Böylesi bir başlığın altında, gerçekten bir skandal haberi olmasını nasıl da isterdiniz kim bilir... Bayramın ilk günü ülke yıkılır, bayram ziyaretlerinin konusu belki de bu haber olurdu...

Ada’nın iki yakasında da, politikacıların çevirdikleri dolaplardan daha önemli olmadı hiçbir şey... Okuyucu, hangi politikacı ne yapmış haberlerini kapış kapış satın aldığı için, basın piyasası bu talebe uygun arzı yaratmak adına atılmadık takla bırakmadı. Ülkemiz basınının en büyük haberleri, politikacıların kendi çıkarlarını korumak için yapıp ettiklerinden ve gündem yaratacak sözlerinden üretilegelmiştir. Kim bakan olacak, hangi politikacı daha güçlenecek, hangisi koltuğundan olacak üzerine yapılan spekülasyonlara boşuna dikkat kesilmeyiz. Çocuğumuzu bir devlet dairesinde işe yerleştirebilmek, yıllardır halledemediğimiz bir sorunu yeni iktidarın kilit isimlerinden ricacı olarak çözmek içindir ki, siyasetteki taşların nereye, nasıl oturacağını sürekli takip ederiz... Siyasi dedikodulardan, politikacılara yönelik iddialardan hangi siyasetçinin güçleneceğini, hangisinin işimizi en hızlısından çözebileceğini gösteren bir yol haritamız oldu mu; haritanın üzerindeki hedeflere giden yollara aracıları da yerleştirdik mi gerisi eninde sonunda gelecektir.

Çok okunmak gibi fani dertlere sahip bir gazeteciyseniz, skandallar arasında koşturur durur; siyasilerin ağzından “bomba” cümleler almakla uğraşırsınız. Hepimiz yaptık... II. Cumhurbaşkanı Talat’la yaptığım bir röportajda, Talat’a serzenişte bulunmuş; “Ama bana bomba haber çıkaracağım hiçbir bilgi vermiyorsunuz” deyivermiştim. Talat, “Yok bende bir bomba” diyerek gülümsemişti. O günkü röportajdan çıktığımda ne diye bomba haber yapmakla bu kadar uğraştığımı kendi kendime sormuş; bir gazetecinin egosunun ancak böyle tatmin olabildiğini kendime itiraf etmiştim.

Zamanla siyasetçilerin gündemi belirlediği türden bomba haberlerle ilgilenmemeye başladım. Hatta siyasetçilerle yaptığım röportajlardan da soğudum. Suni siyasal gündemler zaten politikacılar gündeme oturmak istediğinde kolaylıkla yaratabiliyordu. Politikacılar yeter ki konuşmak istesindi; söyleyeceklerini basın üzerinden duyursunlardı da, kiminle konuştuklarının pek önemi yoktu. Televizyon programlarında siyaset dışında bir şeyler denemeye de, böylesi bir sorgulayış döneminden geçerken karar vermiştim. Yapay, gerçekleri sorgulamayan gündemler yaratmak yerine gerçekleri tartışmamız gerektiğine olan inancım gittikçe pekişti. Çünkü sadece hakikatleri gündeme taşıyarak, sanal gündemleri işgal ettikleri yerden kovabilirdik.

Önümüzdeki yılların gündemini siyasetçilerden çok, hayatlarımızı doğrudan ilgilendiren gelişmeler belirleyecek gibi görünüyor. Politikacıların giderek daha da yetersizleştiğini gördükçe yurttaşların inisiyatif aldığı olaylar gündeme oturacak. Soğuk gerçeklerle ve onlara gösterilen sıcak tepkiler ana konularımız olacak. Böylelikle, gerçek ülkelerdeki gibi gerçek sorunları ancak gerçeklerle yüzleşen mücadeleci yurttaşların çözebileceğini kavrayacağız.

Bu ülkeyi politikacıların koltuk kapmaca oyunlarına bırakmayacak kadar çok sevdiğimizi bayram tatilinde bir kez daha anımsatmak istedim sadece.... Hepimize güzel, çoşkulu, geleceğe akılla ve umutla bakmamızı sağlayacak bir bayram dilerim.