Gazete o gün büyük ve simsiyah puntolarla ‘’Kıbrıs Üniversitesinde bir anti helen’’başlığı ile çıktı.’’Anti-Helen’’olduğum ve Kıbrıslılık bilinci yaydığım ileri sürülüyor ve Üniversiteden uzaklaştırılmamı isteniyordu.

Akşam haberlerinde televizyonlar bu habere gönderme yapıyor ve Eğitim Bakanını göreve çağırıyorlardı.

Ertesi gün daha ertesi gün benzer haberler yayınlanıyordu.

Koroya katılan köşe yazarları öfkeli yazılar yazıyor ve Kıbrıs üniversitesinde anti helen birine yer olmadığını vurguluyorlardı.

Basının histerik kampanyasına siyasilerde katıldı.

Hayatlarında bir kitap okumamış popülist siyasetçiler kitabıma gönderme yaparak bu adam neden hala Üniversiteden kovulmadı diye bağırıyorlardı.

Sonunda Eğitim Bakanı bir açıklama yaparak Üniversiteden ayrılmamın hayırlı olacağını söyledi.

Daha sonra Cumhurbaşkanı olacak ve kuracağı jeo politik konseye benide danışman olarak atayacak olan DİSİ başkanı Nikos Anastasiadis de benzer şeyler söylüyordu.

‘’Turkenfresser’’(Türkleri yiyen kişi)olarak bilinen Nikos Samson ise Mahi gazetesinde ‘’Kokar Türk üniversiteyi derhal terk et’’ diyordu.

Doğrusu ,neye uğradığımı şaşırmıştım.Kıbrıs Üniversitesinde çalışmamın Kıbrıs Türk milliyetçilerini rahatsız edeceğini tahmin ediyordum.Onlar iki toplumun birarada yaşayamayacağını ileri sürüyor ve bölünmeyi meşrulaştırmak istiyorlardı.Kıbrıs Rum tarafının resmi tezi ise iki toplumun barış içinde birarada yaşayabileceği yönündeydi.Adanın yeniden birleşmesini buna dayandırıyor ve ayrılıkçı Kıbrıs Türk liderliğinin çabalarını boşa çıkarmak için Kıbrıslı Türklerle ‘’Ayrımız gayrımız yok’diyorlardı.

Şimdi nasıl olurda ülkenin bütünlüğüne inanan bir Kıbrıslı Türk akademisyenin Üniversiteye alınması bu kadar büyük tepkilere yol açabiliyordu?Bu soruya o zamanlar kesin bir yanıt veremiyordum.Zaman ilerledikçe ve Kıbrıs Rum toplumunda ‘’Üniversite ve kimlik’’ konularında estirilen fırtınaları daha iyi anlayınca şaşkınlığım azalacaktı.

Üniversite fikrinini Kıbrıslı Rumları anavatan Yunanistandan koparmak için hazırlamış bir tuzak olarak görüyorlardı.Helen kimliğine bir saldırı olarak görüyorlardı.Eğer Kıbrısta bir Üniversite kurulacaksa ,bu ancak Enosis gerçekleştikten sonra olabilirdi.

Kıbrıs Cumhuriyeti kurulduktan sonra da Üniveriste kurulmasına karşı çıkıyorlardu.Örneğin ABD başkanı John Kenedy Kıbrısta ortak bir Üniversite kurulmasının yararlı olacağını söylemiş ve maddi destek önermişti.Fakat Kıbrıs Rum liderliği bu öneriyi kesin bir biçimde karşı çıkmıştı.

Kıbrıs Cumhuriyetinin varlığını sürdürmesini istemeyen ve Enosis için fırsat kollayan Kıbrıs Rum liderliği ortak Üniversite fikrini 1960 düzenini sağlamlaştıran bir olgu olarak görüyor ve bu yüzden Üniversite kurulmasına itiraz ediyordu.

Onların gönlünde pür bir helen üniversitesi yatıyordu.

Buraya kadar yazıklarım Niyazi Kızılyüreğin 1.baskısı 2020 de yapılan Ulus Kaçağı adlı kitabından bir alıntı.

3 Şubat 2022 tarihli gazetelerde ‘’Kıbrıs Üniversitesi, Niyazi Kızılyüreği emekli ediyor’’ başlığı ile çıkan haberi görünce ve Kızılyüreğin açıklamalarını okuyunca bundan 3 ay önce okuduğum bu kitaptan not aldığım bu satırlar aklıma geldi.

Anlaşılan Niyazi Kızılyürek uzunca bir süre Üniversiteden atılmamak için direnmeye devam etmiş lakin makus talihine karşı koyamamış .

Tüm bu yazılanları okuyunca aklıma ister istemez şu soru takılıyor. Kıbrısta ortak Üniversiteye bile tahammülü olmayanlarla ortak devlet nasıl kurulur.Bunun için illede federasyon diyenler bu cesareti nereden buluyor açıkçası anlamış değilim.Bunun izahını bu konuda öncülük yapan siyasi liderlerin görevi olduğunu düşünüyorum.

Son söz olarak ;3 Şubat 2022 de Kıbrıs Üniversitesi ile ilişkisi kesilen Niyazi Kızılyüreğin bu haber sonrası yapmış olduğu açıklaması ile biritelim;

‘’Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının Kıbrıslı Türkleri devletin kurumlarına geri dönmeye çağırdığı bir dönemde, Devlet Üniversitesi kadrosunda bulunan tek Kıbrıslı Türk Profesörün kovulmasını ‘tam bir ironi’ olarak nitelendiriyorum’’