Geçenlerde CTP milletvekili Doğuş Derya biraz da Erhürman’ı işaret ederek eleştiride bulunmuştu…

Barış dili kullanalım diyerek!

Çok eleştiri aldı ama haklı yönü de yok değildi…

Tatar ülkede 5 yıl Cumhurbaşkanlığı yaptı, KKTC üzerine tezleri savundu sonuçta son 50 yılda hiçbir şey değişmedi!

Erhürman ise federasyon tezini savunduğu için hem de farklı seçildi…

Demek ki ülke insanı artık Avrupalı ve dünyalı olmak istiyordu!

Erhürman’ı Külliye’ye oturttu…

Erhürman’ın seçilmesi insanlardaki çözüm istemlerini filizlendirdi…

Sonuçta Kıbrıs Türkünü artık bambaşka bir gelecek bekliyordu!

Tufan hoca da bunun gerçekleşmesi için en iyi isimlerin başında geliyordu…

Ama işinin gerçekten de çok zor olacağı en başından belli olmuştu!

Şimdi ise çok daha zor günler kendisini bekliyor…

Çünkü ortada seçim döneminde verilen sözler var!

Bunların gerçekleşmesi her geçen gün daha zor hale geliyor…

Federasyon tezi de kendiliğinden eriyip yok olmaya yüz tutuyor!

Öncelikle şunu kabul etmek gerek…

Gelmiş geçmiş tüm Rum yönetimleri Kıbrıs Türkünü muhatap olarak kabul etmedi…

Sözde görüşmelerin hepsi de göstermelikten öteye gitmedi!

Güney Kıbrıs için tek muhatap vardı o da Ankara olarak belirlenmişti…

Bundan sonra da bunun değişeceğini kimse beklemesin!

Bizi asla muhatap olarak görmeyecekler…

Tufan hocayı da suçlamaktan başka bir şey yapmayacaklar!

Bu da çözüm umutlarının gün geçtikçe zayıflamasına neden olacak…

Tabi ki kendilerine göre haklı yönleri de yok değil…

Rum yönetimi niye bizi değil de Ankara’yı muhatap olarak kabul ediyor?

Güney Kıbrıs, KKTC’yi tanımıyor ve “Kıbrıs Cumhuriyeti adanın tek meşru devleti” tezini savunuyor.

KKTC’yi muhatap almak, dolaylı olarak tanımaya yaklaşmak anlamına geleceği için bundan bilinçli olarak kaçınıyor.

Buna karşılık Türkiye’yi “işgalci güç” olarak tanımlıyor ve sorumluluğu Ankara’ya yüklüyor.

Bu yüzden söylem şu:

“Sorun Kıbrıslı Türklerle değil, Türkiye ile.”

Güney Kıbrıs, AB üyesi olduğu için:

Konuyu AB–Türkiye ilişkileri çerçevesine taşıyor

Yaptırım, veto ve siyasi baskı araçlarını kullanabiliyor

Ankara’yı muhatap almak, meseleyi iki toplumlu bir sorun olmaktan çıkarıp,
“AB üyesi devlet – aday ülke” krizine dönüştürüyor.

Bu Güney Kıbrıs için çok daha avantajlı bir zemin.

KKTC’nin doğrudan muhatap alınması:

Eşitlik algısı yaratır

İki devletli çözüm tezini güçlendirir

Güney Kıbrıs bunu stratejik tehdit olarak görüyor.

O yüzden:

Türk tarafını Ankara’ya indirger

Kıbrıslı Türklerin ayrı bir siyasi özne olduğunu reddeder

Güney Kıbrıs, KKTC’yi tanımamak için Ankara’yı hedef alıyor

Bu tutum çözüm üretmiyor, ayrılığı derinleştiriyor

Müzakereler ilerlemiyor, sadece kriz yönetiliyor

Zaman, şu an iki ayrı yapıyı güçlendiriyor

Sonuçta artık belli olmuştur ki Kıbrıs Türkü için ufukta ne çözüm ne de tanınma gibi bir olumlu gelişme olmayacaktır…

Bunu beklemek hayalden öte bir şey değildir!

Hem Ankara’ya, hem Erhürman ve hem de hükümete kendi ayakları üzerinde durabilen KKTC için ortak yol haritası belirlemekten başka bir seçenek kalmamıştır…

MESAJ KUTUSU

Sayın Tufan ERHÜRMAN, Rum lider sizden daha ziyade Ankara’yı muhatap almaya başladığına göre durumlar çok da iç açıcı değil demektir. Bu arada seçimlerde size destek verenler çift uyruklu çocuklara vatandaşlık hakkı verilmesi için daha fazla ağırlık koymanızı isteyen mesajlar göndermeye başladı haberiniz olsun istedik…

Sayın Murat ŞENKUL, geçen hafta yaşanan sel felaketinde en fazla etkilenen bölge olan Bellapais’te hangi makamın belediye müdahalesini engellediğini açıklarsanız ak koyun kara koyun da ortaya çıkmış olacak. Umarız tecrübesiz makamlar aynı hataları yine tekrarlamazlar…

Sayın Özdemir BEROVA, bütçe görüşmelerindeki gerginliğiniz dikkatlerden kaçmıyor olsa gerek ki yine kendi partililerinizden bazı tepki mesajları gelmeye devam ediyor. Yani size yakın olanlar bile bu kadar üzerinizde baskı kurmaya çalışıyorsa, muhaliflerin tepkileri solda sıfır kalır değil mi?

Sayın Metin ATAN, yapılacak ilk genel seçimde milletvekili adaylığı için bir siyasi parti ile ek sıkıştığınız hatta seçim ekibinizi bile oluşturmaya başladığınız siyasi kulislerin en fazla konuşulanları arasına girdi bile. Bakalım sendikacılık mı zor yoksa vekillik mi artık günü gelince hep birlikte öğreneceğiz değil mi? Hayırlara vesile olsun…

Sayın Ali PİLLİ, Güzelyurt ve civarında seçimlerde aday olup olmayacağınız yine tartışma konusu olmaya başladı. Eğer aday olmazsanız aileden genç bir arkadaş hazırlık yapıyor, bu sıralar bir aile toplantısı yapmanızda yarar görüyoruz, artık gençlerin önünü de açmak gerekir değil mi?

Sayın Kudret ÖZERSAY, geçtiğimiz hafta sonuçlanan bir ankete göre iki büyük parti ve YDP’den sonra barajı geçen bir diğer parti olarak görüldüğünüz söyleniyor. Ancak barajın çok az üstündesiniz her türlü sürprize karşı hazırlıklı olmakta yarar görüyoruz, söylemedi demeyin olur mu?

Sayın Özer KANLI, UBP’yi ve tarihini en iyi tanıyan isimlerden birisi olarak uzun bir sessizlik döneminden sonra nokta atışı yorumlara başlamanız dikkatlerden kaçmasa gerek ki özellikle parti içi muhalefet tarafından büyük destek almaya başladı. Umarız parti yetkili kurulları da kendilerine düşen payı alırlar…

Sayın Şifa ÇİKA, yeni mekanınıza uğrayanlar memnuniyetlerini ileten mesajlar göndermeye başladılar, hayırlı ve uğurlu olsun, bol kazançlar dileriz. Bu arada artık siz de patronlar kulübüne dahil oldunuz umarız yürüyüşünüz değişmez…