Lefkoşa Türk Belediyesi Meclisi’nin 4 UBP’li üyesinin dünkü meclis toplantısının ardından istifa ettiği belirtiliyor. UBP’nin LTB Meclisi’ndeki 12 üyesinden 4’ünün, Özel Kadıoğlu, Ahmet Akbil , Arif Aktaş ve Tülay Umut’un bu sefer geri dönüşsüz şekilde, resmen istifa ettiği doğrulanırken toplantılara katılmayan muhalefet partileri üyelerinin de üyeliklerinin yasal olarak sonlandırılmasına hazırlanıldığı kaydediliyor.

İstifa eden 4 üyenin istifa gerekçeleri birbirinden farklı; kimi sağlık problemlerini öne sürerek kimi de başkan olacak olsa bile sorunu çözemeyeceğine inandığı için istifa etmiş olabilir. Yoluna hazirandaki seçime kadar başkansız devam etmesi zor görünen LTB’de makul başkan adayının, siyasi düşünmeden hareket edebilecek, aşırı istihdamları iptal edebilecek, dolayısıyla meseleye teknik olarak bakabilecek, siyasetten arınmış biri olması gerekir.

Hazirana dek belediyenin başına böyle biri bulunabilir mi sorusu kadar haziran ayındaki ara seçimde ortaya çıkacak adayların hangisinin bu vasıflara sahip olabileceği de çok tartışılır.

UBP’li eski başkanın icraatlarına yönelik iddialar, Meclis’in CTP’li bazı üyelerinin kendi akrabalarını LTB’ye aldırdığı, hatta CTP Başkanı Özkan Yorgancıoğlu’nun henüz başkan olmadan kendisine yakın 12 ismin LTB’ye alınmasını sağladığı iddiaları ile yan yana toplandığında UBP ve CTP’nin LTB konusunda söyleyeceklerinin hayli sınırlı olduğu açık. Ama malum bizde işler böyle yürümüyor. Partiler el altından sürekli yandaş istihdamı yaparken seçim dönemlerinde kendilerini her nasılsa pirüpak gösterebiliyorlar. İstihdamlarda kriter arayanlar kendi iktidarları döneminde yoldaşlık dışında hangi ölçütlere dayanarak istihdam yaptıklarını hatırlayacak olurlarsa, LTB’deki sorunun Cemal Bulutoğluları döneminde başlamadığını belki teslim ederler.

Mevcut siyasi anlayışın yıkılması LTB’de yaşanan çöküşle hızlanırken LTB için yapılacak ara seçimde bağımsız bir adaya yönelerek eski sistem yerle bir edilebilirdi. Partisiz yurttaşların ezilebildiği, yandaş olmayan ve sözünü her şartta söyleyebilen gazetecilerin mesleklerini yapamadığı bir ülkede yaşamaktan utanç duymak değil, bu anlayışla her yerde sonuna dek mücadele etme yeteneğini geliştirmek gerekir. Başkalarının yaptıklarından utanç duya duya, melankoliye bürünerek onları utandırma potansiyelini eritmektense bu ülkeye sahip çıkabilme kuvvetini yitirmemeye bakmalı.

Memlekette herhangi bir siyasal parti ile yakınlık kurmayan kaç vatandaşın, kaç aydının, partisiz kaç gazetecinin kaldığı aşikar. Üstelik yeniyi yaratma sevdasıyla, beraber yola çıkanların da eski hastalıkları nüks ettirdiği bir siyasi arenada, köhne zihniyeti değiştirmek isteyenler yılmadan sesini daha gür çıkarabilmeli ve bağımsız seçmenler olarak seçim sisteminin değişmesini talep edebilmeliler.

Bizler partisiz olmaktan gocunmak yerine bağımsız olabilmekten gurur duymalıyız. Geçmişleri, gelişimleri ve düşünceleri farklı olmakla birlikte, hiçbir siyasal partinin en başta LTB özelinde, pratikte diğerinden farkı olmadığını savunmaktan çekinmemeliyiz. Bazıları parti örgütlerine ve partili arkadaşlarının gücüne ihtiyaç duyabilir, toplumunsa doğru yolda gerekirse tek başına yürümekten korkmayacak bireylere ihtiyacı var.