Ülkemizde çok uzun yıllardır, trafik çok büyük bir sorun. Mühendisliğin neredeyse sıfır olduğu yollar, çıkılan ihalelerde, yapılması gereken işlerin neredeyse tamamının yarım yamalak, tamamlanmadan bitti denilip trafik uygunluğuna bile bakılmadan hizmete geçirilmesi.

* * *

Bu hizmete giren yolların, nerdeyse tamamının yıllardır hiçbir bakım görmemesi, eğitimde noksan, ehliyeti ellerinde bir sürü katil adayının da bu yolları kullanması. İşte tüm bunlara, birde hız tutkunluğu, alkol ve diğer tüm dikkatsizliği doğuran materyaller devrede olması. Trafikte neredeyse kullanıcıların, yüzde sekseninin telefonla uğraşması işleri gerçekten daha da zora sokuyor.

* * *

Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de, yolların zifiri karanlığı devreye giriyor. İşte bu karanlık yollardan biri ve bir o kadar da yoğun akışa sahip, küçük kaymaklı yolları, iki günde iki yayaya çarpma olayı ile gündeme düştü. İlk değil son da olmaz eğer bu karanlığı, aydınlığa çevirmezsek.

* * *

Tüm trafik kullanıcılarının, yayadan tutun motorlu ve ya motorsuz taşıt şoförlerinin, bu kadar kötü koşullarda araç kullanmanın, çok büyük sorumluluk üslenmesi gerektiğini anlamamasından doğar. Evet bu devlet, trafik de ki hiçbir sorunu gidermeyecek, o kadar fikirsizler ki yapabildikleri tek şey, yaptırımları artırmak oluyor.

* * *

Bu yüzden sizi yetiştirmeye, eğitmeye ve de en önemlisi yaşatmaya niyeti olmayan devlet, ancak bu kadar var olur. Siz kendiniz için, sevdikleriniz için, trafiği güvenli hale getirebilmek adına, çok önemli olan trafik eğitimini almalısınız. Daha da önemlisi, trafik benciliği ya da ego tutkunluğunu kaldırmaz, bunun da bedeli maalesef yitirilen canlar olur.

* * *

Bize düşen, bizi korumayan devlete karşı kendimizi korumak. Trafikte zihninizi daima açık tutun, kötü koşullarda araçlar kullanıyoruz, bu yüzden bu koşulları zorlayacak her hamleden kaçının. Aksi takdirde devlet eli ile karanlığa tutsak yollarda, dikkatinizin anlık dağılması sonucu bir yayaya çarpabilirsiniz.

* * *

Güvenli bir sürüşün sırrı, zinde ve bilinç sahibi zihindir. Onu da korumanın yolu eğitimdir, çocuklarınızı, çevrenizi, eşinizi, dostunuzu güvende tutun, eğitimi her zaman ön planda olmasına özen gösterin. Yaptırımlar gereksiz değildir, hatta doğru biçimde daha da caydırıcı hale getirilmelidir. Bura da şunu söylemekte pek yerinde olur, giden bir can olduktan sonra hiçbir yaptırımın bir anlamı kalmaz. Giden gittiği yeri bilmez, kalan gidenin yerini doldurmaz.

* * *

Lütfen gelmiş geçmiş her alanda başarısız hükümetlerin, bize laik gördüğü ölüm tuzaklarını kabullenmeyin. Siz kendinizi doğru ve emin bir şekilde yetiştirin, bunu yalnız trafik için değil, her alanda yapın. Tüm dayatmalara en büyük başkaldırı, eğitimli bir zekadır.

* * *

Behiç Anibal…