Maliye Bakanı Zeren Mungan’ın takdir ettiğim kararlarından biri, Sibel Siber Hükümeti sırasında, vergi borçlarında tecil taksitlerini 24 aydan maksimum 10 aya indirmesi olmuştu.

Resen şekilde vergilendirilen bir esnafın 160 bin TL vergi borcu var diyelim; eskiden bu borç, ayda 6 bin küsur TL’ye taksitlendirilirken artık esnaf, ayda asgari 16 bin TL ödemek zorundadır. Ancak geciken vergi ödemelerinde halen tecil faizi uygulanmaması, ciddi bir sorun olarak yerini koruyor. Bu durum, vergilerini zamanında ödeyenlerle, tecil ettirerek taksitlendiren vergi mükellefleri arasında eşitsizlik ve adaletsizlik yaratmaya devam ediyor. Tam da burada bir parantez açıp, Mungan’ın faizsiz tecil uygulamasını kaldırmak istediği fakat tepkiler nedeniyle kaldıramadığını da not etmek gerekiyor.

Kafamızı Maliye Bakanlığı’ndan kaldırıp piyasaya döndürdüğümüzde ise, mevcut piyasa şartlarının ciddiye alınması gereken bir daralmaya işaret ettiği görülüyor.

Bugüne dek devlet kapitalizmine ve patronaja yaslanan iktidarlar ve maliye bakanları, memur maaş ve ikramiyelerini karşılamak için keyfi resen vergi ve ani haciz kararları aldırarak, bir tür tehditle piyasadaki şirketlerin boğazına yapıştı. Bu yöndeki kararların her zaman için adil olduğu kesinlikle söylenemez. Bazen perde arkasındaki siyasi gerekçelerle bazen de sunulan bilgilerin keyfi olarak yeterli bulunmaması sebebiyle, vergilerini düzenli ödeyen mükelleflere de resen vergi kesilebildiği biliniyor.

Maliye eski Bakanı Tatar, UBP iktidarı sırasında resen vergilere yönelmek durumunda kalmışken Zeren Mungan’dan da benzeri bir icraat beklemek şaşırtıcı olmayacak. Hükümet memur maaşlarını karşılayabilmek için kurunun yanında yaşı da mı yakacak; bugüne dek vergilerini düzenli ödemiş mükellefleri bir anda, keyfi kesilen resen vergilere mi boğacak henüz bilmiyoruz. Ancak hesaplarını düzgün tutan ve muhasiplerinin onayladığı hesapları zamanında teslim eden, her ay Maliye’ye düzenli ödeme yapan mükelleflere yapılması muhtemel, her tür keyfi uygulama karşısında şimdiden dikkat kesilmek gerekiyor.

Sorumluluklarını düzenli yerine getiren özel şirketlere devlet kapitalizminin ve patronajın hayrına usulsüzce dokunulması, somut hiçbir delil olmadan resen vergiler getirilmesi karşısında, özel sektör temsilcilerinin örgütleriyle harekete geçmesi artık kaçınılmazdır.

Maaşların karşılanması için, faturayı bir yolunu bulup, ticari kuralların ve vergi mevzuatının gereklerine azami derecede özen gösteren şirketlere kesme alışkanlığı son bulmalıdır.

Devlet kapitalizminin ve patronaj sisteminin yarattığı bir dizi ağır sorunun çözümü, özel sektörün dürüst şirketlerine yağdırılacak haksız ve keyfi vergilerden değil, vergi ödeme alışkanlığı olmayan şirketleri hizaya getirmekten, batık bankalardan tahsilat yapmanın yollarını bulmaktan ve kamu harcamalarını düşürmekten geçmelidir.