Evet bayrama bir kaç gün kaldı, hiç bir şeyin tadı kalmayan bu ada yarımız da, bayramın da tadı yok, siyaset allem kallem bu sebeple başız tavuk gibi, boşa kanat çırpıp sağa sola koşup, kan kayıbından ölmek üzereyiz. İki lakırtılık kelamlarlar edip, sonra susup bir birimizin yüzüne bakıyoruz. O denli daralmış bunalmış ve sıkılmışız ki, dost la içilen kahvenin bile tatı yok.
* * *
Kamu artık kendi içine kara delik olmuş, her şeyi içeriye çekip yok ediyor kendini de dahil, artık kim müdür, kim atanmış, kim istifa etmiş belli değil. Kamu yorgun, halk zaten bezmiş, doğa talan, sokaklar tekin değil. Darplar, silahlı hesaplaşmalar, soygunlar bir de tacizler. Ceza evleri doldu taştı, her yargıya suçla giren kefaletle dışarda. Potansiyel suç devam ediyor.
* * *
Sağlık desen kim kime dum duma, bu gün randevu almış bir teyzeye rastladım devlet hastahanesinde, öylece oturdu banka tanıyorum da, nasılsın? Dedim bir dokun bin ah işit misali acıldı kadın, 11.30 randevu almış doktorundan kendisi saat 10.30 da gelmiş, hani vakitli gelsin diyerek gelmiş erken, saat 11 gibi doktorun kapısına varmış, doktor yok! sormuş tabiki, ancak aldığı cevap müthiş, doktorun bir saat önce çıktığını söylemişler, tabi sormuş kadın e randevum vardı ne olacak? Demişler ki falancı özel hastahanede bakar isterseniz gidin, işte sahlıkta son durum bu.
* * *
Her şeyin mi digili kopar, evet kopar önü çekenler durursa habersiz, arkadan gelenler durana kadar enkaz yığınına döner. Kimi sağ, kimi yaralı, kimi ölü artık o enkazın içinde. Öyle ki bu günün çocukları yarının gençlerinin, ne kadar umutsuz bir girdaba gireceği aşikar. Çünkü atalarının yanlışlarının bedelini onlar ödeyecek, kimisi terk edecek adayı, kimisi kalıp deneyecek ve günün sonunda hepsi kaybedecek. Pek tabi bu sınıfa girmeyen bu günün çıkar guruplarının çocukları biraz daha sürdürecek yaşamlarını, sonra onlar da kendi çocuklarına ödetecek bu sınıf ayrımının bedelini.
* * *
Şimdi size kurtuluş şu ya da bu demek sanırım artık bir yerlere varacak bir yol çizmeyecek, ancak siz görüp de görmezden geldiğiniz bir parça çöpü alır ve atarsanız ait olduğu yere, bir değişimin öncüsü olursunuz. Küçük bir fedakarlık çok büyük amaçlara hizmet eden bir yön bulur. Ancak her şeyden önce sevmeyi öğrenmeliyizki, geri kalan her şeyin emek harcamaya dediğini anlayalım.

Behiç Anibal…