Biraz salgından birazda siyasetten uzaklaşalımda memlekette başka neler oluyor ona bakalım derken geçenlerde çok ilginç bir olaya rastladım.

Konu Ombudsman raporlarınada yansımış.

Çevreye her daim sahip çıkıp korumamız gerektiğini her fırsatta hatırlatıyoruz ya.Suyun ,toprağın ,havanın kirletilmemesi gerektiğini ve son

zamanlarda etkilerini daha çok görmeye başladığımız küresel iklim değişikliği ile mücadele etmek için neler yapmamız gerektiğinide anlatır

dururuz.

Ağaçların ise bu mücadelenin önemli bir parçası olduğunu ve her fırsatta daha çok ağaç ekmemiz gerektiğinide ısrarla vurgularız.

İşte bunu önemseyen İskelede bir vatandaşımız evinin yanındaki hali araziye 100 adet ağaç eker.

60 adet 5 metre boyunda her mevsim yeşil kalan ağaç.

40 adet zeytin ağacı, muhtelif meyve ağaçları ve yol boyunca parklara süs olarak ekilen bitkilerden.

Ardından da 2 Ekim 2015 tarihinde yazılı bir başvuru yaparak İçişleri Bakanlığına ve Kaymakamlığa bu arazinin kendisine kiralanması için başvurur.Başvurusuna cevap gelmeyince yine dener.Birkaç kez müracaatını yineler.

Fakat en sonunda Kaymakamın bu alanın kamu yararı için yeşil alan olarak ayrıldığını kendisine söylemesi üzerine bu isteğinden vazgeçer.

Sonra ne mi olur?

Bu alan 10 yıllığına Kaymakamlıktan bir personele kiralanır.

Kaymakam personeline konut yapılması amacı ile yıllığı 200 Türk Lirası’dan 10 yıllığına bu alanın toplam 2000 Türk Lirasına kiralanmasına karar verir.

Ülkemizde hali araziler ile ilgili bir yasa var.

İsmi ‘’Hali Araziler (İcarlama ve Yönetim) Yasası’’

Zaman zaman vatandaşlar bu hali arazilere talep olmakta kimisi tarım yapmak kimiside inşaat yapmak istemektedir.

Yasa uyarınca icarında kamu yararı olma koşulu ile, hali arazilerin konut, hayvan barınağı, tarımsal amaç, küçük işyeri ve büyük yatırım gerektiren bina ve tesislerin yapımı için gerçek veya tüzel kişilere, icar süre ve koşullarına uygun olarak icarlanmasına karar vermeye yetkili mercide vardır ve bu ilgili Bakanlıktır.

Konut inşaatı yönünden aranan koşullara bakıldığında ise başvuru sahibinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yurttaşı olması, yoksul olması (arsa ve konutu olmayan ve bunları almaya mali gücü yeterli olmayan), KKTC sınırları içinde konutu veya konut yapımına uygun arsa veya arazisi bulunmayan, hali arazinin bulunduğu köy ve kasabada ikamet eden ve evli veya evlenme çağında olan kişiler hak sahibi olması gerekiyor.

Tabii tüm bunlardan sonra evinin yanındaki bu hali araziye dikmiş olduğu ağaçların bakımını da yapmak isteyen vatandaş boş durmaz Ombudsmana başvurur.

Kendisinin yanıltıldığından şikayetçi olur. Ombudsman başvuruyu incelediğinde İskele Belediyesi kaymakamlık personeline verdiği İnşaat Ruhsatında İskele’de kain hali arazi üzerine inşaa edilecek konut evin büyüklüğünün 397 m olduğunu görür.

Konutun büyüklüğü dikkate alındığında 397 m inşaatın standart büyüklük olarak kabul edilen yaşam alanından yaklaşık 3 kat daha büyük olduğu görülmektedir diyede ilk notunu düşer.

Sonra İnşaat Birim maliyetleri m üzerinden hesaplanmaktadır diyerek 397 mbüyüklüğünde bir konut inşa ettirebilecek ekonomik güce sahip bir kişinin yoksul olarak veya arsa ve konut almaya mali gücü yeterli olmayan bir kişi olarak değerlendirilmesi mümkün değildir ve/veya bu şekilde değerlendirilmesi hatalıdır diyerek 2. notunuda düşer.

Tabii Kaymakamlık personeli bu arada Kaymakamlığa İskelede bulunan 3 farklı muhtarlıktan 3 farklı ikametgahta alarak başvurusuna ekler.

Bunun içinde Ombudsman şu notu düşer.

''Sayın ………… KKTC İçişleri Bakanlığı, İskele Kaymakamlığı’na No 537106 Cevizli Muhtarlığı, No 36894 İskele – Merkez Muhtarlığı ve No 58246 Kalecik Muhtarlığı’ndan temin ettiği 3(üç) farklı İkamet Belgesini ibraz ederek tedavüle sürmüştür.

Bir ilçenin en yüksek amiri olan Kaymakam bu hususu görmeyerek ve göz ardı ederek yapması gereken görevi layıkı ile yapmamıştır.

Ayrıca Sayın……….. İlçe Kaymakamlığını ve/veya KKTC Içişleri Bakanlığı’nı yanıltarak hatalı davranmıştır.

Keza Sayın ………………. kendi görevini suistimal ederek haksız kazanım elde etmiştir.

Bu hususa bağlı olarak Sayın ……………..ın ve Muhtarların yaptıkları bir suç teşkil edebilecek durumdadır.

Yasaya aykırılık söz konusu olduğu hallerde böyle bir iddianın her iki taraf için ele alınıp soruşturulması gerekir. Bu itibarla 43/2009 sayılı Köy ve Mahalle İhtiyar Heyetleri Yasası’nın ilgili hükümlerine aykırı belge veren Muhtarlar veya talep eden aleyhine Polis Genel Müdürlüğü nezdinde soruşturma başlatılması gerekmektedir.''

Tabii Ombudsman raporunun sonunda Kaymakamlık personeline icar edilen arazinin kamu yararı gütmediğinden ilgili icar sözleşmesinin fesh edilmesi gerektiğinide son not olarak düşer.

Sonuç olarak Kamu hakemi olan Ombudsman uyarır.

Kimi?

İçişleri Bakanını, Kaymakamı , Polisi.

Yani Devleti.

Bir adaletsizlik var.Düzelt der.

Suç işleyen var.Ceza ver der.

Soruşturma başlatıldımı başlatılmadımı suç işleyenler ceza aldımı almadımı bilemiyorum ama;

Şunuda ben not olarak düşeyim ki;

Adaletin azaldığı ülkelerde artık büyüyecek olan suçlar ve suçlulardır.

Ve kötülüklerin en büyüğü haksızlıkların ve bu haksızlığa izin verenlerin cezasız kalmasıdır.

Sayın İçişleri bakanı ,Kaymakam ve Polis Müdürü.