İkinci dünya savaşı bitti, Nazi Almanyası yerle bir oldu, Rus kuşatmasına dayanamayan Berlin düştü, ABD kırılan savunmadan neredeyse yürüyerek geçti, Berlin’e giren Rus güçleri, intikam alır gibi katliam yapıyordu. 2 mayıs 1945 günü Reichstag’a dikilen Sovyet bayrağı, hem en meşhur fotoğrafı yaratı hem de Rusun gövde gösterisini tamamladı.
* * *
Tabi ki ABD Avrupa da kurulacak yeni dinamiklerde, önemli bir yer istiyordu, Rusyanın diktiği zafer bayrağının gölgesinde kalan ABD, bu durumun tamamen değişmesini ve o gölgeden çıkması gerektiği konusunda, aceleci davranmalıydı.
* * *
Ve tarihi yıkıma sebep olan, o korkunç günü yaratan, zaten savaşı kaybetmiş Japonyayı yerle bir eden cehennemin gazabını, 6 ağustos 1945 sabahı Hiroşimanın güneşini söndüren atom bombasını attı. Ve stratejik güç gösterisinde, öncelikle Rusyaya daha sonra tüm avrupaya göstermek için, ikinci kara sabahı yaratan, birinciden sadece 3 gün sonra 9 ağustos 1945 saat 11.02’e Nagasaki’e ‘’Fat man’’ ismini verip birde kişilik verdikler, atom bombası ile ikinci saldırıyı gerçekleştirdi.
* * *
Bu büyük yıkıma ve insanların gölgelerini bile yakan bu korkunç saldırılar ardından, avrupada ki dinamikler tamamen değişmiş, ABD Sovyet bayrağının gölgesinden sıyrılmış, o da yetmezmiş gibi ABD kendi bayrağını tüm dünyanın üstüne dikerek, tüm ülkeleri gölgesi altına almıştır.
* * *
Bu yıkıcı gücün sahibi o yıllarda, bir ülkeyi acık hava fırınına çeviren bombalar kullanarak, tüm yaşamı buhar etmiş ve bu stratejik yıkımla, oyunun galibi olmuştu. Neredeyse Nazi Almanyasının savaş suçu olarak işlenen insan katliyamının, en büyük çapta olanını gerçekleştirmişti ABD. Artık günümüzde bu iş çok daha çedrefilli görünen, kökleri tamamen emek sömrüsüne dayalı kapitalizim yapmaktadır. Kendi sistemini kurmuş ve nerdeyse tüm dünyayı, tüketim toplumuna çevirerek, saltanatını sermayedarlarla sürdüren bir yeni nesil yıkım silahı yaratmıştır.
* * *
Bu sistem o kadar güçlüdür ki, tek bir asker kullanmadan ülkeleri kurup, yıkabilmektedir. Çünkü öğretilmiş kölelikle, zincirsiz zincirlenen halkları, yine öğretilmiş cehaletle yöneterek bozup kurmaktadır.
* * *
İşte biz bu küçümen adanın kuzeyinde, tamda bu kapitalist sistemin arka kapısı haline getirilen bir düzenle yönetilmekteyiz. Tamamen tüketim toplumuna dönüştürülmüş halde boş duvarlara bakan, uyuşmuş beyinlerle iç içe yaşamaktayız. Pek tabi ki kendimize ait bir irade söz konusu bile olamaz ve bunun en büyük isbatı niteliğinde ki son yaşananlar, büyük stratejinin kurucuları emir erlerini yaratmak için, bizi hiçe sayan hamleler yapmasıdır.
* * *
Halklar olarak bu gitmeyişe bir çözüm bulmalıyız ve bu çözüm emek çatısı altında birleşip, sermayedarların hükümdarlığını yıkmakla başlar, ya zincirsiz kölesin, ya bu kepazeliğe emeğinin onuru ile direnen bir emekçi.

Sen hangisisin
* * *

Behiç Anibal…