açıcı değil.

Sayın İdris DENİZ, hükümet edenler sürekli olarak adli tıp kurulmasından bahsediyor da acaba sizi merak edip de hangi şartlarda çalıştığınızı soran arayan var mı diye de merak etmeye başladık. Bakalım daha tek tabanca olarak bu işi nereye kadar götüreceksiniz!

Sayın Ahmet SENNAROĞLU, bazı kesimler sizin eko günü her ne kadar boykot etmeye çalışsa da büyük ihtimal çok ciddi bir şekilde de reklamınızı yapıyor! Bu arada partinizin örgütleri de bu konuda büyük bir çalışma yapıyormuş hadi bakalım hayırlısı!

Sayın Bertan ZAROĞLU, yeni yasa yılında gereğinden fazla sessiz ve mülayim olduğunuz dikkatlerden kaçmamış olacak ki partili arkadaşlarınız bile bunu hayretle karşılıyor. Acaba yeni dönemde taktik mi değiştirdiniz diye soruyorlar…

Sayın Halil TALAYKURT, önceki gün Lefkoşa’da ünlü bir restoranın VİP bölümünde çok özel bir yemekte görülmüşsünüz. Vatandaş da meraklı ya sohbet konusunu bir türlü öğrenemeyince mecburiyetten bize soruyor!

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, sizin takımın son maçlarında hezimetler yaşanında ne tadınızın ne de tuzunuzun kaldığı söyleniyor. Bu arada kurultay için çalışmalarınızı da yoğunlaştırdığınız gözleniyormuş, gazanız mübarek olsun artık…

Sayın Hasan TOPAL, son dönemde saçlarınıza jöle ile şekillendirdiğiniz dikkatlerden kaçmıyormuş. Hayırdır sinirlerince yerlerinde durmuyorlar mı yoksa? Bir de argan yağını deneyin bakalım bir faydası olacak mı?

Sayın Muslu AKGÜNEY, sizin mekan artık siyasilerin buluşma merkezi haline gelmiş ve bu sıralar işler de gıcırında diye duyduk. Ama siz yine de şu makarna tabağı sorununu çözememişsiniz diyorlar, ne makarnaymış ama değil mi?

Sayın Kemal ALTUNÇ, şu sıralar sizi Londra’da meyhane heyecanı sarmış ve artık geceleri bile gözünüze uyku girmez olmuş. Şimdiden hayırlı işler bol kazançlar dileriz. Çok yakında oralara buralardan göç dalgası olacak hadi yine iyisiniz…