Garip bir atama oldu doğrusu…

Perde gerisinde yatanları da sadece hekimler biliyor!

Kamuoyu ucundun duydu…

Dr. Serhat Tulay’ın görevden alınması G.Mağusa Hastanesine bomba gibi düştü…

Çeşitli suçlamalar yapıldı kendisi hakkında!

Domuz gribi açıklaması yapmış…

Kendi kafasınca!

Yapmalı mı?

Bize göre de yapmamalıydı…

Sonuçta ölümle sonuçlanabilen bir hastalık ve bu tür önemli açıklamalar da bakanlık tarafından yapılmalıdır!

Hoş Sağlık Bakanı Besim bu konulara hiç girmedi ama girseydi de kendine hak verirdik…

Peki bu atamada Besim suçlu mu?

Biraz eşeleyince suçlu olmadığını anladık…

Dr. Nil Ergün zaten Başhekimler Başhekimiymiş!

Liyakata bakıldığında Başhekimlik de hakkıdır…

Ama başka bilinmeyenler de var bu Başhekimlik krizinde…

Hekimleri de Sağlık Bakanını da fazlasıyla kızdıran!

Ortada bir intikam söylentileri var…

Hekimler arasında çoktandır bir çekişme var ya!

Sanırız Nil hanım da biraz duygusal davranıp G.Mağusa’daki bazı hekim camiasını arayarak göndererek ‘geliyorum’ demiş…

Ama öyle sakin bir geliş değil söylediği!

Tehtidvari olmuş biraz…

Camiadan bazılarının söylediklerine göre kelle almaya geleceğini ima etmiş!

İntikam duygularıyla yani…

Hekim, hekimden intikam alacak öyle mi?

İnanasımız gelmedi…

Muhakkak ki en kısa zamanda hastaneye gidip kendisi ile de yüz yüze göreceğiz…

Önce hayırlı olsun deyip sonra soracağız!

Tüm bunları söylerken gerçek duyguları bu muydu?

Yoksa duygusallığına mı yenildi de hoş gelmeyen sözler sarf etti meslektaşlarına…

Siyasette intikamı onaylamasak da anlarız!

Çünkü bizde siyaset halk için yapılmaz ya koltuk korumak ya da kapmak için yapılır…

İş dünyasında da anlarız!

Çünkü aralarında acımasız bir rekabet vardır…

Ne kadar çok para kazanma hırsıdır bu!

Medya ve sivil toplum örgütleri de ona keza…

Hep bir adım önde olma yarışının sonuçları bunlar!

Ama sağlıkta anlayamayız işte…

Sanırız en doğrusu Nil hanımın hiç gecikmeden kamuoyuna bir açıklamaya yapması olacaktır!

İntikam duyguları ile mi geliyor o göreve?

Yoksa gerçek duyguları değil de sadece duygusallığına mı yenik düştü bir an için…

Çok da iyi bir nöroloji uzmanı olduğunu duyduk!

Şimdi hem o konuda hizmet verecek hem de 130 yataklı, sadece G.Mağusa’ya değil Mesarya’ya, Dipkarpaz’a kadar olan bölgelinin şifa aradığı önemli bir hastanenin başına geçmiştir…

Artık sadece hekim değil ayı zamanda da yöneticidir!

Yönetici eğer intikam duyguları ile yanıp tutuşursa onun ekibinden ne o hastaneye ne de ülkenin sağlık sistemine kuruş faydası olmaz…

Eğer bize söylenenler doğruysa, hekim arkadaşlarına da minik de olsa bir özür borcu vardır!

Görevini sağlık ve selametle yapması için…

Sadece Merak İşte?

Hakaret görmeyen var mı?

KTÖS sosyal medyada bazı müdür ve öğretmenlere hakaret edenler için girişimde bulunulmasını istemiş…

Doğru yapmış, meslektaşlarını korumak görevleridir!

Ama işte gelin görün ki sosyal medya artık resmen bir canavar haline geldi…

Bilişim yasası geçmedikçe de hakaretin, sövmenin en kötülerini yaşayacağız çünkü hakaret edilmeyen kimse kalmadı artık!

Adaletin bu mu dünya?

Büyük merakla beklenen hayat pahalılığın yansıdığı maaşlar alındı her ne kadar alacağını gördü sevinen sevindi üzülen de üzüldü…

Ama en çok da üzülenlere üzüldük biz!

Aynı odada oturan çalışanlardan birisi bin 500 TL maaş artışı alırken diğeri 700 TL alınca haliyle insanların gücüne gitti…

Aynı markete gidiyorlar, aynı fiyata ürün alıyorlar, aynı kebapçıda yiyorlar!

Harcama aynı ama artışlarda derin uçurumlar var…

Adalet bunun neresinde?

Akıncı cebinden mi ödedi?

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 75 Bin Euro bağışta bulunmuş…

Öyle bir kamuoyuna aksettirildi ki sanki de kendi cebinden ödemiş gibi bir hava oluştu ortada!

Tabi ki örtülü ödenekten ödendi bu para…

Senin, benim, onun cebinden yani!

Ha keşke paranın kaynağı da açıklansaydı…

Başkanın kurmayları acaba onun gözüne mi girmeye çalıştılar dersiniz?

Ele kalan yurtlar ne oluyor?

İnsanımız biraz aç gözlü olunca…

Dolayısıyla bunun da bir bedeli oluyor!

Son birkaç senedir öğrenci sayısında artış olunca herkes yurt yapmaya başladı…

Ama işte son yıl beklenen olmadı!

Binlerde yurt odası boş kaldı…

Peki bunlar ne oluyor?

Kimi işçi yatı evine dönüştürmeye çalışıyor kimi de bazı değişiklikler yapıp rezidans yapıyor…

Hayırlı işler o zaman!

MESAJ KUTUSU

Sayın Nil ERGÜN, G.Mağusa Başhekimlik göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Ama sanırız biraz da duygularınıza yenik düşüp söylememeniz gerekenleri meslektaşlarınıza söyleyince orada istenmeyen kişi ilan edildiniz. Umarız fazla gecikmeden bunu telafi edersiniz!

Sayın Akile BÜKE, birilerinin adaya giriş çıkış muhaceret kayıtlarını inceleme altına aldığını biliyor muydunuz? Ayın yarısından daha fazlasını yurt dışında geçirdiğiniz yönünde iddialar var çok yakında da patlar haberiniz olsun istedik!

Sayın Sibel SİBER, Cumhuriyet Meclisi’nin, Cumhurbaşkanlığının üstünde bir kurum olduğunu söylemeniz bazılarında seçiler için bir mesaj olarak algılandı! Demek ki artık yavaş yavaş karar alma noktasına geldiniz desenize, hayırlara vesile olsun…

Sayın İbrahim BENTER, bir yardım kurumu olan Vakıflar İdaresi’nin yaptığı yardımları günlerce gazetelerde çarşaf çarşaf açıklamanız pek de etik kaçmıyor doğrusu! Yani yapılan yardımların reklamını da ilk kez sizde görüyoruz…

Sayın Cüneyt ORUÇ, bizim ülkede ne yazık ki devlet kurumlarının reklam politikaları her hükümet değiştiğinde yenilenir ve akabinde medya ayrımcılığı yapılır. Böyle gelmiş sanırız böyle de gidecek bir konu anlayacağınız…

Sayın Doğuş DERYA, kadınların boşandıktan sonra kızlık soyadlarına dönebilmesi için hazırlana yeni tasarı bir çok kadın tarafından memnuniyetle karşılandı. Bunlar da tabi ki günü geldiğinde özellikle size oy olarak geri dönecektir değil mi?

Sayın Çiğdem DÜRÜST, evlilik sonrasında kadınların soyadlarının değişiminin yasaklanması konusunu kalem alırken siz buna inandınız mı? Yani bizi erkekler biraz da Osmanlı kafasındadır bu gerçekleşirse evlilikler tamamen ortadan kalkar…

Sayın Turgay-Bülent HİLMİ, pek muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin. Ne mutlu ki sizler gibi evlatlar kazandırmış bu ülkeye…

Sayın Bertan ZAROĞLU, sizin haber ve açıklamalara makaslayan medya ve mensuplarına eleştiri getirmekte haklısınız ama artık siyasette sistem böyle değişti. Onun için bir an önce partili medya oluşturmak için kolları sıvayın deriz…

Sayın Suat GÜNSEL, eğitim ordunuz üzerinde geçtiğimiz yıllarda kurduğunuz otorite epey işe yaramı olmalı ki yayınlarda ciddi bir artış gözlenmiş. Demek ki akademisyenleri pek boş bırakmaya gelmiyor değil mi?

Sayın Adil ÖZYILKAN, Bülent Dizdarlı’nın dün itibarıyla emikliye ayrılmasından sonra şimdi dev hastanenin büyük sorumluluğu sizin üzerinize kalmış görünüyor.Dizdarlı gibi hem tatlı hem sert olmayı başarabilirseniz, işiniz hayli kolay olacaktır, kolaylıklar dileriz…

Sayın Salih COŞAR, yıllardan beridir doktora yapmak için yanıp tutuştuğunuzu öğrendik. Ha keşke geçmişte bir adım atsaydınız şimdi çoktan bitirmiş belki de Prof bile olmuştunuz. Siz daha çok genci cebinizden çıkarırsınız çok da gecikmiş değilsiniz!

Sayın Barış SEL, gençleri zehirlemek isteyen uyuşturucu çetelerini bir darbe daha vurarak yüzlerce uyuşturucuyu ele geçirerek büyük bir amme hizmetini daha yerine getirmiş oldunuz. Ekibinizle birlikle başarılı çalışmalarınızın devamını bekleriz…

Sayın Özer KANLI, MYK üyeliğiniz zaten birileri tarafından sindirememişti şimdi bir de toplantıda açış konuşması yapmaya başlayınca çok daha iflit olmaya başladılar. Karşınızda minik bir muhalefet oluştu haberiniz olsun istedik…

Sayın Bülent DİZDARLI, emekliliğin ilk saatleri epey yorucu geçmiş diye duyduk zira akşam bütün dostlar eve baskın yaparak tebrik etmeye gelmişler. Bu arada eşiniz de emeklilik sonrası bir dünya gezisi bekliyor olabilir paraları hazırlayın bakalım…Bakalım tek taşa razı edebilecek misiniz?