Artık mideme kramplar girmeye başladı…

Sadece benin değil!

Çoğunun görüşü böyle…

Önce yenilerden çok umutluydum!

Onlar da hayal kırıklığı yaşattılar bu topluma…

Onun için bundan böyle eski-yeni ayırımı yok!

Çok da fazla hedefi olmayan sadece seçilmek isteyenler var…

Eskiler koltuğu kaptırmama peşinde!

Yeniler ise koltuk kapma…

Al birini vur diğerine misali!

Eskiler gece yatınca yatağa koltuğun gittiğinin kabusunu görüyor…

Kan ter içinde uyanıyor, bir bardak su içip koltuk durduğu için rahat bir nefes alıyor!

Sonra saati biraz daha erkene kurup sabah gün ağarmadan düşüyor yollara…

Yeniler ise yastığa baş koydular mı gözlerini kapatıp kendini vekil değil de bakan yerine koyuyorlar belli ki!

Sabah evin kapısına kara makam aracı gelecek, şoför arka kapıyı açacak onları buyur edecek ve koltuğa kurulacak…

Bakanların makam araçlarının arkasında neler olur biliyor musunuz?

Birkaç şişe su mutlaka vardır…

Not defteri ve kalemler rengarenk!

Ağız kokusunu giderici şeker veya sakız…

Tabi ki en önemlisi günün gazeteleri!

Hayali bile güzel değil mi?

Arka koltuğa kurulmuş gidiyorsunuz, hem mahallede kim var kim yok onları takip ediyorsunuz, gördüklerinize el sallıyorsunuz, hatta aracı durdurup araçtan hiç inmeden pencereyi yarıya kadar indirip onlarla el sıkışıyorsunuz…

Sonra gazete okumaya devam!

Bakanlığın basıncıları hangi haberi gazetelere servis etmişler, haberler ön sayfada mı yoksa arka sayfalarda mı çıkmış, fotoğraflar gerektiği kadar kaliteli ve cezbedici mi?

Makam aracınız bir kahvehanenin önünden geçiyor bakıyorsunuz 5-6 kişi oturmuş sohbet ediyor…

Şoföre hemen talimatı veriyorsunuz ani olarak frene basıp duruyor!

Ağır bir edayla makam aracından inip kalabalığın yanına gidiyorsunuz, çaylar ve kahveler bu sabah sizden…

Eğer kahvehane sahibi tabi ki kıyak geçmezse, sonuçta artık bir bakansınız ve her an her kişinin size bir işi düşebilir!

Kahvecinin kızı saten devlette, oğlunu da istihdam ettirmek isteyebilir…

Ya da bir arazi meselesi!

Devlet bankalarından kredi de olabilir bu…

Sabah kahvesini için bakanlığın yolunu tutuyorsunuz, çalışanlar ayakta karşılıyor sizi!

Sekreter ise kapıda, önce çay ya da kahve siparişinizi veriyor, sonra eğer kahvaltı yapmadıysanız tost ya da sandviç…

En sonunda günün ziyaretçileri listesi, gelen ve gidenler!

Onun içindir vekillik önemli ama bakanlık daha da önemli…

Meclis oturumlarında bile vekiller arka sıralara ama bakanlar en önde!

Siz zaten nisabı sağlayın yeter, bakanlıkta köylerden kentlerden gelen partili ziyaretçiler sizi bekliyor…

Kimi istihdam, kimi arazi kimi de banka kredisi istemeye gelmiş!

Verirsiniz ya da veremezsiniz, onların kapınıza kadar gelmesi bilen büyük olay…

Çünkü eskiden sıradan bir insansınız şimdi makam sahibi!

Bu seçimler artık bir an önce bitsin diyorum çünkü gelen ihbarlardan gına gelmeye başladı bana…

Adaylar gidip ziyaretler gerçekleştiriyor sonra perde gerisinde neler konuşulduğu bize şikayet ediliyor…

Bir çoğu kendini bakan ilan etmiş bile!

Daha vekil bile seçilmemiş ama…

Kimi Maliye Bakanı, kimi Ekonomi Bakanı kimi de Turizm Bakanı ilan etmiş kendini!

Daha seçilmeden müdür müsteşarlarını belirlemişler bile..

Yahu bu kadar mı safsınız siz!

Hele de taze adaylar!

Kendini buğday ambarında görenler…

Arkanızdan gülüyorlar haberiniz olsun!

Meserya nöbetçi eczane istiyor!

“Mesarya bölgesinde 8 tane eczane vardır. Bölgede eczaneler saat 20:00’ye kadar açıktır. Cumartesi Saat 16;00’ ya kadar ve Pazar günü de hepsi kapalıdır.

Resmi tatillerde de (bayramlar vs ) hepsi kapalıdır.

Bölge insanı sürekli bu saatler dışında ilaç almak için Lefkoşa ve Mağusa’ya gitmek zorunda kalıyor.

Bölgemizde nöbetçi eczane yok ve Eczacılar Birliği bunu biliyor ama herhangi bir uygulama başlatmadılar. Bölgece 8 tane eczacı var - nöbetçi eczane olsa Her güne bir eczacı düşer nöbetçi için.

Eğer sadece hafta sonu Pazar günleri nöbetçi olsa her eczacıya 2 ayda nöbet düşer.

Bu konu Bölgenin büyük bir sıkıntısı. Bu konuda imza da topladık yine bir şey olmadı…”

(Bir okur)

Sadece merak işte?

Özgürgün niye susuyor?

Boşanma meselesi artık çok daha değişik bir kulvara taşındı…

Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün banka hesapları var gündemde!

Bunlar gerçek mi yoksa da iddia mı?

UBP’li bazı adaylar bile artık gittikleri yerde Başbakan ayrı parti ayrı demeye başladılar…

Muhalefetin eleştirileri de cabası!

Hüseyin Özgürgün ise avukatı aracılığıyla bir açıklama yaptı hepsi o kadar…

Daha fazla yıpranmak istemiyorsa susmamalı aksine konuşup iddiaların gerçek olup olmadığını açıklamalıdır!

En zoru parti gazeteciliği?

Daha önce bizim de deneyimimiz olmuştu…

Bir parti yayın organın başında iseniz ya da orada çalışıyorsanız seçimler en kötü anlardır burada çalışan medya çalışanları için!

Attığınız manşeti, yazdığınız yorumu kimseye beğendiremezsiniz çoğu kez…

Her yazınızın satır aralarında mutlak birilerini rahatsız edersiniz!

Ve bitse de geçse modundadır parti gazetelerinde çalışan meslektaşlarımız…

Herkes gazeteci olur mu?

Bizde olur kimse de şaşırmaz buna…

Köşe yazarları, televizyon programcıları aslında gazetecilikle yakından uzaktan ilgileri yoktur ama!

Bayılırlar ahkam kesmeye…

Kuruş almazlar bu iş için, çünkü karınları doyurdukları meslek değildir bu!

Kimi isim yapsın kimi siyaset yapsın diye vardır bu sektörde…

Beleşe yazıp çizerler ama asıl bu işi yapanların ekmeğini çaldıklarından haberleri bile yoktur!

Hile yapan uslanır mı?

Daha sağlıklı ürün diye evlerimizden eksik etmediğimiz zeytinyağları…

Biz sağlık için alıyoruz ama birileri daha fazla kazansın diye vatandaşı resmen kazıklıyor!

Dün yine açıklandı hangi ürünlerin hileli oldukları…

Geçenlerde de açıklanmıştı ama bir tanesini bile kapatma cesareti gösteremediler bizimkiler!

Haliyle hile ve hurda ceza gelmeyince bundan daha bir cesaret alıyorlar…

İyi de nereye kadar?

MESAJ KUTUSU

Sayın Ramadan GÜNDOĞDU, dün Sanayi Odası üyelerinden bazı işletme sahipleri aradı yönetim kurulu üyeliğinden niçin istifa etmediğinizi sordu. Milletvekili adaylığına soyunmuş birisi olarak etik kurallara uymanız bekleniyor, her ne kadar yasal olsa da, uyarma ihtiyacı hissettik!

Sayın Ercan İBRAHİMOĞLU, dün genç bir avukatımızla yaptığınız telefon görüşmesinde gereğinden fazla tepki gösterdiğiniz yönünde şikayet aldık! Yani bir avukatın bir müdürü aramasında ne acayiplik var ki? Bu arada telefonu da yüzüne kapamanız hiç de hoş kaçmadı!

Sayın Aslan BIÇAKLI, karma oycuların başında sizin geldiğiniz ve bu konuda yüzlerce seçmeni örgütlediğiniz konuşuluyor! O zaman bir araya gelip listelerimizi bir gözden geçirip amme hizmeti yapalım mı?

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, muhaliflerinizi hadi geçtik diyelim artık kendi partilileriniz de arkanızdan konuşmaya ve eleştirmeye başladılar! Artık suskunluğunuzuz bozup medyanın önüne geçme zamanı gelmedi mi?

Sayın Sunat ATUN, Mağusa’da bir grup UBP’li sadece size oy istediği için parti içinde bazı sıkıntılar yaşanabilir kendilerini uyarmanız isteniyor! Zira bu tür gruplaşmalar ters etki de yapar diye konuşulmaya başlandı haberiniz olsun istedik!

Sayın Murat GEZİCİ, anketleriniz her ne kadar da eleştirilse de şimdi bütün gözler 28 Aralık’ta yayınlayacağınız kamuoyu yoklamalarına çevrildi. Umarız halkın iradesine etki etmemek için hassasiyetinizi göstermeyi ihmal etmezsiniz…

Sayın Tözün TUNALI, sizden beklenenden fazla bir seçim heyecanı ile çalışmalarınız gözlerden kaçmıyor. Ama yine de sanayide komşularınızı ihmal etmeyin deriz zira geleceğiniz onların elinde Artık kuzu mu çevirirsiniz ya da başka bir şey mi o da sizin bileceğiniz bir iş…

Sayın Meral BAŞKAL, size göre bir kişinin berberine 500 TL tips vermesi normal bir davranış mı? Adaylığınız sürecinde çok daha dikkatli ve yerin de kulağı olduğunu düşünmek zorundasınız aman dikkat!

Sayın Mesut GENÇ, İskele’nin en iddialı adayları arasında gösterildiğinizi biliyor muydunuz? Bu avantajı ada genelinde karma oylarla da pekiştirebilirseniz 7 Ocak akşamı sevinenlerden bir tanesi de siz olabilirsiniz, hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Hasan BİRİNCİ, hareketli akşamlara bir de seçim heyecanı eklenince belli ki vücudunuz dayanamayıp yorgun düşmüş olmalı. Büyük geçmiş olsun diyoruz, daha hastanelere düşecek kadar yaşlı değilsiniz!

Sayın Erbil ARKIN, bazı medya mensupları sizi Girne Belediye Başkan adayı olarak ilan edince gazetelere ilan vererek bunun doğru olmadığını açıklamak zorunda kalmışsınız! Belli ki sizde bir potansiyel görmüşler ve bu yönde yayın yapmışlar değil mi?

Sayın Kudret ÖZERSAY, daha seçilmeden kendini vekil ilan eden hatta bakanlıkları bile belirleyen adaylar en fazla sizin partiden çıkıyor her nedense! Kendilerini uyarmanızda yarar görüyoruz çünkü sadece artık size de zarar vermeye başladılar…

Sayın Ahmet SENNAROĞLU, uzun bir uğraş sonucunda nihayet dün bölgeye bir sağlık ocağı yapılması sözünü almışsınız, tebrik ederiz. Umarız bu söz en kısa zamanda gerçeğe dönüşür ve bölgenin en büyük eksikliği de tamamlanmış olur…

Sayın Cemal MERT, hekim camiasının sevilen bir yüzü olarak seçimlerde başarı şansınızın epey yüksek olduğu konuşuluyor. Bu arada karmacıların da listesinin üst sıralarında yer alıyorsunuz hadi bakalım hayırlara vesile olsun artık…

Sayın Hüseyin ALANLI, seçimlerin vazgeçilmez isimlerinden birisi olarak bu kez arazide sizin olmamanız özellikle parti camiasında büyük bir eksiklik olarak nitelendiriliyor. Bu arada umarız her şey iyi gidiyordur, sağlık ve sıhhat dolu bir gelecek dileriz…

Sayın Aydın SOYER, Lefkoşa’da partinizin en mütevazi adayları arasında gösteriliyorsunuz. Yine de deriz ki seçimlerde mütevazilikten daha ziyade fazla hareket genelde bereket ile sonuçlanır. Kurtlar sofrasında olduğunuzu hiç unutmayın olur mu?