Bu yazıyı yazmak için açıkçası partilerin adaylarının netleşmesini bekledim.

Gördüğüm kadarı ile birikim ve liyakat olarak UBP ve CTP adayları görece olarak diğer partilerin önüne geçmiş durumda.

Hem aday belirleme sürecinde gözlemlediklerim hemde aday adaylarının seçim heyecanından da bunu anlayabilirsiniz.

Dolayısı ilede başa yarışacak 2 parti olmasıda normal.

Diyeceğim o ki partilerin en başta gelen birincil görevi halkın önüne seçmesi için koyacağı adayların bu işi yapabilecek evsafta adaylar olmasına özen göstermesi. Bunun için çalışması çabalaması.

UBP ve CTP ‘de diğer partilere oranla bundada bir adım önde.

Bu halk seçmeyi bilir yeterki önüne seçeceği doğru dürüst aday çıkarılsın.

Geçtiğimiz günlerde bir anket yayınlandı.Anketde UBP birinci sırada

Diğer partiler ise sonuçlara doğal olarak tepkili.

Hala bazıları benim oy oranım bu değil .Anket düzmece derdinde.

Doğrudur diyecek halleri yok.Bunun içinde feveranlarına katılıyorum.Ama keşke çok fazla bir şey söylemeseler.Çünkü en çok 1 ay sonra ak koyun kara koyun ortaya çıkacak zaten.

Üzülerek söylemem gerekiyor ki ne yazık sokak anket sonucu ile paralel görüntüde.

Belli ki bu arkadaşların siyaset arenasında gösterdikleri performans yeterli olmamış.Şapkalarnı önlerine koyup hataları ile yüzleşip proje geliştirememişler.

Özelliklede CTP .Çünkü UBP den sonra en büyük 2. parti konumunda .Dolayısı ilede halkın 2. büyük umudu. Ondan dolayıda eleştiriyi en çok hakedenlerden biri.

Birçok kez büyük umutlarla iktidara geldiler.

Açıkçası KKTC 'deki oy potansiyellerine bakıldığında iktidara gelirlerken bir tek CTP li kesimden oy almadıklarını söylersem yanılmam herhalde.

Peki ideolojilerine ve seçim bildirgelerinde yazdıklarına uydular mı?

Hayır.

KTHY hisselerini satıp bizi hava yolsuz bırakan onlar.

Bugün AKSA ile ilgli yaşananların müsebbibleride onlar.

CTP ‘li Ahmet Uzunun Maliye Bakan olduğu dönemde AKSA ile yapmış olduğu sözleşmeler evlere şenlik.

Hemde insanın altında başka birşey aramasına neden olacak kadar acemice.

İTEM yasası birleşik faizde hepsi onların imzaları var.

İşçinin emekçinin savunuculuğunu yaparken LAÜ’ de Emekçi akademisyenleri kapının önüne koyup çadırlara mahkum eden.Doçentleri ,

Profesörleri kendi mezunu genç öğretmenleri kapının önüne koyanda onlar.

Devletin çekinin bozulmadığı .Marketleri pazarları kapatma kararı aldıkları .Dünya barış günü kutlama etkinliğini gününde bölünüp 2 ayrı grup halinde kutladıklarıda onların iktidar dönemlerine ait aklımda kalanlar.

Başarılı olsalardı belkide bugün şikayet ettikleri UBP’ nin fersah fersah önünde 1. Parti olark yer alacakları Annn planı ile yükselen toplumsal

umutun sonradan umutsuzluğa dönmeside onların eseri.

Kıbrıs sorununu ben çözerim diyerek yoldaş dedikleri ile bu sorunu çözemeyen yine onlar.

Ne yapayım kendimi saray önünde asayım mı sözü yoldaş Cumhurbaşkanı Talata ait.

Açıkçası 80 binlerin meydanlarda olduğu dönemde meydanlarda bir tek CTP’ liler yoktu.UBP’ liside DP’ liside oradaydı.

Bunun için sevgili CTP’ li dostlarıma önerim bağırıp çağırmak ve sosyal medyadan haklarında eleştiri getirenlere saldırmak yerine şapkalarını önlerine koyup özeleştiri yapmaları.Hataları ile yüzleşmeleri.

Biz iktidara geldiğimizde neden Hasta hakları yasasını, Kamu reformunu hayata geçiremedik. Meclis iç tüzüğünü neden

değiştiremedik.Neden taşocakları hala faaliyette CMC sorunu çöp sorunu neden hala bu ülkenin başına dert diye kendi kendilerine

sormaları.

Neden hala bütçenin %80’i memur maaşlarına gidiyor .Bu halkın milli gelir seviyesini neden yükseltemedik diye sorgulamaları.

Ve buna ama diye başlayan cevaplar vermemeleri.

Yoksa onlar UBP kötü yönetiyor demeye devam ederken 40 yıl daha geçse bu ülkede UBP hep birinci parti olmaya devam edecek.

Muhaleffetten umut ettiğini bulamayan tekrar UBP’ ye koşarak gelecek.

Yazımın başlığındaki 30-15-5 ne diye soranlar olduğuna eminim.

Bir tahmin.Seçim sonucu tahmini.

Bir ama kim , ne, neden şimdilik bende kalsın.Nedenleri ile onuda 23 Ocaktan sonra konuşalım. Olur ya seçime müdahale etmiş oluruz.

Son olarak yaşadığımız sürecede uygun şu sözlerle bitirelim

Yaşamda gideceğimiz yönü belirleyen büyük seçimler olabilir. Fakat bizi oraya götürenler ise yaptığımız küçük küçük seçimlerdir.