Turizmde hedef halen daha 1 Nisan imiş.

Üstüne üstlük bu tarihe kadar tüm turizm çalışanlarını aşılamak da hedefleniyormuş!

Kusura bakmayın Sayın Bakan son gelen aşıların sadece 2. Doz için bekleyenlere yeteceğini üyesi bulunduğunuz kabinede yer alan Sağlık Bakanı açıkladı. Kıt aşı imkanlarını yurttaşlara mı yoksa memlekette bulunan herkese mi kullanılacağı sorusu da önemli bir sorudur söz konusu olan turizm olunca. Çünkü istatistiğini biliyor musunuz emin değiliz ancak bu sektörün kaçta kaçı KKTC yurttaşı acaba?

Yani Türkiye, bu aşıları eğer hibe ediyorsa, KKTC yurttaşlarını mı hesaplamış yoksa burada yaşamakta olan kendi yurttaşları da hesapta mı?

Çünkü bu bilgi ile paralel olarak aşılama oranları ve aşı planındaki de jure ya da de facto sayı övünç yolumuzu değiştirebilir!

Şunu demek istiyorum ki aşılanan yurttaş sayımız aşılama oranları içerisindeki sıralama açısından da değerlendirilmelidir!

Ayrıca, turizm sektöründe çalışmakta olan kişileri belirlerken, dün inşaat sektöründe olup bugün turizme geçmiş ama sonra fırsatını bulur bulmaz geri dönecek veya sektör değiştirme ihtimali olanlar ayıklanacak mı?

Kendini turizmde gösterenler olacak mı?

Biliyorum. Yine çok soruyorum.

Ve biliyorum. Çok soru soranlar bazen pek sevilmez!

***

Yine de bu sorulara takılmayın. Çünkü bu soruların yanıtları zaten belli.

Dahası 1 Nisan’da yüzyüze eğitime başlanacak diyen eğitim bakanlığı da yüz yüze eğitimi aşılamaya endekslemiş, sonra da 1 Nisan tarihini vermişti.

Bunun da olamayacağını bildiğimiz halde onu inanmayarak dinlemiştik.

***

1 Nisan tarihi bize 1 Temmuz 2020 sürecini anımsatıyor. Sorgusuz sualsiz, plansız programsız açılan deniz ve hava yollarımız nedeniyle biz şu an bu paniği yaşıyor, bu sebeple sektörlerimizin kan ağlamasına seyirci kalıyoruz.

Dahası özel sektörde de kamuda da hem hak ve menfaatler hem de verilen hizmetler bağlamında,üretenin de tüketenin de zarar görmesine sebep olan tarihtir 1 Temmuz!

Turistler geleceklermiş. Kaldıkları yerden çıkmayacaklarını taahhüt edeceklermiş. Sonra otelde kapalı kalıp gideceklermiş!

Biz de turizmden kazanacakmışız!

Bu cümleyi bir düşünün.

Kumarhane kokuyor buram buram. Gelecek otelinden çıkmayacak ve gidecek Her şeyini ben ona sağlayacağım

Peki otele gelmeyen turisti nasıl ayıracaksınız beyler?

Ya kişilerin hakikaten geldikleri yerden çıkmadıklarını nereden ve nasıl bileceksiniz?

Bilemeyeceksiniz elbet!

**

Yani verilen beyanatları,dinlediklerimizi ve duyduklarımızı bir araya getirdiğimiz zaman asıl da akla mantığa uymayan, ağzına gelenin sırasıyla çıktığı bir ortamdayız ki kızmamak elde değil.

Bu da herhangi bir sistemin, planın, düzenin olmamasından kaynaklanıyor!

Ağzına/aklına geleni söyleyerek sonra da nasılsa unutulacağını düşünerek yaşıyor bizi yönettiğini zannedenler.

Ve ne acıdır ki, başka her konuda unutulabilirdi de bu ölüm kalım meselesi, bu sağlık meselesi bu bir yaşam kavgası. Hem de gerçek anlamda.

Bu nedenle söylenen her bir sözcüğün anlamını 40 kez düşünerek içselleştiriyor toplum.

Ve sizler ağzınıza geleni, kulağınız duymadan konuşarak topluma da sektörlere de büyük saygısızlıklar/duyarsızlıklar yapıyorsunuz.

Bilemem belki gözünüze takılır diye yazayım dedim!

Dr. Çiğdem DÜRÜST